Birbirlerine söven CHP’lilerin sümüklü savunması!..
Birbirlerine söven CHP’lilerin sümüklü savunması!..
Muhammet Seyfullah Maden
Allah’ın adıyla...
*
Türkiye’de bir tane bile samimi Atatürkçü kaldığını zannetmiyorum. Bir Atatürkçü nasıl olur da Mustafa Kemal’i CHP’nin savunmasına müsaade edebilir yahu... Tek sermayeleri Gazi... Üstelik güncel siyasete ayak uydurabilmiş bir parti değil, Türkiye’nin küresel durumundan bihaberler ve hiçbir parti programları yok. Ekonomi hakkında vaatleri yok, savunma sanayisinde vaatleri yok, kültürel kalkınmada vaatleri yok...
Tek yaptıkları bir şeylere karşı çıkmak.
O kadar alçaldılar ki; halkın güvenliğini sağlamak, hırsızlıkları engellemek, tacize tecavüze, istismara karşı mücadele etmek, insanların emeklerini korumak, yasaları çiğneyenleri durdurmak... vs. için elzem noktadaki güvenlik kamerası pratiğine bile karşı çıktılar.
Güvenlik kameralarını kimler istemez? Yukarıda saydığım suçlara bulaşanlar...
E CHP’liler niye karşı çıkıyor?
İlginç...
*
Bir tanesi de çıktı, “yolsuzluk tutuklusu” CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun gittiği otelde güvenlik kameralarını elektrik bandı ve peçete ile kapattırmasını saçma sapan sözlerle savunmaya kalktı. Neymiş, güvenlik kameraları “özel hayata müdahale”ymiş.
Zamanında başörtülü öğrencilere ettiği küfürle Müslümanların hafızalarına kazınan Fatih Altaylı, “İnsan belki burnunu falan karıştırır güvenlik kamerasının önünde” diye iyice zırvaladı... Bu yüzden güvenlik kamerasına karşıymış...
Burnuna kadar pisliğe batmış bir parti... ve burnundaki pisliği örnek vererek onu savunmaya çalışan sözde aydınları... televizyona çıkarıp ünlü yaptığı jeolog da kendi bokunu yemekle ve kız öğrencisinin kalçasını tokatlayıp taciz etmekle övünüyordu.
Başkan Erdoğan bu zihniyeti “çöp, çamur, çukur” diyerek özetliyor ya... Ben de hepsini tek kelimede toplayayım; bunların siyasetinin özeti: fosseptik.
Yakında lağımlara pipetle dalarlarsa şaşırmamak lazım.
Boyunlarına kadar battıkları pisliği burunlarındaki pislikle savunmaya çalışanların lağımdan beslenmesine şaşmamak lazım.
*
Size bir şey hatırlatayım.
Bu sümük bahanesiyle İmamoğlu ve saz arkadaşlarını savunmaya kalkan Fatih Altaylı isimli zât, yıllar önce Murat Ongun’a, yani İmamoğlu’nun sağ koluna ana avrat dümdüz gitmişti.
2017’de referanduma birkaç ay kalmıştı. Altaylı HaberTürk’te uzay ile ilgili bir program yapıyordu. Bu sırada kendisine eski HaberTürk muhabiri olan Murat Ongun mail attı. Referandum gündemi varken uzaycılık ile ilgili program yapmasını eleştirdi. Odatv’nin haberine göre Altaylı da Ongun’a, “Bana bu programı anan yaptırıyor o… çocuğu” diye cevap verdi.
Şimdi yana döne savunduğu, hatta savunmak için burnundaki pisliği bile bahane ettiği bu adamların ne olduğunu aslında kendisi de çok iyi bilir...
O adamlar da Fatih Altaylı’nın ne olduğunu herkesten iyi bilirler.
Ama öyle bir panik halindeler ki... Abuk subuk bahanelerle, güvenlik kameralarının kapatılmasını bile savunacak duruma geliyorlar.
Herkesten önce Atatürkçü kesim şunların ağzının payını vermek zorundaydı. Ama başta dediğim gibi, samimi bir Atatürkçü kaldığını zannetmiyorum.
Yepyeni bir Türkiye’nin kapısı aralanıyor bu aralar. Tüm siyasi görüşlerin, ideolojilerin, ittifakların, siyasi terimlerin sıfırdan inşa edildiğini göreceğiz.
Görelim Mevla neyler...
Ve minellâhi’t-Tevfîk.