Kişiye Özel Bayramları Unutmayalım!(2)
Ümmet bayramlarından başka bir de “Kişiye Özel Bayramlar” var:
“Müminin beş bayramı vardır:
1-Günah işlemeden geçirdiği her gün.
2-İman ile dünyadan göçtüğü gün.
3-Sırattan emin bir şekilde geçtiği gün.
4-Cennete kavuştuğu gün.
5-Cemalullah’ı müşahede şerefine erdiğı gün.
-Enes b. Malik-
Bunlardan ilk ikisini arzetmiştik.
3-Sıratı Geçme Bayramı!
Enes b.Malik (r.a.)’dan gelen rivayette; mü’minlere lütfedilen ferdî bayramların üçüncüsü; kişinin kıyametin hallerinden emin olarak hasımlarının ve cehennem görevlilerinin eline düşmekten kurtulup sıratı geçmesidir.
Kıyametin Halleri:
1- İman nuruyla bir mü’min olarak haşrolmak (yeniden yaratılmak):
2- Amel defteri sağından verilenlerden olmak:
3- Tartısı ağır basanlardan olmak.
4- Her şeyin hesabını verebilmek:
5- Sıratı geçerek ateşten kurtulmak.
Yüce Rabbimiz buyurdu:
“İçinizden oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, Allah’tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız” (Meryem, 71,72.)
Hadiste, insanların Cehenneme uğrayacakları, ancak yapmış oldukları işlerle oradan geri çevrilecekleri bildirilmiş; geri çevrilenlerin de, yaptıkları işe göre şimşek hızı, rüzgâr hızı, at koşusu, insan koşusu, yaya yürüyüşü gibi çeşitli hızlarla oradan kurtulacakları haber verilmiştir. (Tirmizî, Tefsir 19:5.)
Nitekim, bir sonraki âyet, yaptıkları işlerle ateşten korunmuş olanların oradan kurtulacaklarını bildirmektedir. (Ümit Şimşek Meali)
İşte bu kurtuluş mü’minlerin üçüncü bayramı olacaktır.
4-Cennete Ulaşma Bayramı!
Sıratı geçerek ateşten kurtulma bayramı yapan mü’min, cennet kapılarından içeriye buyrulmakla sonsuza değin saadet içinde yaşama zaferini elde ederek kişiye özel bayramların dördüncüsüne kavuşmuş olacaktır.
Zaferin Sırrı Nedir?
Hz. Ali (r.a.) cennete ulaşma zaferinin sırrını şöyle özetliyor:
“Altı hasleti kendinde toplayan kimse cennet için bir talep, cehennem için de bir kaçış yeri bırakmış, hepsini elde etmiştir.
1) Allah’ı bilmiş O’na itaat etmiştir.
2) Şeytanı tanımış ve ona isyan etmiştir.
3) Ahireti bilmiş ve O’nu arzulamıştır.
4) Dünyayı tanımış ve onun meşru olmayan taraflarını terk etmiştir.
5) Hakk’ı hak bilmiş ve ona ittiba etmiştir.
6) Bâtılı bâtıl bilmiş ve ondan sakınmıştır.”
(İbn-i Hacer Askalani, Münebbihat, s.76)
Zafer tablosu!
“Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise bölük bölük cennete sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedi kalmak üzere girin buraya, derler.” (Zümer, 39/73)
“Onlar: Bize verdiği sözde sadık olan ve bizi, dilediğimiz yerinde oturacağımız bu cennet yurduna varis kılan Allah’a hamdolsun. İyi amelde bulunanların mükafatı ne güzelmiş! derler.”
(Zümer, 39/74)
Zafere Giden Yol!
Sonsuza değin sürür içinde yaşama zaferine götüren süreç elbette kısa ve kolay değil. Bunun ne derece sıkıntılı ve sancılı olduğunun veciz ifadesini Resulullah Efendimiz’in (s.a.v.) Ebû Zer’e (r.a.) yapmış olduğu şu îkazda apaçık görüyoruz:
“Ya Ebâ Zerr! Gemiyi yenile; çünkü deniz derindir.
Kumanyanı eksiksiz hazırla; çünkü sefer uzundur.
Yükünü hafiflet; çünkü geçit dar ve meşakkatlidir.
Yaptıklarında samimi ol; çünkü iyiyi kötüden ayırt eden (Allah) Basîrdir.”
(İbn-i Hacer Askalani, Münebbihat, s.39)
5-Cemalullah’ı Müşahede Bayramı!
Cennete girdikten sonra artık ulaşılacak başka hangi bir nimet, elde edilecek başka hangi bir şeref ve kutlanılacak başka hangi bir bayram kalmıştır ki bir beşinci bayramdan söz edilebilsin, denilebilir. Ancak şu tablo ve cereyan eden konuşmalar bizlere yeni bir müjde daha sunmaktadır.
“Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Cennetlikler cennete girince Allah Teâlâ onlara:
-Size vermemi istediğiniz bir şey var mı? diye soracak. Onlar:
-Yâ Rabbî! Yüzlerimizi ak etmedin mi? Bizi cennete koyup cehennemden kurtarmadın mı? Daha ne isteyelim, diyecekler.
İşte o zaman Allah Teâlâ perdeyi kaldıracak. Onlara verilen en güzel ve en değerli şey Rablerine bakmak olacaktır…
Mü’minlerin âhirette Allah Teâlâ’nın eşsiz güzelliğini göreceklerine dair hadisler bize mütevâtir olarak, yani en sağlam şekilde gelmiştir.
Zaten Kur’ân-ı Kerîmdeki muhtelif âyetler de Cenâb-ı Hakk’ın âhirette ayan beyan görüleceğini ortaya koymaktadır. Bu âyetler arasında konuyu en açık şekilde ifade edeni:
‘Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacak, Rablerine bakacaktır.(O’nu görecektir.) [Kıyâmet, 75/22.23]
Cehennemlikler anlatılırken de
‘Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O’nu görmekten) mahrum kalmışlardır.’ [Mutaffifîn, 83/15] buyrulması bir takım bahtsızların Rablerini görme şeref ve saâdetine eremeyeceklerini ortaya koymaktadır.”
(Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir ve diğerleri, Riyâzü’s Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, c.7, s.61-637)
İşte bu Cemalullah ile onurlanma, mü’min kulların ulaşacakları beşinci ve son bayram olacaktır.
Nasıl Görülecek?
“Bir gece Resûlullah’ın yanında bulunuyorduk. On dördüncü gecesindeki aya baktıktan sonra şöyle buyurdu:
‘Şu ayı hiçbir sıkıntı çekmeden gördüğünüz gibi Rabbinizi de ayan beyan göreceksiniz’”.(a.g.e.)
Bir Kıssa ve Bir Hisse:
Kızının sürekli ağladığından ve gözlerinin artık kör olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığından şikayet ederek yavrusuna nasihat vermesi ricasında bulunan bir babanın isteği üzerine Hasan Basri (rh.a.) evlerine kadar gider ve kızdan artık ağlamasına son vermesini aksi takdirde gözlerinin kör olacağını söyler. Genç kız başını kaldırır ve ona şu cevabı verir:
-Eğer bu gözler yarın Cemalullah’ı göremeyecekse onların bugünden kör olmaları daha evlâdır. Yok ötede Rabbimi görme şerefine ulaşacaklarsa bunun için bu gözler bugünden feda olsun.
Bu sözler üzerine Hasan Basri’ye (rh.a)
-Nasihat vermeye geldik nasihat aldık, demekten başka söyleyecek bir şey kalmamıştır.