O’nun (s.a.v.) için neler yapabileceğimizi öğreneceksiniz
O’nun (s.a.v.) için neler yapabileceğimizi öğreneceksiniz
MUHAMMET SEYFULLAH MADEN
Allah’ın adıyla…
*
Gazze’yi, Doğu Türkistan’ı, Arakan’ı, Keşmir’i, Yemen’i, Darfur’u, Hartum’u… zulüm altındaki İslam beldelerini kurtarmanın yolu, Türkiye’yi kemalizmden -fikirle- kurtarmaktan geçer. Zira Türk, tarihi inkişafına en kesif zararı veren bu ideolojiden kurtulamadığı sürece, ne kendi vatanı nefes alacaktır ne de kendisini bekleyen masum, mazlum milletler.
“İlericiliğin bayraktarı” zannettikleri batıya o kadar teslim, o kadar mûtiler ki, kendi kimliklerini inşa etmek yerine, batıda işlerine gelen tüm pislikleri utanmadan, çekinmeden taklit ediyor; bunu da uygarlık zannediyorlar.
Özellikle “ifade özgürlüğü” mefhumu... Türkiye’deki sözde ilerici, sözde aydın kesimin aslında ne kadar cahil ve basiretsiz olduğunu kanıtlayan nokta budur.
“Batıda ifade özgürlüğü var; din hakkında, siyasetçiler hakkında, milli değerler hakkında, tarihi karakterler hakkında, aile hakkında.... her şeyi açık açık konuşurlar.” Bizim kemalistlerin zannı bundan ibaret. Halbuki batılılar ifade özgürlüğü konusunda ne kadar ikiyüzlü olduklarını en kritik süreçlerde, birçok defa kanıtlamışlardır.
Batı sadece değer vermediği konularda ifade özgürlüğüne müsaade eder. Siyasi aktörlere değer vermezler. Dümdüz küfretsen bile ceza almazsın. Dini değerlere önem vermezler. İstediğini söyleyebilirsin. Peki, gel Almanya’da İsrail aleyhine bir konuşma yap bakayım!.. Görürsün ifade özgürlüğünü. Amerika’da boynuna bir kefiye sar. Yerde sürükleye sürükleye kodese götürür, çıplak arama yapar, terörle yargılarlar.
Çünkü batının ifade özgürlüğü kendi kırmızı çizgilerine dokunulana kadardır. İkinci dünya savaşı sonrası batının en net kırmızı çizgisi de siyonist sermayeyi sinirlendirmemek olmuştur.
Türkiye’de kendisini “ülkenin esas sahibi” zanneden ayak takımının anlamadığı nokta bu işte. Her milletin kendi kırmızı çizgisi vardır. Kemalistlerin kırmızı çizgisi de sadece Mustafa Kemal’i istismar etmektir. Tıpkı batıda olduğu gibi, bunlarda da ifade özgürlüğü kırmızı çizgiye gelene kadardır.
Batılılar da onların taklitçisi olan kemalistler de ifade özgürlüğünü sadece kendi kırmızı çizgilerine kadar savunurlar. Kendilerine de her şeyi söylemeyi hak görürler. Sen onların kırmızı çizgisine dokunamazsın ama onlar sende ne çizgi bırakır ne özgürlük!.. Aslında ne kadar iptidai, bağnaz olduklarının en net kanıtı da budur. Onlara her şey mübah ama Müslüman’a tü kaka!.. Malcolm X’in dediği gibi, “İslam’a sövmekten başka fikri olmayanlar, fikrin değil, İslam’a sövmenin özgürlüğünü istiyorlar.”
Şimdilerde Leman’daki Hz. Muhammed aleyhisselam hakkındaki karikatür üzerinden ortalığı ayağa kaldırmalarının sebebi de bu. CHP’nin bir garip genel başkanı Özgür Özel’in Leman’ı utanmadan savunmasının, milletin gözünün içine baka baka yalan söylemesinin sebebi bu işte. Neymiş, orada çizilen Hz. Muhammed değil de, ismi Muhammed olan “no name” bir çocukmuş. Biri de çıkıp demiyor ki, ulan çocuğun bir tutam sakalı mı olur? Siz kimin aklıyla alay ediyorsunuz?
Hadi Özgür Özel, “Orada çizilen Hz. Muhammed değildi” diyerek saçmaladı... Peki karikatürün doğrudan Nebî aleyhisselam hakkında olduğunu kabul eden ve buna rağmen meşru görenler ne olacak? “Salt peygamber karikatürü yapmak neden yasak olsun ki” diye başlayıp, “Sen Müslüman isen çizmezsin, benim çizmeme nasıl karışırsın?” diye meydan okuyan ev zencileri!.. Bu ezikler ne olacak?..
Yukarıda söylediğim gibi, her milletin kırmızı çizgileri vardır. Ve hiçbiri bu kırmızı çizgileri aştırmaz. Müslümanlar, peygamberleri ile dalga geçtirmez. Geçemezsin. Sen Mustafa Kemal hakkında konuşmayı bile kanunla yasaklatmış bir millet isen, başkasının kutsalı hakkında dilediğin gibi ahkam kesemeyeceğini kabul edeceksin. Kabul etmiyorsan, müslümanlar toplanıp slogan atınca ağlamayacaksın.
Yurt dışında yaşayan bir Türk kendi adetine göre yaşarken oranın yerlileri tarafından eleştirilse, “Yaşadığın yere uyacaksın kardeşim...” diye naralar atan bizim ezik mahalle... Müslüman yurdu olan Türkiye’de peygamberlere laf edilemeyeceğini kabul edemiyor.
Siz de yaşadığınız yere uyacaksınız. Türk olmak zorunda değilsiniz. Müslüman olmak, dindar olmak zorunda değilsiniz. Ama ayağınızı denk almak zorundasınız.
Alemlerin efendisi için, iki cihan serveri için, Allah celle ve âlâ hazretlerinin habibi için, resûlü kibriya için, Hz. Muhammed Mustafa aleyhisselatu vesselam için neler yapabileceğimizi öğreneceksiniz. Öğreteceğiz. Neyden anlıyorsanız o dilden konuşacağız. Anlatacağız. Anlayacaksınız.
Ayrıca, “kemalist zihniyetten -fikirle- kurtulma” zorunluluğu yalnızca “ifade özgürlüğü”ndeki ikiyüzlülükleri yüzünden mi? Her fırsatta Türkiye’yi batıya şikayet eden; “Erdoğan’a daha fazla baskı yapmanız lazım” diyen; Türkiye’yi işgalci ilan edenlerin önünde eğilip ellerini öpen, “İngiltere neden bizi bu kadar yalnız bıraktı” diye ağlayan; kendi ülkesini, namusunu, açlıktan ölen garibanları savunan Hamas’ı terörist ilan eden; Türkiye’nin savunma sanayisi projelerine leke sürüp, “İktidara geldiğimizde hepsine dokunacağız” diyen; “Türkiye ile İran savaşsa net İran’ın safını tutarım” açıklaması yapan, Mossad yöneticileri ile görüştüklerini açıklayan, ABD’den fon aldıklarını kabul eden; “Sınırımızda dinciler olacağına PKK olsun” diye saçmalayanlar... daha sayılamayacak kadar mide bulandırıcı işe imza atanlar hangi ideolojinin savunucuları!..
Savcı tehdit edenler bunlar, hakimlere aba altından sopa gösterenler bunlar, TSK’nın yurt dışına satıldığını iddia edip şanlı Türk ordusunu itibarsızlaştırmaya çalışanlar bunlar... Bela mısınız siz!..
Bu kafadan kurtulmayıp ne yapacağız? Koynumuzda yılan mı besleyeceğiz?