• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Şaban Şimşek
Şaban Şimşek
TÜM YAZILARI

Darbenin adını koydum; “Ensest Darbe”(2)

04 Ağustos 2016
A


Şaban Şimşek İletişim:

Neden bir Türk ve Türkiye? 

ABD’nin Feto’yu (F. Gülen) seçmesinin sebebi; öncelikle, Türkiye’deki İslam anlayışının diğer İslam ülkelerine göre genelde daha müsamahakâr olması ve Meşrutiyetle başlatılıp özellikle de Cumhuriyetle yapısal anlamda doruğa ulaşan kültürel değişim projesiyle, Türkiye insanının (Sadece Türk değil; Türk, Kürt…) Batı değerlerine uygun ya da onların deyimiyle ılımlı bir din anlayışına getirilmiş olması, yani uygun zemindir. Yanlış tebaa kültürünün verdiği mutlak teslimiyetçi anlayışı dolayısıyla yönlendirilmeye müsait hal de unutulmamalı tabii.

ABD’nin bir Türk’ü seçmesi ise; vücuda getirilecek hareketin yüzyıllarca İslam’ın bayraktarlığını yapan, hilafeti uhdesinde bulunduran büyük Osmanlı’nın mirası ve bugünkü güçlü Türkiye’nin İslam dünyasındaki etki alanının yüksek olması sebepleriyledir. Feto’nun önderliğinde, siyasi ve dini gücü (hilafeti) elinde bulunduran Türkiye kardeş İslam ülkelerine iyi bir model de olabilirdi çünkü.

Neden Feto?

Özellikle Feto’nun seçilmesi ise CIA ve MOSSAD’lı stratejistlerin yumuşak karınlarımızdan birini iyi algılamış olmalarıdır ki bu da necip milletimizin hep zayıfın, mazlumun (burada öyle görünenin demek lazım tabii) yanında yer almaya, dinden bahsedene kıymet vermeye meyyal olmasıdır. Feto da, dokunaklı, ağlamaklı ses tonu, salya sümük eşliğindeki vaazlarıyla bu milletin aklını çelmeye, kalbini çalmaya ve sonunda iltifatına mazhar olmaya çok müsait bir aktördü.  Ayrıca eminim ki Batılı gizli servislerin psikologları onun hezeyanlarını,  aklından büyük ihtiraslarını ve Allah adına(!) kullanılmaya müsait kişiliğini keşfetmişlerdi. 

Neden Bütün Dünya?

Onun bütün dünyada okullar kurmasına izin verilmesi ve bunun açıktan desteklenmesi ise kendisine biçilen dünya çapındaki rolle ilgilidir. Burada, Feto, Batı’nın “Light Islam” dediği dini(!) oluşturma ve bu bağlamda bu dinin halifesi olarak dünyadaki tüm Müslümanları dönüştürme ile görevlendirilecek, ABD de onun aracılığıyla, dinin ve Türkiye’nin gücünü kullanarak, artık tankıyla, tüfeğiyle değil bir sivil toplumla dünyayı yönetecekti! 

Bu sebeple ona Moritanya’dan, Tanzanya’ya, Peru’dan Japonya’ya velhasıl Kuzeyden Güneye, Doğudan Batıya, dünyanın her yerinde okullar kurdurdular. 

Bu sebeple ABD genelinde tam 150 tane ve hatta dünyanın en güçlü eğitim misyonuna sahip ABD Hava Kuvvetleri Harp Merkezi’nde okul açmasına izin verdiler. ABD bu yüzden atom bombasıyla perişan ettiği Japonya’yı Feto’nun çocuklarına adeta işgal ettirdi ve ülke siyasetini etkileyecek, uluslararası arenada ihalelere yön verecek noktaya getirdi.  

Bu sebeple dünyadaki bütün bu okullar garibanlara çıplaklara değil zenginlere,  abalılara, elitlere hitap etmek üzere lüks binalarda kuruldu ki bu ülkelerin elit tabakasının, yöneticilerinin çocuklarına hizmet etsin, onlar da büyüyüp iktidarı devir aldıklarında, kendi halkına, kendi dinine değil ABD’nin çıkarlarına, Batı’nın dinine hizmet etsin. Tabii bu süreçte yaptıkları ajanlıklar, Batı adına misyonerlik faaliyetleri de işin cabası. 

Böyle bir küresel dini-siyasi hareketle, genelde, İslam kontrol altında tutulurken özelde de İsrail’in güvenliği garanti altına alınacak ve doğal kaynaklarını daha rahat sömürmek ve ortaya çıkacak devletçiklerle oyuncak gibi oynayabilmek için Ortadoğu’nun atomize (un ufak) edilmesi gerekiyordu. 

Bu planın birinci maddesi ise Türkiye’yi altını oyarak içerden vurmak, Kürt-Türk başta olmak üzere farklı grupları birbirine düşürmek, bir iç savaş çıkarmak idi. 

PKK’nın varlığı ve Kuzey Suriye’de kurulmak istenen Kürt devletine yönelik gelişmeler de bu planın gereğidir. Bu sebeple ABD paralı askerlerden PYD’ye altmış bin kişilik ordu kurdurmakta, onu kendi kara ordusu olarak tanımlamakta, Batı nezdinde bölgenin tek meşru sahibi olarak kabul edilmesine çalışılmakta ve (sözde) siyasi-stratejik ortak olmamıza rağmen Türkiye karşıtı olunabilmektedir.    

Proje sadece Ortadoğu ile de sınırlı değildi. Mesela ABD bu örgütle Rusya ile Çin’in arasına girerek “Yavru Kartal Projesi”ni gerçekleştirecek Baltık denizinden Pasifik’e kadar uzanan bir set oluşturarak Ortadoğu, İslam coğrafyası ve Avrasya’yı, Washington ve Feto’nun Ankara’sı üzerinden yönetecekti. Bunun gereği olarak FETO okullarıyla Türki Cumhuriyetlere girecek o ülkelerin ekonomisini ve siyasetini yönetecekti; gerekirse de darbe yaptıracaktı!

Ama Özbekistan ve Tacikistan bu planları bozdu.  Özbekistan 2009’da 50’ye yakın Fetocu işadamını tutukladı. “Okullarda CIA’ya hizmet ediliyor, diplomat pasaportuyla ülkeye giriş yapıyorlar” diyerek Amerikalı öğretmenleri hapse attı. Tacikistan Devlet Başkanı İmam Ali Rahman ise tehlikeyi gördü ve Ağustos 2015’te okulların tamamına el koydu. Kırgızistan ve Kazakistan maalesef haşhaşinin afyonunun etkisinde, henüz uyanmış değil. 

İşte bütün bu amaçlarla tam kırk beş yıldır Feto’ya yatırım yapılıyor, inceden inceye hazırlık yapılıyor ve dünya tarihinde şimdiye dek eşi benzeri görülmemiş, melanetin de melaneti bir örgüt kuruluyor. PKK ve Feto da, aynı projenin ortakları, aynı senaryonun oyuncuları oldukları için Doğu-Güneydoğudaki terörist olaylarda birlikte hareket ediyor, Batı’da da seçimler dâhil demokratik işbirliği(!) yapıyorlar. 

Aslında aceleleri yoktu, bekleyecek Türkiye’yi darbe yapmadan tümüyle ele geçireceklerdi ama “one minute” işin rengini değiştirdi; duvara tosladılar. Şimon Peres nezdinde onurları kırıldı hazretlerin! Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı söz konusu olunca da harekete geçmek zorunda kaldılar. Arkasını herkes biliyor. Yoksa o zamana kadar işler yolunda idi, hem Feto hem de Ak Parti açısından!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23