Neden sakin kalması gereken biziz?
Neden sakin kalması gereken biziz?
MUHAMMET SEYFULLAH MADEN
Allah’ın adıyla…
*
Yolsuzluk tutuklusunu savunmak için sokağa iniyorlar. Saraçhane Parkı’ndan geçen sakallı, sarıklı, cübbeli amcaya saldırıyorlar. Üzerine yürüyüp çekiştiriyorlar. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırıyorlar.
Yetmiyor, Hatay/Erzin’de 11 yaşındaki öğrenciye, tesettürlü olduğu için, “Karabaş” diyerek hakaret ediyorlar.
Yetmiyor, İzmir mitingi öncesi muhabirleri ortaya alıp, 20 dakika boyunca dövüyor, linç etmek istiyorlar.
Yetmiyor, Şişli’de CHP’li Belediye Meclis Üyesi, bir kadını dövüyor, görüntüler yayınlanıyor, arkadaşlık eş dost iddiaları ortaya saçılıyor… tepki yağınca mecburen kovuyorlar.
Yetmiyor, polisle çatışmaktan bahsediyorlar. Kezzapçı hainleri, terör özentilerini aklamaya kalkıyorlar.
Yetmiyor, Filistin mitingine giden, elinde Kelime-i Tevhid bayrağı taşıyan masum bir Müslümanı darp ediyorlar. Babaları yaşındaki adamın ağzından, burnundan kan getiriyorlar. Onu döven ırkçı ergeni, “Eline sağlık” diyerek övüyor, birkaç günlük hapishane tecrübesinde yalnız bırakmayıp alenen destek oluyorlar.
Yetmiyor, Gazze soykırımını savunuyorlar, İsrail’i eleştirenlere, “Soysuzlar, it sürüleri” diye ağızlarından tükürük saçarak, kudurmuş köpek gibi saldırıyorlar. Başörtülü öğrencilere “fahişe” diyerek hakaretler yağdıranlar, şimdi de mütedeyyinleri hedef alıp, YouTube kanallarında İsrailli bürokratları ağırlıyor, destek mesajları veriyor, ellerinden geldiğince milletin sinir uçlarıyla oynuyorlar.
Yetmiyor, ırkçılık yapıp masum insanların yemeğini, suyunu, elektriğini kesiyorlar, “Yaptıklarımızın hukuksuz olduğunu biliyorum” diyerek adeta yargıya meydan okuyorlar, namuslu bir kadına ahlaksız ithamlarda bulunup, pişkin pişkin, gerile gerile kahkahalar atıyorlar.
Yetmiyor, “İktidara geldiğimiz zaman sizi mağdur edeceğiz” diyorlar. “Atatürk’e tapıyorum, ilah olarak görüyorum” diyor, her fırsatta imam hatipler üzerinden dini değerlere saldırıyorlar. İki ucu radikalleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Yetmiyor, Kadıköy’de, çarşafıyla yürüyen kadının yüzüne tükürüp, koşarak kaçıyorlar.
Yetmiyor, yine Kadıköy’de, minibüse binmeye çalışan sarıklı adamlara tekme atıyorlar. Adam bakıyor, karşısında feminist bir kadın. Beyni yıkanmış. Melekeleri zayıf. Mukayese kabiliyeti yok. Yönlendirilmiş. Kendini bile savunamıyor kadına karşı; savunsa tutuklanacak. “Sarıklı Müslümanlar başı açık kadınlara saldırdı” manşetleri atılacak. İslam’a halel gelecek. Bunu biliyorlar.
Yetmiyor, her fırsatta “hükümeti devirmekten” bahsediyorlar. Konserlerde siyasi mesajlar veriyorlar, “Zıplamayan Tayyipçi” diye Başkan Erdoğan’ı desteklemeyi bir hakaret ifadesi olarak kullanıyorlar.
Yetmiyor, her gün, istisnasız Allah’ın her günü, sosyal medyada da, gazetelerinde de, televizyon kanallarında da mütedeyyinleri hedef alan iftiralarla, yalanlarla dolu haberler yapıyorlar. Tekzip bültenine döndükleri halde, “Nasıl olsa izi kalır” diye çamur atmaktan bıkmıyorlar.
Yetmiyor, kendi mahallelerinde türlü istismara, cinsel tacize, tecavüze karışan pislikleri koruyorlar. Bunu bir CHP’li ifşa ediyor. Onu da linçliyorlar. “Güçlü kadın siyasetçi” ayaklarına yatan CHP’li kadınlar, “Niye sosyal medyada paylaşıyorsun bunları” diyerek itirafçılara saldırıyorlar. Kendi kadınları, mağdur edilen genç kızları korumuyor, bilakis, olayın üstünü örtmeye kalkıyorlar.
Yetmiyor, haklarında onca skandal iddia varken, kendi dostları itirafçı olup yolsuzluk, hırsızlık suçlamalarını kabul edercesine ifade verirken... Karıştıkları pislikleri savunmayan oyuncuları, komedyenleri, sunucuları da linç ediyorlar. Belediyelerindeki, tiyatro salonlarındaki tüm oyunlarını iptal ediyorlar. Hatta Cem Yılmaz İmamoğlu’na destek verdiği halde, sırf istedikleri kadar sert konuşmadı diye adamı pişman ediyorlar. Tescilli muhalif adam, yediği linçten sonra, bu bağnaz kafayla daha fazla uğraşmamak için X hesabını kapatmak zorunda kalıyor.
Yetmiyor, sırf çarşaflı diye kadınların rızası olmadan, haberleri bile yokken fotoğraflarını çekiyor, iğrenç faşist politikalarına alet ediyor, “Türkiye Arap ülkesine döndü” diyerek insanları kışkırtmaya çalışıyorlar. Üstelik bu ırkçı faşistin paylaştığı çarşaflı kadınlar da sığınmacı veya turist değil. Sünnet hassasiyeti olan Müslüman Türk kadınlar.
Yetmiyor, Kılıçdaroğlu İBB adayıyken, kendi partilerinde vitrin mankeni gibi kullandıkları çarşaflı bir kadını, CHP’li olduğunu bilmeden, sırf örtüsüne bakıp, seçim otobüsünden zorla indirip döven de bunlar. İsmi Kıymet Özgür.
Yetmiyor, yetmiyor, yetmiyor... Vesayet aşkı kabaran gazetecilerinden sanayicilerine kadar... Darbe hevesi kursağında kalmış emekli askerlerinden yeni yetme birkaç ergen darbe heveslisine kadar... yetmiyor... yetinmiyorlar...
Her gün, istisnasız Allah’ın her günü, Müslümanlara, mütedeyyinlere saldırıyor, hedef gösteriyor, tehdit ediyor, küfürler savuruyor, sinir uçlarıyla oynuyorlar... Arada kendini tutamayıp, “elinden bir kaza çıkan” mütedeyyin oldu mu... Tüm Müslümanları zan altında bırakıp ortalığı velveleye veriyor, en büyük mağduru oynuyorlar. Kendi yedikleri haltlar yanlarına kalıyor, hatta ahlaksızca hareketler haklarıymış gibi davranıyorlar.
Kabullenemiyorlar. Bir partinin tüzüğünde yer alan ve kendisi içinde çelişkiler barındıran birkaç maddeyi ilke diye bir millete yutturmaya kalktılar, tutmadı. Başaramadılar. Türkiye’nin yüzde 20’sini ancak oluşturan birkaç kozmopolit... yediremiyorlar. Sadistçe şehvetlerini, kendilerinden olmayan insanlar üzerinde tatmin etmeye kalkıyorlar.
Cemil Meriç, “Yarı münevver, sadizmini, kendi tanrılarına secde etmeyen namuslu insanlar üzerinde tatmin etmeyi adet haline getirmiştir” derken, tanzimatın ve meşrutiyetin mirasçılarını anlatıyor, röntgenlerini çekiyordu. Biz ise onun bıraktığı ilim mirasını sırtlanıp, yarı münevverlerin bıraktığı bağnazlık mirasına karşı koymaya çalışıyoruz.
Bilen ile bilmeyenin kavgası bu. Fark eden ile zannedenin kavgası. Yaşayan ile uyduranların, gerçek ile sahtenin kavgası. Asıl ile azınlığın, şifa ile mikrobun kavgası.
İktidarda 23 yıldır Müslümanlar var. Ama kültürel devrim gerçekleşmeyince, iktidarda olmak, yeni bir kültür inşa etmeye yetmiyor işte. Bu yüzden iktidarda Müslümanlar olsa da at koşturanlar seküler bağnazlar. Yetmiyor... yetinmiyorlar.
Yediği her tokada rağmen diğer yanağını çeviren de biz oluyoruz. Saçmalık. Biz tokat atmayalım. Ama neden yiyoruz. Tokat atan eli kırmak varken, diğer yanağı dönmek... İslam’ın neresinde var? Tokat atma ama tokat yeme de.
Neden hep sakin kalması gereken, susması istenen biz oluyoruz?
Ve minellâhi’t-Tevfîk.