• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Recep Öncel
Recep Öncel
TÜM YAZILARI

Kültür oligarşisi

02 Şubat 2025
A


Recep Öncel İletişim: [email protected]

Kültür oligarşisi

RECEP ÖNCEL

Türkiye üzerine oyunlar oynanıyor.

Bu ülkede bazıları mankurt beyinleriyle öyle inandıkları için, bazıları da yurtdışından aldıkları parayla besleme oldukları için, milletin inançlarına değerlerine küfrederek algı operasyonu yapıyorlar.

Basın, yayın, televizyon, sinema, sosyal medya, internet vb. iletişim araçlarıyla kitleler üzerinde etkili olmaya çalışıyorlar.

Malum Gezi Parkı eylemlerinin planlayıcısı olmak ve organize etmek suçlamasıyla bir menajer tutuklandı.

Baktığımız zaman bu şahsın birçok ünlü sanatçıyla çalıştığı ortaya çıktı.

Daha önce tekelleşmede bulunduğu ve bu sanatçılardan kendi istediği doğrultuda davranmayanlara iş vermediği söylenmişti.

Şimdi ise Türkiye’ye zarar veren Gezi’ye destek sağladığı belli oldu.

Sanatçıyım diyerek ortada dolaşanlar bu ülkede sosyal ve kültürel yıkım isteyen dış güçler tarafından kullanılmaktadırlar.

Bu tayfanın birçoğu içki, uyuşturucu, kumar, zina vb. inançlarımıza ters yaşantıları olan kişilerden meydana gelmektedir.

Ve çağdaşlaşmak adı altında bu toplumun değerlerini dinamitlemektedirler.

Toplumu etkilemek için twitler atıyorlar, beyanatlar veriyorlar, sosyal medyada etkin rol oynuyorlar. Takipçilerine mesajlar gönderiyorlar, karşılığında büyük menfaat sağlıyorlar.

Yine televizyonlarda gündüzleri ‘kim kimi aldatıyor ve aile içinde hangi ahlaksız ilişkiler oluyor’ adlı programlar oluyor. Dizilerde ‘gerçek hayattan alındı diyerek yapılan filmlerde’ yüz kızartıcı şeyler millete seyrettiriliyor.

RTÜK ise, yapılan rezaletleri izlemekle kalıyor.

Bunlar o kadar ileri gidiyor ki, bir tarafta sanat derken diğer tarafta siyaseti dizayn etmeye calışıyorlar.

Bunlar Cumhurbaşkanımıza nefret söylemleri pompalıyor.

Ama, bunlar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını savunuyor.

Ama, bunlar Bolu Belediye Başkanının yaptıklarını normal karşılıyor.

Merak ediyorum; İstanbul’daki başarısızlıklar ve Bolu’daki yangın AK Parti yönetimindeki belediyelerde olsaydı, bunlar acaba nasıl tantana ederlerdi?

Bunlar tertip ettikleri Gezi olaylarında yeşil ve çevre hassasiyetleri bulunduğu söylediler.

Fakat sonuçta taleplerinin; İstanbul’a Boğaz Köprüsü , havaalanı projesi iptal edilsin vb.; olduğu ve memleketin kalkınmasını istemedikleri ortaya çıktı.

Bunlar her türlü ahlaksızlığı ve homoseksüel ilişkiyi savunmaktadır.

Bunlar bütün kutsalları yok etmek ve Türkiye’yi yıkmak istemektedirler.

Ama, bir savcı çıkıp haklarında soruşturma açtığı zaman ‘özgürlük’ diyerek ortalığı velveleye veriyorlar.

Ne yani, Türk Devleti kendini yıkmak isteyenlere karşı savunma gerçekleştirmesin mi?

Maalesef, son yıllarda yapılan bu operasyonlarda bazı arzu edilmeyen neticeler meydana geldi.

Türkiye’ de ilk defa 2024 yılında nüfus artışı olmadı.

Bu çok önemli bir göstergedir.

Böyle devam ederse, küreselcilerin projesi başarıya ulaşır ve 10 yıl içinde yaşlı nüfusu olan bir ülke ortaya çıkar.

Nüfus planlamacıları, Türkiye’de aman nüfus artmasın derler.

Ama Siyonizm, İsrail’de nüfus artışını destekler.

Şimdi Tayyip Beyin en az 3 çocuk projesinin önemi daha iyi anlaşılıyor.

Görüldüğü gibi, emperyalizm Türkiye’de aile kurumunu çökertmek istiyor.

Aileye sahip çıkılmalıdır!

Geçen gün hızlı trenle İstanbul’dan Konya’ya seyahat ettim.

Yolculuk esnasında yanımda oturan bir arkadaşla sohbet ettik. İlginç şeyler anlattı. Kendisi çizgilerle verilen mesajlar konusunda uzmanmış.

Bana A4 kâğıt üzerine çizilmiş bir resim gösterdi.

‘2 tane güneş var, 3 tane gölge var ve çocuk resmi altına korkma! diye not yazılmış’.

Yorumu şöyle yaptı; 2 güneş 2 babayı ifade ediyor. 3 tane gölge ise çocuğun kafasının karışık olduğunu belirtiyor. Korkma! diyerek, bunun normal olduğu mesajı verilmek isteniyor. Resimde LGBT propagandası var. Çizgi filmlerde ve dergilerde bu propagandalara alet olunuyor’ dedi.

Çok üzüldüm.

Çarşıda bir gençle karşılaştım.

Tişört giymişti, üzerinde İngilizce yazılar ve kolunda döğme vardı.

Ben; bu İngilizce mesajların anlamını biliyor musun, bu döğmeleri nedir; diye sordum.

Delikanlı; herkeste gördüm, bende yaptırdım; diye cevap verdi.

Ben; oğlum sen Müslümansın, acaba İngiltere’de bir genç üzerinde Türkçe mesaj olan, anlamını bilmediği bir tişört giyer mi; dedim.

Bunun üzerine mahcup oldu. Ama gençler işin şuurunda değiller.

Parkta yürüyordum. Birkaç tane delikanlı ve kız grup aralarında, yüksek sesle konuşuyorlardı. Benim telaffuz edemeyeceğim, küfürlerle sohbet ediyorlardı. Ağızlarında sigara vardı. Çevreyi rahatsız ediyorlardı.

Yıllar önce, Berlin’de insanları sokaklarda uyuşturucu içmiş ve sonra sızmış halde görmüştüm. Acı bir gerçek, artık memleketimizin evlatları uyuşturucu içiyor ve içen sayısı artıyor.

İşte, gençliğin durumu!

Gençlere bu işlerin yanlış olduğu öğretilmediği için, önce aile sonra da eğitim sistemimizin sorumlu olduğunu düşünüyorum.

Yine bir iş görüşmesinde denk gelmiştim.

Toplantı olan yerdeki mimar arkadaş, evinin yakınında kiliseden bahsetmiş ve kilisenin sanat eseri olduğunu söylemişti. Hâlbuki aynı kişi camileri pek sevmezdi.

İşte, bir kısım aydın profili; camiden rahatsız, kiliseye hoşgörülü!

Ben Türkiye’deki aydın geçinenlerin mevcut algı operasyonları neticesinde bu hale geldiklerini değerlendiriyorum.

Ülkemizde, ciddi anlamda ‘kültür oligarşisi’ var.

Ülkemizde, aydınımızda kimlik bunalımı var.

Ülkemizde, evlatlarımızla sorunlarımız var.

Ve ülkemizde, emperyalizmin parayla organize ettiği oyunlar var.

Uyanık olmalıyız.

Tedbir almalıyız.

Çünkü; bu iş beka meselesidir!

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okuuucu

Bu memlekette kültürümüzle oynadılar

Şeref

Bütün bunların ...  arttığını yazamıyorsun...?
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23