• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sefa Saygılı
Sefa Saygılı
TÜM YAZILARI

Ölümü Düşünmek Hayatı Anlamlandırır

23 Kasım 2019
A


Sefa Saygılı İletişim: [email protected]

Balıkesir’de bir lisedeki değerli din dersi öğretmenimiz öğrencilere mezarlık başında ders vermiş ve ölüm gerçeği ile yüzleşmelerini istemiş. Bazı medya organları ‘öğrencilerin psikolojisi bozuldu’ gibi yayın yapsalar da aslında bu eğitim doğrudur, yerindedir. Ölüm, hayatın kaçınılmaz sonudur ve yaşamanın düşmanı değil kardeşidir. Geçenlerde İsveç’te ve Japonya’da yine öğrencileri ölüm konusunda bilgilendiren öğretmenlerin görüntüleri sosyal medyada yayınlandı. Çünkü ölümü düşünmenin hayatımıza olumlu katkıları olacaktır.

Kişi dünyadan koparak kendini ölmüş gibi düşünürse hayat hakkında çok şey öğrenecektir. Ölümü düşünerek bu korkuyu hayatımızı zorlaştıran değil de yaşantımıza renk ve canlılık katan bir unsur haline çevirebiliriz. İşte ölümü tefekkürün bazı faydaları:

• Günlük yaşayışımızda gereksiz şeylere üzülmez, cidden önemli olanlara odaklanırız.

• Konuları daha doğru bakış açısına yerleştiririz ve problemlerden daha az sıkıntı duyarız.

• Stres eşiğimiz yükselir. Çünkü ölümün yakın olduğu aklımıza gelir ve dertleri büyütmeyiz.

• Yaratanımızla bağlantımız yoğunlaşır, kendimizi O’na daha yakın hissederiz. Yalnızlık duygumuz azalır.

• Geçici başarılar ve başarısızlıklar bizde derin dalgalanmalar yapmaz.

• Sıradan ve kolay olanı değil, yapmamız gerekeni yapmamız için içimizdeki istek ve cesaret kuvvetlenir.

• Yaşamanın amacının ölüm sonrası olduğuna olan inancımızı billurlaştırır; dolayısıyla her anı önemseyerek yaşarız.

• Ölümü düşünmek bize korkusuzluk ve cesaret verir, çünkü korkuların büyük çoğunluğunun kaynağı ölüm korkusudur.

• En önemlisi de, hayatta kalmak için çabalamak yerine yaşantımızdan ve işimizden keyif almaya, daha mutlu olmaya çalışırız.

Türkiye’de Fuhuş Serbest mi?

6284 Sayılı Kanun ile ilgili yazımızı okuyan hâkim bir okurumuz bize şu notu göndermiş:

“İstanbul Anadolu Adliyesinde ceza hâkimi olarak görev yapıyorum. Makaleniz genel olarak 6284 sayılı kanundan kaynaklı sıkıntıları yerli yerince ifade etmiş. Ellerinize, dilinize, yüreğinize sağlık. Makalenizde fuhuş suç olarak tanımlı değil demişsiniz ancak ceza kanununda suç olarak tanımlı. Sanırım siz zinanın suç olmadığını ifade etmek istediniz.”

Maalesef Yeni Ceza Kanunlarında fuhuş yapmak suç olmaktan çıkarılmıştır. Bu yüzden travesti C...’nin bireysel başvurusunu, Anayasa Mahkemesi 18.10.2017 tarihli kararıyla, yasal mevzuatımızda fuhuş yapmak suç olarak tanımlanmadığı gerekçesiyle kabul etmiştir. 

 Başvuruya konu olayda; 26.8.2014 tarihinde polisin yaptığı denetim esnasında  gece saat 00.10’da cadde üzerinde kendisini “seks işçisi” olarak tanıtan ve “müşteri” beklemekte olan travesti C.. hakkında “fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız ettiği” gerekçesiyle 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 37. maddesi uyarınca 91 TL idari para cezası kesmişlerdir. 

 Travesti  C.., bireysel başvuru hakkı kapsamında Anayasa Mahkemesine idari para cezasının iptali talebiyle başvuruda bulunmuştur. Bireysel başvuru dilekçesinde, travesti C. “ekonomik sebeplerle seks işçisi olarak” çalıştığını beyan etmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu başvuruyu, fuhuş yapmak 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda suç olarak tanımlanmadığından ve “5326 sayılı Kanun’un hiçbir hükmünde fuhuş amacıyla başkalarını rahatsız etmek fiili de kabahat olarak belirtilmediği” gerekçesiyle travesti C... ‘nin talebini haklı bularak kabul etmiştir. (Anayasa Mahkemesi / 18.10.2017 tarih, 2014/19152 sayılı karar)

Fuhuş, bir ve birden fazla kişiyle para veya menfaat karşılığı cinsel ilişkiye girilmesidir. Türkiye’de 5237 Sayılı yeni Türk Ceza Kanunu ve 5326 sayılı kabahatler kanununda fuhuş yapmak suç olarak düzenlenmemiştir. Bir kimseyi fuhuş yapması için teşvik etmek, aracılık yapmak ve yer temini eylemleri suç olarak kabul edilmekte ve cezalandırılmaktadır. Fuhuş fiilini icra eden “hizmet sunan!” kişiler (kadın ve LGTBİ mensupları) mağdur, “hizmet alanlar!” müşteri ise suç faili olarak tanımlanmamaktadır. 

Mevzuatımızda, doğrudan fuhşun ve fahişeliğin suç teşkil etmeyeceği, ancak fuhşa aracı olunması ile yarar ve yer sağlanması durumunda suç oluşacağı kabul edilmektedir. Fuhuş eylemini bizzat gerçekleştiren /sunan kişi yasada mağdur olarak kabul edilmektedir. Yasal mevzuatta kadın ve erkek olarak cinsiyet ayrımı da yapılmamıştır. Kişi ve kimse ifadeleriyle tüm bireyler (kadın, erkek ve LGTBİ bireyleri) yasal kapsama alınmıştır.

Dünkü Aydınlık Gazetesi’nde fuhuş konusundaki haberin sonu şöyle: “Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde kendimi tanıtarak emniyet amiriyle görüşmek istediğimi söyledim. Birkaç dakika sonra amirin kendisi bizzat salonda beni karşılayarak odasına aldı. Yaptığım çalışmayı kısaca özetledim ve aldığım notlardan bilgiler aktardım. İhtiyaç duyduğumda, bana destek verip vermeyeceklerini sordum. Memnuniyetle kabul etti. Çok önemli bir çalışma yaptığımı ama nafile uğraş olduğunu da sözlerine ekledi. Fuhuş ile mücadelede mevcut yasaların yetersiz olduğunu, yakalayıp sınır dışı ettikten sonra 10-15 gün içerisinde tekrar ellerini kollarını sallayarak giriş yaptıklarını söyledi.”

Kısacası Türkiye’de fuhuş suç olmadığı gibi yasalarca koruma altına alınmış durumdadır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

O.U.

Kaleminize yüreğinize sağlık ,o okul ve yöneticilerine gelince güzel ve doğru olan bir hareket uygulama yapmışlar çocuklarımıza ölümü ve ahır hayatı hatırlatmak öğretmek gerekir çünkü ölüm hep yanımızdadır.

Selim Esmer

AKP sayesinde fuhuş suç olmaktan çıktı ve yaygınlaştı. Bununla ne kadar gururlansalar azdır. Tebrikler AKP'ye!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23