Pavlov’un Köpekleri!?
Bir zamanlar, içeriden aldığı istihbaratlarla kimsenin bilmediği ve hatta tahmin dahi edemediği (sonunda çoğu, adeta bir senaryonun ardışık sahneleriymiş gibi gerçekleşen) şeyleri yazan malum cemaatin kaçkın gazetecilerinden Emre Uslu, Ankara Kızılay’daki patlama ile ilgili şöyle bir tweet atmış: “Ölenlere Allah rahmet eylesin. Göreceksiniz şerefli bir insan evladı çıkıp istifa etmeyecek. Değil mi Hakan ve Efkan?”
Peki “Allah rahmet eylesin” diyerek sadece bir taziyede mi bulunuyor Cemaatin bu akildanesi?.. Kesinlikle hayır! İkinci cümle asıl niyetini açıkça ortaya koyuyor çünkü. İlki sadece timsah gözyaşı, ikincisine altyapı.
Yani, sen, bu alçaklığa, bu vicdansızlığa, bu vahşete hiç bir şey demeden iki halk olarak içi içe yaşadığımızı, demokratik hak ve özgürlüklerle sağlanan serbestlik ortamında silaha, patlayıcıya ve bunları kullanacak beyinsizlere ulaşmanın bu kadar kolay olduğunu görmezlikten gelecek, sonuçta olayın psikolojik, sosyal, siyasal önemini tamamen göz ardı edecek ve o caddede adeta bir trafik kazası olmuşçasına yalnızca klişe bir taziyede bulunarak, daha insanların yerdeki kanı bile kurumadan İç İşleri Bakanı’nı, MİT Başkanı’nı istifaya davet edeceksin!?. Sanki bu istifalar kaybedilen onca canı anında geri getirecek, yaralıların yaralarını saracak, hayati tehlikesi olanları hayata geri döndürecek ve bir daha böyle olayların yaşanmamasını da garanti altına alacak en acil işmiş gibi!?
Kelimenin tam anlamıyla, ancak insanlıktan çıkarak artık mankurt olmuş modern kölelerin yapacağıbir iş bu;kan üzerinden söğüşlenme yani “Leş Kargalığı”.
Terör devleti İsrail’in Başbakanı Netanyahu bile yaptığı yazılı açıklamada, “Masum sivillerin hayatını kaybettiği ve onlarca kişinin de yaralandığı Ankara’daki büyük ölçekli terör saldırısını kınıyoruz. İsrail, Türk halkının terörizme karşı olan savaşında yanında olduğunu belirtmekte ve uluslararası topluma teröre karşı savaşta birleşme çağrısı yapmaktadır” diyor.
Bunu içtenlikle mi söylüyor?.. Tabii ki hayır!.. Peki o halde böyle bir şeyi niçin, nasıl söyleyebiliyor?.. Çünkü onlar, belki dinlerinin mankurtudurlar ama kişilerin juan-juanlarının değil; meşhur deneydeki “Pavlov’un Köpekleri” misali kişiler tarafından koşullandırılmamış-deserebre edilmemişler. Bilakis bilinçleri yerinde olarak kendilerine-dinlerine hizmet etmek amacıyla üzerlerine düşeni(!) yapıyorlar; açıklama ise açıklama, gözden düşürmekse gözden düşürmek, sevmekse(!) sevmek, vurmaksa vurmak!...
Cemaatin bu Us’lu/suz yazarı HDP kadar bile olamıyor. Her ne kadar bir milletvekilleri, yirmi dokuz kişinin hayatını kaybettiği önceki patlama sonrası fail teröristin cenazesini sırtında taşıdı ise ve HDP, TBMM’de o patlamayı kınayan ortak bildiriye imza atmadı ise de Demirtaş, “Ankara’da bu akşam meydana gelen bombalı saldırıyı lanetliyoruz… Halkımıza yaşatılan bütün bu acıların bizleri kardeşlik duygularından uzaklaştıramayacağını ifade ediyor, saldırıyı bir kez daha en sert şekilde kınıyoruz” diyebiliyor ama Us’lu/suz diyemiyor!
Yani bizim mankurt kardeşlerimiz, mankurtlaşmanın “akılsız alçaklık” modunda, Netenyahu gibi bir teröristbaşını, HDP gibi eli kanlı terörist bir hareketin siyasi kanadını bile geride bırakmış durumda!..
Amaçları, Hükümeti zora sokmak; bugün sarıkız yarın diğerleri... İstiyorlar ki, kısa günün kârı, “FETÖ’nün üzerine gidilmesi dursun, Doğu’da-Güneydoğu’da operasyonlar bitsin, siyasilerin gardı düşsün, devletin güvenlik güçlerinin- istihbaratın-İçişleri Bakanlığı’nın başı kopsun!?..”
Şimdilik bunu başarırlarsa gerisinin kendiliğinden geleceğini umuyorlar!.. Gelmezse de birilerine getirtebileceklerini düşünüyorlar! Ankara’da kritik nokta çoook; kalabalık caddeler, alışveriş merkezleri, TBMM, Genelkurmay… Daha bunun İstanbul’u, İzmir’i, Antalya’sı var… Mankurt ararsan da cemaatte, sol örgütlerde, içeride, dışarıda, yerli, yabancı ganimet!.. Eeh bir sorun olursa da yabancı istihbaratlar emirlere amade!..
Sormak gerekmez mi; o iki isim istifa ederse ne olacak?.. PKK ördüğü barikatları mı kaldıracak, HDP’li belediyeler militanların açtığı çukurları mı dolduracak?.. Yoksa PKK, “benim amacım zaten buydu, tatmin oldum. Madem Efkan Ala, Hakan Fidan gitti, ben de silahlarımı gömüyorum, teröristlikten vazgeçiyorum” mu diyecek?
Yoksaaa… HDP, KCK, Kandil, Apo ve bilumum ayrılıkçı Kürtler özyönetimden, yani mertçe söylesinler, bağımsızlıktan mı feragat(!) edecekler? PKK ve sekiz terör örgütü Türkiye’ye karşı yaptıkları eylem birliği anlaşmasını mı bozacaklar? Ya da HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, kendisine sorulan öz yönetimin ne olduğuna dair soruya, bundan böyle artık “Öz yönetim aslında belli bir zamandır tartışılan bir şey. Bu anlamda ben de size derinlemesine bilgiler veremeyeceğim ve geniş örnekler anlatamayacağım. Benim de buna perspektifim vakıf değil” yerine ayan-beyan bir cevap mı verecek? Örneğin; “Madem Fidan gitti, Ala gitti… Özyönetim dediğimiz şey zaten onlarsız bir yönetim idi. Yani artık sorun kalmadı” filan mı diyecek?
Sonuç itibarıyla değerli okuyucularım, bombayı patlatan ne kadar mankurt ise böyle tweet atanlar da en az onlar kadar mankurt. Beyinleri çalınmış, iradeleri ellerinden alınmış, insanlık değerlerini yitirmiş zavallı durumundalar.
Oysa asıl mesele insan olmak, hiç olmazsa insanlıktan tamamen kopmamak. Yani mankurtlaşarak bir nevi Pavlov’un Köpekleri durumuna düşmemek.