“Herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyuyor! Bu parti nasıl adam olacak?”
“Herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyuyor! Bu parti nasıl adam olacak?”
YÜKSEL TOKUR
Ülkemizin içte ve dışta bunca sorunu varken bakın yine CHP’yi konuşuyoruz. Günlerce gündemden düşmeyen CHP’li belediyelerdeki rüşvet ve yolsuzluk haberlerinden sonra, şimdi de şaibeli kongreler.. Mahkeme koridorlarından bir türlü kurtulamıyorlar.
Yaşlı Genel Başkan Deniz Baykal’ın ortaya çıkan seks kasedinden sonra istifa etmek zorunda kalması, “Aday değilim” dedikten hemen sonra aday olarak CHP Genel Başkanlığına oturtulan Kemal Kılıçdaroğlu’nun şaibeli bir kongreyle görevinden alınarak Özgür Özel’in Başkanlık koltuğuna oturtulması, şimdi de İstanbul İl Başkanlığına kayyım atanması..
Bunlar ve İBB Başkanlığına iki defa seçildiği halde hizmet adına hiçbir varlık gösteremeyip rüşvet, yolsuzluk iddialarıyla gündemden düşmeyen İmamoğlu başına gelecekleri tahmin etti. Yaptıklarından sıyrılmak adına Cumhurbaşkanlığı seçimine daha üç yıl varken kendisini Cumhurbaşkanı adayı ilan etmesi sıradan gelişen olaylar olmayıp, şaibe üstüne şaibelerdi.
İşin tuhaf tarafı; kendileri yapıyor, kendileri şikâyet ediyor, yargı harekete geçince de Ak Parti ve Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ı suçluyorlar.
Anlaşılan bu parti tıbbi terimle “entübe” olmuş durumda. Böyle bir partinin de bu ülkeye verebileceği hiçbir şey kalmadığını, belki de bir inat uğruna oy verenler ne zaman anlayacaklar?..
CHP’nin geleneksel “istemezük” politikasını toy Genel Başkan Özgür Özel de devam ettiriyor. Çağa ayak uyduramadıkları için; otoyol, baraj, tünel, boğaz köprüsü, nükleer santral, savunma sistemleri gibi büyük yatırımlar gerektiren ve halkın refahı, ülkemizin geleceği için gerekli olan dev projelere karşı çıkarak ne kadar “halkçı ve milli” olduklarını ispatlıyorlar!
Alın işte; en son Milli Savunmaya yönelik sorumsuz bir ifadeyle bu ülke ve dünya gerçeklerinden ne kadar uzak olduklarını bir kez daha teyit ettiler.
Yunanistan bile, “Erdoğan ülkesini yabancı silah bağımlılığından kurtardı” diye istemeyerek de olsa takdir etti. Ama CHP’nin başındaki zat Sinop’ta dahiyane bir çıkışla, "Balıklar korkuyor, füze testi yapmayın" buyurdu.
ABD radar üstlerinden yıllarca rahatsız olmayan balıklar, birkaç deneme atışından rahatsız olmazlar. Ama açıktan söylemeyip topu balıklara atsanız bile, Ak Parti iktidarı eliyle güçlü bir Türkiye oluşmasından son derece rahatsızsınız.
Çelik Kubbe konusuna girmiyorum: “Çelik kubbe yandaşları korumak için yapıldı; S 400 füzeleri sarayı korumak için alındı” gibi yıpratma kulplarını çoktan taktılar bile..
Onlara göre bunlar ülkenin ihtiyacı değil! Asıl ihtiyaç rahatça balıkla rakı içilebilmesi, her köşenin milyarlar harcanarak heykellerle donatılması, rant dağılımı savaşları.. Bir de yönettikleri İl ve İlçelerin çöp dağlarıyla süslenerek cadde ve sokakların kokulandırılması!
Tüm bunlardan memnun kalarak, “Aynen böyle devam edin” dercesine kendilerine şartsız destek veren bir seçmen kitlesine sahip olmak dünyada hangi partiye kısmet olmuş ki?!?
ECO desteğini kaybeden Özgür Özel deli dana misali çok saldırgan olmaya başladı. Fitne kazanında her an her şey olabilir. İşimizi gücümüzü bıraktık, CHP’ye kitlendik maalesef.
“İki kişi yan yana gelince, gidenlerin dedikodusunu yaparlar. Geçimsizlik, anlaşmazlık, kıskançlıklar, iftiralar, ters yorumlar, herkes birbirinin ayağının altına karpuz kabuğu koyma gibi eğilimler içerisinde. Bu parti nasıl adam olacak?”
Bunu biz söylemiyoruz.. 25 yılını CHP’ye verip Eskişehir Belediye Başkanlığı yapan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen söylüyor.
Aile içi entrikalarla meşhur olan bir zamanların Dallas dizisi, kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan CHP’de yeniden hayat buldu.