Barış çok yakın... Erdoğan, Putin, Zelenski ve Trump bir arada olacak mı?
Barış çok yakın... Erdoğan, Putin, Zelenski ve Trump bir arada olacak mı?
Selma Savcı
Dünyada krizlerin ardı arkası kesilmiyor.. Katil İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımda binlerce din kardeşimiz katledilmeye devam ederken, bir yandan da Ukrayna-Rusya krizi kaldığı yerden devam ediyor. Bu iki krizde de başrolde ise üstlendiği misyonla ülkemiz Türkiye geliyor…
Her iki savaş sürecinde de her daim sahada olan masum insanların katledilmesi yönünde her zaman masaya bir irade koyan güçlü bir ülke hüviyetini dimağlara sokan bir devletimizin olması hakikaten çok anlamlı…
Siz bakmayın her geçen gün içimizdeki beyinsizler sürüsünün, “orada burada ne işimiz var” açıklamalarına.. Gördünüz Suriye’nin sınır bölgelerinde neden operasyonlar yaptık ve bugün geldiğimiz noktada sınırımızdaki ülke olan Suriye’nin ne hale geldiğini ve daha da ileriye giderek ülkemizdeki misafir Suriyelilerin de her geçen gün ülkelerine döndüklerinde ellerinde argümanları kalmayacak olan bizim tayfayı da daha iyi tahlil edeceğiz kuşkusuz.
Gelelim Rusya-Ukrayna mevzusuna… Geçtiğimiz günlerde İstanbul’a gelen Zelenski’nin Başkan Erdoğan’la yaptığı görüşmeler ve heyetlerle ülkemize gelen hem ABD ve hem de Ruslardan sonra, Ukrayna’ya ziyaret gerçekleştiren Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan hem kendi mevkidaşıyla hem de Zelenski’yle görüşmesi sonrası verdiği mesajlar dünya nezdinde daha da anlaşılır bir hal alacaktır.
Bakan Hakan Fidan’ın öncelikle dünyaya verdiği şu mesajları bir görelim; “(Rusya-Ukrayna Savaşı) Ya bu savaşın devamına göz yumacağız ya da bu sene içerisinde kalıcı bir barışa ulaşacağız. Sayın Erdoğan'ın ev sahipliğinde Trump, Putin ve Zelenski'nin bir araya gelmesiyle, İstanbul'da yapılan görüşmelerin taçlanması mümkün olabilir diye değerlendiriyoruz. Ya bu savaşın devamına göz yumacağız ya da bu sene içerisinde kalıcı bir barışa ulaşacağız. İstanbul'da yeniden başlayan görüşmeler gerçekten fevkalade önemli. Bizim inancımız şu, müzakere masasında kalındığı sürece, muhakkak bir ilerleme görülebilir. Türkiye her iki tarafta olan iyi ilişkisini kullanarak barış perspektifini ilerletme, hayata geçirme konusunda da elinden geleni yapıyor.”
Görüldüğü üzere ülkemizin barış çağrılarının her daim ilerletilmesi için kararlı adımlar atan ülke olmak ve bunu her defasında tüm dünyaya haykırmak çok önemli bir parametredir. Ülkeler nezdinde her zaman barışın temsilcisi olmak ve bunu hiç bıkmadan usanmadan tüm kendi ülkesel dengelerini de zora sokmasına rağmen her daim yapmasının temel nedenlerini görmek lazım.
Bakın Rusya-Ukrayna krizinde ülkemizin ve özellikle Başkan Erdoğan’ın üstlendiği bu Nobel Barış Ödülü’ne bile layık olması muhtemel bu mücadelesinin sonu mutlaka çıkacaktır. Ama hem bölgedeki dengeler hem de masum insanların öldürülmesi fikrine ket vurmak adına bu tarz gelişim süreçlerini daha da ilerletmek bizim önceliğimiz olmalıdır her konuda…
Bu aşamada bence de büyük ihtimalle dünyanın gözünün çevrileceği, Erdoğan, Putin, Zelenski ve Trump’ın bir araya geleceği zirveyle birlikte tamamen yol haritasının değişeceği ve dünya liderlerinin bir arpa boyu bile yol alamadığı bir ortamda sayısız heyetlerle İstanbul zirvelerinin artık sonuna doğru gittiğimizi ben açıkçası düşünüyorum. Bakınız bu süreç dünya barışına da örnek olacak ve içimizdeki hainlerin de ders alabileceği ender örneklerden biri olacaktır.
Amerikalı Filozof Thomas Paine’nin de dediği gibi; “Barışın hiçbir maliyeti yoktur. Buna ek olarak tüm masrafıyla herhangi bir zaferden son derece daha avantajlıdır" sözünün ne denli doğru bir teşhis olduğunu unutmamak lazım…
Selam ve dua ile…