Ateşkes bir başlangıç, daha gidilecek uzun bir yol var
Ateşkes bir başlangıç, daha gidilecek uzun bir yol var
MEHMET KOÇAK
Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen “Ortadoğu’da Barış” zirvesi, arabulucu ve garantör ülkeler, ABD, Mısır, Katar ve Türkiye’nin yanında İngiltere, Fransa ve Kanada ile 20’den fazla devlet ve hükümet başkanının katılımıyla gerçekleşti. Zirvede ABD Başkanı Trump tarihin en büyük şovlarından birini sergilemiş oldu.
İlk başkanlık döneminde, Suriye toprağı olan Golan Tepelerini İsrail toprağı, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden Trump’dan Gazze Şeridi ve Batı Yaka’dan oluşan Filistin başta olmak üzere Ortadoğu için hayırlı bir plan beklemek akla ziyandır.
Zira Trump, Mısır’dan önce İsrail parlamentosunda yaptığı konuşmada, bölgede gerçekleştirilen yıkım, soykırım ve yaşanan insanlık faciasından oluşan vahşet için “önerdiğimiz plan İsrail ve dünya için inanılmaz bir zafer” ifadesi kötü niyetin bir sonucu olan ihanet planının en bariz örneğidir.
Trump, Netanyahu’nun yanında “Gazze’de savaş bitti” mesajını yineledi ancak tüm dünya biliyor ki savaşın tekrar başlamayacağının bir garantisi yok.
Trump, “ABD, dünya tarihinin en büyük ve en güçlü ordusuna sahip. Sahip olduğumuz silahlar, kimsenin hayal bile edemeyeceği silahlar. Bunların çoğunu İsrail’e verdik. İsrail’in “silah zoruyla kazanabileceği her şeyi desteğimizle kazanmış oldu. İsrail, Ortadoğu’nun en güçlü ülkesi oldu artık savaşın ötesine bakılmalı ve kazanımları korumalı” şeklindeki konuşmasıyla Trump, aslında Siyonist İsrail’in bölgede insanlığa karşı işlediği suçların ortağı olduğu gerçeğini ifşa etmiş oldu.
Trump, katil Netanyahu’ya övgüler dizerken, Netanyahu ise “Hiçbir ABD başkanı, İsrail için Trump’ın yaptığını yapmadı” diyerek, Trump’ın ihanetini ve suç ortaklığını teyit etmiştir.
Kısacası, Trump, İsrail parlamentosundaki mesajlarıyla Siyonist Yahudilere dostluk ve desteğin devam ettiğini ve destekleriyle İsrail’in Ortadoğu’da yenilmez ve sorgulanamaz bir güç olduğunu, Arap ve İslam ülkelerini de hazırladığı plana razı ettiğinin mesajını vermiş ve güven tazelemiş oldu.
Filistin ile Filistinlilere sahip çıkma girişimi…
Zirvede Trump’tan sonra Mısır Cumhurbaşkanı Es-Sisi, Katar Emiri El Sani ve Başkan Erdoğan da beyana imza atması sürecin olumlu yönde ilerlemesini sağlama adına önemli bir gelişmedir.
Çünkü Türkiye, Mısır, Katar arabulucu ve garantör ülkeler olarak planın yanlışlarının düzeltilmesi, Filistin ve Filistinlilerin korunması adına mevcut şartlar içinde doğan fırsatları kullanma niyetiyle hareket ettikleri bir gerçektir.
En azından savaşı bitiren ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve yardımların Gazze’ye ulaşması adına yapılabileceklerin en iyisini yapma gayreti içinde bir görevi kabullendikleri ise bir diğer gerçektir.
Ancak, şu bir gerçek ki, Gazze için yapılan ve tarafların kabul ettiği plan değil, bir barış antlaşması değil, sadece bir ateşkestir.
Zira, katil Netanyahu ile suç ortağı Trump’ın hazırladığı plan İsrail-Filistin çatışmasına bir çözüm değildir, sadece karanlığın ortasında geçici küçük bir ışık.
Asıl savaş şimdi masada başlıyor.
Rehine ve esir takası, insani yardımların Gazze’ye ulaşmaya başlaması ve İsrail’in Gazze’den kısmen çekilme gerçekleştirilmesiyle planın birinci aşaması tamamlanmış oldu.
Bu aşama yani ateşkes ve şartları bir başlangıç, daha gidilecek uzun bir yol var.
Asıl masa savaşı şimdi başlıyor.
Hamas’ın geleceği, İsrail’in geri çekilmesinin boyutu ve Gazze’yi kimin yöneteceği gibi Filistinliler için hayati öneme sahip konuların nasıl sonuçlanacağıdır.
Bu maddeler müzakere edilirken kimin barıştan yana olduğu, kimin ihanet oyunları içinde İsrail’e desteğini sürdürdüğü ve kimlerin Filistin’in yanında olduğu işte o zaman net olarak görülecek.
Hamas’ın plana itiraz ettiği bu konular netleşmedikçe savaş her an tekrar başlayabilir.
Çünkü ABD, İsrail’e verdiği sınırsız desteği sürdürmekte kararlı olduğu gibi ABD destekli İsrail de ihanet dolu tarihi emellerinden vazgeçmiş değil…