• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Süleyman Önsay
Süleyman Önsay
TÜM YAZILARI

İbrahimi Din Sadece İslam’dır!

17 Temmuz 2020
A


Süleyman Önsay İletişim: [email protected]

Dinler arası Diyalog’un hedefine ulaşması adına ortaya atılan proje ve sloganlardan biri de “İbrahimi Dinler” kavramıdır. Bu ise bir hezeyandan ve Allah’a karşı adeta bir dikleşmekten yani küfürden  öte bir anlam da ifade etmez. Öncelikle Dinler Arası Diyalog tuzağının özünü ve  hedefini sahiplerinden bir öğrenelim:

II. Paul’ün 1991 yılında ilan ettiği Redemptoris Missio (Kurtarıcı Misyon) isimli genelgesinde aynen şöyle deniliyordu: 

“Dinler arası diyalog, Kilise’nin bütün insanları Kilise’ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır… Bu misyon aslında Mesih’i ve İncil’i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir.”

Papa’yı ziyaretinde Fetullah Gülen de bunu vurgulamıştır:

“Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinler Arası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz.” (F. Gülen’in Papa’ya mektubundan, Zaman,10.2.1998)

Nihai hedefleri de Papa II. Paul’un 2000 yılı mesajında şöyle bildiriliyordu: “Birinci bin yılda Avrupa Hristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hristiyanlaştıralım.”

Bunu sağlamak için de, “Benim dinim son dindir, diğerleri yanlıştır” inancından vazgeçirmeyi prensip edindiler. Dinler arası diyaloğun mimarlarından M.Watt, “Modern Dünyada İslam Vahyi” adlı çalışmasında bunu açıkça yazmıştır.

Watt’a göre diyaloğun şartı, “Benim dinim son dindir” inancından vazgeçmektir: 

“Dinlerin karşılaştırılması, yani üstünlük ve aşağılık açısından herhangi bir değerlendirmeye gitmemektir. Objektif anlamda geçerli olmadığı için gerçek diyalog anlayışı, bu çeşit karşılaştırmalardan vazgeçmeyi icap ettirir. Taraflardan biri, “Benim dinim son dindir” derse bu olmaz; çünkü buradaki “son” kelimesi diğer dinlerden üstün olma veya diğer dinleri geçersiz kılma anlamlarına gelir. Bunun için, benim dinim diğerlerinkinden daha üstündür inancının terk edilmesi gerekir.” (www.ihvanlar.net- http://www.ihvanlar.net/2013/07/16/diyalogu-kim-baslatti-diyalogun-hedefi-nedir/Dinlerarası Diyalog Nedir?)

İşte “İbrahimi Dinler” kavramı; “Benim dinim son dindir”  ve “benim dinim diğerlerinkinden daha üstündür” inancının terk edilmesi gerekir, şartının uygulanmasının bir adımı olarak atılan bir algı operasyonudur.

Bu kavramın hükmü ise haşa Allah’ı yalanlamaya yeltenmek olduğu için küfürdür. Zira Rabbimiz kesin ve net olarak bildirmiştir:

“İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi.” (Âl-i İmran 67)

Rabbimiz “İbrahimi Dinler” safsatasıyla kendilerini Hz. İbrahim (a.s.)’a nispet eden Yahudilere, Hristiyanlara  ve onların dümen suyuna şuursuzca  kapılanlara şu soruları yöneltiyor: 

“Yoksa siz, İbrahim, İsmail, İshak, Ya’kub ve esbâtın Yahudi, yahut Hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine (bildirilmiş) bir şahitliği gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.” (Bakara, 140)

“Yoksa Ya’kub’a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Ya’kub) oğullarına: Benden sonra kime kulluk edeceksiniz? demişti. Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek Allah’a kulluk edeceğiz; biz ancak O’na teslim olmuşuzdur, dediler.” (Bakara, 133)

Evet İbrahim (a.s.) ve Ya’kub (a.s.), Yahudiliği ve Hristiyanlığı değil tam tersine İslam’ı tavsiye etmiş ve miras bırakmıştır:

“Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Ya’kub da, “Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâm’ı) seçti. O halde sadece Müslümanlar olarak ölünüz” (dediler).” (Bakara, 132)

Peki öyleyse Yahudilik ve Hristiyanlık neyin nesi oluyordu? 

Cevap, bu algı operasyonunun taşeronluğuna soyunanların kendi itirafları sadedindeki şu satırlarda:

Yahudilik özel âyinleri ve düzenlemeleri ile M.Ö. dördüncü asırda şekillenmiştir. Hristiyanlık, Hz. Îsâ’nın dünyadan ayrılıp göğe yükseltilmesinden çok sonra şekillenmiştir. Dolayısıyla bu tarihlerden önce yaşamış olan peygamberlerin, tarihî olarak bu dinlere mensup olmaları mümkün değildir. Hal böyle olunca Kur’ân, Allah nezdinde makbul olmak için, Allah’ın bütün peygamberleri tarafından bildirilen ve bütün çağlarda yaşayan iyi insanların uyduğu evrensel yolu kabul etmelerinin gerekli olduğunu vurguluyor. (Suat Yıldırım Meali)

Rabbimizin bütün bu ikazlarına rağmen tek İbrahimi Din olan İslamın’ın yanına Yahudiliği ve Hristianlığı koyarak “İbrahimi Dinler’den dem vurmak ne derin bir aymazlık, ne vahim bir gaflet, ne korkunç bir cinayet ve  ne sinsi bir ihanettir!

Şu haber spotundaki şok itiraflar tüm Mü’minlerin en başta da onların yönlendiricisi  yazar, çizer, yayıncı ve akademisyenlerin akıllarını başlarına; imanlarının nurunu da önlerine almaları için sanırız yeterli olur:

AA‘ nin Washington mahreçli ve 23 Eylül 2003 tarihli haberi özetle şöyle: 

“CIA ve ABD Federal Soruşturma Bürosu FBI hakkında yazdığı kitaplarla tanınan Ronald Kessler  “CIA Savaşta” (The CIA at War) adlı kitabında, CIA Direktörü George Tenet ve diğer üst düzey CIA yetkilileriyle yaptığı görüşmelere de yer verdi. 

 ‘İslam’da, öteki dinlerde olduğu gibi ruhban sınıfı olmadığı için herhangi bir kişi kendini dini lider olarak adlandırabilir. Bu yüzden CIA, bazı din adamlarını para ile satın aldığı gibi, sahte dini liderler de çıkarttı’ ifadelerinin yer aldığı kitapta, CIA’nın, kendilerini din adamı olarak tanıtan ve Müslüman olmayanlar hakkında daha yumuşak dini mesajlar verecek görevlileri işe aldığı ifade edildi.

Bir CIA kaynağının, “Radyo istasyonlarının yönetimini devralıyor ve din adamlarını destekliyoruz. Propagandaya geri dönüş. Ilımlı Müslümanlar çıkartıyoruz” şeklindeki sözlerine yer verdi. Bu yönde fetvalar veya dini yazılar yayınlamaları için din adamlarına para verildiği de bildirildi.” (http://www.ihvanlar.net/2013/07/16/diyalogu-kim-baslatti-diyalogun-hedefi-nedir/Dinlerarası Diyalog Nedir?)

Ne diyelim, söz konusu Allah’ın hükmü olunca gerisi tezvirattır yani zırvalamaktır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Süer

Allah Razı olsun..Ne olur bu konuda bikmadan usanmadan yazarmisiniz..Özellikle Ilahiyata giden öğrencilerimin zihinlerini darmadağin ediyorlar..ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN..Sonrada ilahiyat öğrencileri niye namaz kilmiyor..Gençlere iman deslerimi veriyorsunuzki..Selam ve Dua ile..

Vatan

Ya Rabbi Senin en son dinini sulandıran, ifsad edip insanlarınnfilirlerini karıştıran şahısları Sana havale ediyoruz. İkballeri uğruna izzetsiz ve karmakarışık bir İslam modeli zorlamayla çıkarmsya çalıştılar. Her şeyi mübah kıldılar! Al yerin dibine Ya Rab bu ifsat edenleri ve milletimiz biraz nefes alsın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23