• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Recep Öncel
Recep Öncel
TÜM YAZILARI

Hicret ve Peygamber Efendimiz

06 Temmuz 2025
A


Recep Öncel İletişim: [email protected]

Hicret ve Peygamber Efendimiz

Recep Öncel

Muharrem ayını idrak ediyoruz.

Muharrem, hicret demektir.

Hicret denilince bir hüzünlenirim. Sevgili Peygamberimiz gelir aklıma.

Gelin empati yapalım; ‘Önce güvenilirlik ve dürüstlüğünden dolayı Peygamber Efendimize, Muhammedü’l- emin diyorlar. Sonra onları Allah’a ve İslam’a çağırınca reddediyor, zulmediyorlar.

Ve zulüm öyle bir hale geliyor ki, Efendimiz hicret etmek zorunda kalıyor. Doğduğu büyüdüğü çok sevdiği Mekke-i Mükerreme’den ayrılıyor.

Ayrılış esnasında bir veda mukabelesi olarak, ‘Ey Mekke eğer buranın halkı beni zorla çıkarmasa, ben kendiliğimden ayrılmazdım’ diyor.

Bu durum çok zor gelir bana, kalbimde bir acı hissederim.

 

Her hicret, bir hasreti meydana getirir.

İnsan sevdiklerinden ayrı kalır, hasret duygusu yaşar, ayrılığın elemini taşır yüreğinde.

Her hicret, yeniliğe sebep olur.

Yeni keşifler ise, yeni insanlar demektir. Kâinatın Efendisi hicretle, birlikte yeni bir şehre gitti.

O şehrin adı; Medine-i Münevvere’dir.

Medine halkı kucak açtı, Peygamberimize. O’nu Taleal- bedru aleyne; ay doğdu üzerimize diyerek karşıladılar.

Ve Ensar Muhacir kardeşliği, meydana geldi.

Medine huzur yeri oldu, inananlar için. Gidenler bilir, bugünde huzurludur, mübarek belde.

Medine’de Müminler güçlendi.

Neticede sefer oldu ve Mekke fethedildi.

Aleyhissalatu vesselam Efendimiz Mekke’ye girerken muzaffer bir komutan gibi değil, şükreden bir kul gibi hareket etti.

Enteresan olan bir şey daha; Efendimizin Kabri Şerifi Medine’dedir.

Burada hikmetinden sual olmaz ama, Medine’ye bir vefa Mekke’ye bir kırgınlık var gibi gelir bana.

 

Peygamber Efendimiz örnek bir çocukluk yaşadı.

Peygamber Efendimiz örnek bir gençlik yaşadı.

Peygamber Efendimiz örnek bir aile babası ve eş oldu.

Peygamber Efendimiz örnek bir komutan ve devlet başkanı oldu.

O güzel ahlakıyla tüm insanlığa en güzel örnek, üsve-i hasene oldu.

O kâinat üzerinde gelmiş geçmiş, en çok sevilen insan oldu.

Necip Fazıl Bey’in ifade ettiği gibi; Sevgili Peygamberimize, Allah dememek şartıyla ne kadar övülse azdır.

Ama, Onu çok sevenler olduğu gibi, Ona düşmanlık eden içerde ve dışarda hainlik edenler de oldu.

Şimdi de bir dergide, Peygamber Efendimizle ilgili bir karikatür yayınladılar.

Pek tabii olarak Müslümanlar bu saygısızlığa tepki gösterdiler. İstanbul’da dergi aleyhine tezahüratta bulundular.

Birçok sivil toplum kuruluşu dergiyi kınadılar.

Biz Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı ve MTTB’nin bildirilerinden birer kısmını burada sizlerle paylaşmak istiyoruz.

‘Tarih boyunca bulundukları her coğrafya ve girdikleri her gönüle dirlik şefkat sevgi ve saygı aşılayan insanlık muallimi ve mürebbisi aziz peygamberler, insanlıktan behresi olmayan nice nasipsizler tarafından zaman zaman horlanmış, hakarete maruz kalmış ve eziyetlere duçar olmuşlardır. Şurası bilinmelidir ki, bu toprakların mayası bu toprakların hamuru peygamber muhabbetiyle yoğrulmuştur.

İslam barışın, merhametin ve adaletin dinidir. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed sav. tüm insanlık için bir rahmettir. Müslümanlar türlü şiddeti ve nefreti reddeden, insan haklarına saygılı bir inanca sahiptir. Ancak son zamanlarda bazı çevreler kin ve düşmanlığı körükleyen yayınlarla toplumu provoke etmeye çalışmakta, Leman dergisi de Peygamber Efendimize yönelik çirkin ifade ve çizimlerle bu sorumsuzluğun başını çekmektedir.

Bu çirkinliği şiddetle kınıyor yetkilileri, sivil toplum kuruluşlarını, kanaat önderlerini, medya mensuplarını bu ahlaksızlığa karşı ortak tepki göstermeye çağırıyoruz’.

Bizde Hz. Mevlana’nın; Köpeğin ağzı değdi diye, deniz kirlenmez; sözlerini tekrar ediyor, terbiyesizlerin yaptıklarına verilecek bir cevapta budur diye düşünüyoruz.

 

Meselede dikkat çeken iki husus var;

1-Adı geçen derginin Ekrem İmamoğlu tarafından fonlandığı söyleniyor.

2-Özgür Özel daha önce dergi çalışanlarıyla birlikte fotoğraf çektirmiş. Yine dergiyi savundu, tepki gösterenlere ise tavır aldı.

Ve bir müddet önce; iktidar olduğumuzda kimsenin zorunlu olarak din dersi görmediği yarınları hep birlikte sağlayacağız; dedi.

Amaç; Müslümanların sinir uçlarıyla oynamaktır.

Soruyorum, İslam’a saldırı neden bu kadar serbest oluyor?

Kutsallarımıza saygısızlık yapanlar, hukuk önünde hesap vermelidir.

 

 

Evet, Muharrem, kıymetli bir aydır.

Muharrem, duaların makbul olduğu bir aydır.

Ama Muharrem, acıların yoğun olduğu bir aydır.

İçinde bulunduğumuz ayda Peygamber torunu Hz. Hüseyin’in ordusunda bulunan 70 kişiye karşılık, Yezid’in ordusundaki 4500 kişi arasında savaş oldu.

Mücadele sonunda, Hz. Hüseyin esir edildi ve katledildi.

Bu acı tarih boyunca İslam alemini etkiledi. Aynı zamanda, makam kavgasının nasıl acı sonuçlar doğuracağının bir örneği oldu.

 

Ahmet Özhan Bey, yaptığı sohbetlerden bir video göndermiş. Aldığım notları sizlerle paylaşıyorum;

‘Ehlibeyt, nuru Muhammedi’den neşet eder.

Bir iş Peygamber Efendimizin yolundan geldiği takdirde çok değerlidir.

Sevgili Peygamberimiz; Eğer benim yolumu sürdürürlerse onlara tabi olun, değilse kıymeti yok; diye ifade ediyor.

Kâinatın Efendisi veda hutbesinde size iki şey emanet ediyorum;

1-Allah’ın kitabı Kur’an

2-Peygamberin Sünneti, diye buyuruyor.

Peygamber Efendimizi, beşerî boyutla tarif etmeye çalışmayalım.

Sultanu’l- Enbiya demek istiyor ki; ‘Ey Ümmetim içinizde ben Allah’a en yakınım, Allah beni böyle yarattı. İçinizde en hayırlı olanlar, benim yolumdan gelenlerdir’.

Biliyor musunuz, Kerbela’da Nuru Muhammed’i katledildi.

Ehlibeyt, bizi aydınlatan en hayırlı insanlardır.

Ama mesele; hısımlık akrabalık değildir.

Mesele; Cenab-ı Hakk’ın muradını tahsil meselesidir.

Her şeyin değeri, varlığın hakikatiyle alakalıdır.

Allah; Habibim dedi ve öyle yarattı. O’nun üzerinden türedi bütün hadisat. Bunu bilmek lazım, değilse nefsinin yolunda gidersin.

Kerbela bir trajik olaydır. Esas olarak; Allah’ın nurunu ortadan kaldırmaktır. Asıl mesele budur.

Allah için olmayan, hiçbir şeyin değeri yoktur’.

 

Evet, Muharrem ayında acılardan ibret almak lazım.

Sevgiyi ve Sevgili Peygamberimizi referans almak lazım.

Bu ayda ibadetleri artırmak, oruç tutmak lazım.

Ve Aşure gününe, hürmet etmek lazım.

 

Bu ayda şu şekilde dua edilebilir;

‘Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla,

Allah’ı mizan dolusunca ilimler nihayetinde, razı olacağı şekilde ve Arşın ağırlığınca tesbih ederim.

Allah’tan koruyacak hiçbir sığınak ve kurtuluş yoktur. Ondan yine Ona sığınılır.

Ey merhametlilerin en merhametlisi,

Rahmetinle bana selamet vermeni istiyorum.

Günahlardan korunmaya güç yetirmek, taate güç bulmak, ancak Yüce ve Azim olan Allah’ın tevfik ve yardımıyladır.

O bana yeter, O ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.

Allah mahlukatın en hayırlısı olan Efendimiz Muhammed’e, aline ve ashabına salat eylesin.

Âmin’.

 

Bu duygularla Muharrem ayınızı tebrik eder, hayırlara vesile olmasını niyaz ederim.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okuyucu

Muharrem ve Aşure kutlu olsun

Şaban Erbaş Çırpı Menteşe Muğla

Sayın yazar, öncekilerimiz gibi meseleye, dar çerçeveden ve yanlı bakıyor: Nuru Muhammedi şeklindeki ifade, isabetli olmayan gönlüü bir telaffuzdur. Kerbela vakıamız, sıffin ve cemel’de olduğu gibi politik bir tercih ve davranıştır. Geçmiş resullerin akabinde de benzer, hoş olmayan vakıalar yaşanmıştır.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23