Şimdi Veda Zamanı...
Vaktinde, bir Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından ayrılmak durumu söz konusu olduğunda, öğretim üyelerine şöyle bir konuşma yapmıştım...
Uzun yıllar görüşememiş iki eski dost sonunda kavuşmuşlardı. Bir masada karşılıklı oturmuş, hiç konuşmadan hasretle birbirlerinin gözlerinin içine öylece bakıp durmuşlardı, dakikalarca. Nihayetinde biri, başını sallayarak derin bir nefes almış ve “Yaaa!?” demişti. Diğeri de aynı şekilde başını sallamış ve derin bir nefes aldıktan sonra cevap vermişti “Yaaa!?” Konuşma bu kadarmış!..
Hallacı Mansur “En-el Hak” derken, inandığını söylemiş; “Allah’tan geldik O’na döneceğiz. Her şey O, Her şey O’na ait, Biz de Ondanız, Ben de O’ndanım” gibi bir anlayışı dile getirmişti. Ancak etrafındakiler bunu anlayamadılar ve Hallac’ı katlettiler...
Süleyman Demirel’e çok emek verdiği, evladı mesabesinde tuttuğu bir bürokratı fena halde ihanet etmişti. Bu durum kendisine haber verildiğinde, derin bir teessür içerisinde şöyle demişti: “Yüreğim Karacaahmettir ona da bir yer bulunur.”
Yani arkadaşlar, bu veda için, özetle, bir; fazla konuşmaya gerek yok, iki; doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, üç; benim de bir Brütüs’üm...
“Ortada bunlardan başka ne var ki?” deyip şöyle devam etmiştim konuşmama...
- Başarı için şair şöyle diyor ki bu aynı zamanda akademik düşünce sisteminin temellerinden biridir benim için; farklı fikirler ve gönül birliği:
Durup ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i millette
Çıkar âsâr-ı rahmet, ihtilaf-ı rey-i ümmetten
(Başarının hükmü milletin gönül birliği ile mümkündür.
Koruyucu eserler ise toplumun fikir ayrılıklarından ortaya çıkar.)
- Fikirler bir kişiden neşet ederse, güç sadece onda toplanırsa ne olur?
Eder tedvîr-i âlem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihân titrer sebât-ı pây-ı erbâb-ı metanetten
(Kudretli bir kişinin azim gücü dünyayı düzene sokar
Güç sahibi kişilerin ayaklarının kararlılığı ile dünya titrer.)
- Düzene sokar ama nasıl bir düzene? İyi ise sorun yok ama ya kötüyse?
Biz gayret ettik, bazı yakın çalışma arkadaşlarım bunu gördüler... Kimse görmemiş olsa da Allah gördü, şahidimdir:
Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten tesir-i sıkletten
(Gönüldeki elmas cevherine benzer gayret cevheri.
Ezilmez basıncın şiddetinden, ağırlığın etkisinden.)
- Demek ki kader böyleymiş:
Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za’f u betaetten
(Kaderin her feyzinin, her yardımının bir zamanı vardır
Milletteki zayıflık ve gevşeklikten sakın ümitsizliğe kapılma.)
- Bir aşkımız var ve gücümüz ölçüsünde, peşinden koşturuyoruz:
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten
(Kendini insan bilenler, halka hizmetten usanmaz;
Mert olanlar, ezilenlere yardımdan el çekmez.)
Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
(Vatan bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş
Ona aşkla bağlı olanları gurbetin acılarından ayırmıyor.)
- Özgürlük benim karakterim olmuş; dik başlı değil ama başım dik gezmeye meftunum:
Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
(Ne kadar büyüleyiciymişsin ah ey hürriyetin yüzü
Aşkının esiri olduk gerçi kurtulduk esaretten.)
Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
(Zincire vurulmuş aslanın ayaklarının güçsüzlüğü onun suçu değildir.
Dünyada himmetten nasibini almamış olanlardan kader utansın.)
- Yapmamız gereken:
Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
(Senindir şimdi gönlü çekme gücü, güzelliğini gizleme
Güzel yüzün sonsuza kadar toplumun bakışlarından uzak olmasın.)
Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye’s ü mihnetten
(Ne candan bir sevgiliymişsin ah ey gelecek ümidi
Dünyayı sensin kurtaran, bunca keder, sıkıntıdan.)
- Ne yapalım insan sevgisi, vatan sevgisi, millet sevgisi, bayrak sevgisi, özgürlük... Bu düsturlar da benim için bir sevda olmuş artık; başka türlü olmuyor:
Aşkın odu ciğerimi yaka geldi yaka gider
Garip gönlüm bu sevdayı çeke geldi çeke gider
- Ama her şeye rağmen olmuyorsa, sonuç alamıyorsak... deriz ki;
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı hükûmetten
(Çağın yöneticilerini doğruluk ve güvenlikten uzaklaşmış görünce
Şeref ve mutlulukla hükümet kapısından ayrıldık.)
Ve son söz olarak şunu söyleriz:
Biz bu elden gider olduk, kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua kılanlara selâm olsun.
Evet, yine bir “Veda Zamanı...”
Bugün itibarıyla şartların gerektirdiği lüzum üzerine 20 Haziran 2009’dan beri yazmakta olduğum “Akit/Vakit” ailesinden ayrılıyorum. Şimdiye kadar gösterdikleri yakınlık için kendilerine çok teşekkür ederim. Allah yollarını açık etsin, davalarını kutlu kılsın. Bu zaman zarfında, tamamen, insanımın, milletimin ve devletimin yararına olan naçizane birtakım fikirlerimi, tamamen meccanen, gazeteye ve okuyucuya sundum. Herhangi bir şekilde bir zarar verdiysem ya da kalp kırdıysam helallik dilerim. Benden yana helal olsun.
(Şiirler; N.Kemal, Yunus)