• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mahmud Sami
Mahmud Sami
TÜM YAZILARI

Kabil’in İhaneti!

12 Ocak 2018
A


Mahmud Sami İletişim:

Geçtiğimiz Salı günü Erdoğan, tekrardan açık ve sert şekilde isim vermeden eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir süredir cami çıkışlarında yapmakta olduğu açıklamalarına cevap verdi.

Öncelikle herkesin aklında ki “Gül aday olacak mı” sorusuna yanıt bulalım.

2019’un başkanlık seçim sonucu ne olur?

Geçtiğimiz referandum Türkiye tarihinde ki en kritik seçimlerinden biriydi. Sadece siyasetçiler için değil aynı zamanda seçmeneler içinde zordu. Bu kadar kritik bir noktada “evet” %51 aldı. AK Parti ve MHP beklenenden daha yüksek oy kayıpları yaşadı. Ancak buna rağmen sonuç %51. 2019 seçim süreci açık şekilde başlamışken MHP’nin açık ittifak teklifine olumlu cevap veren AK Parti’nin şimdiden seçimi kazanacağını öngörmek zor değil.

Bu tahmini sonuca bakıp AK Parti’nin gevşeyeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Erdoğan’ın temposuna bakar mısınız? Daha propaganda süreci başlamadan seçime 2 yıl kala günde 2-3 şehir geziyor ve il kongrelerinde konuşuyor. Yurt dışı seyahatleri hız kesmeden devam ederken uluslararası siyasette de hâkimiyetini koruyor. Böyle bir tempo karşısında kazanan taraf belli.

Şimdi bu bilgileri kenarda dursun.

Abdullah Gül aday olur mu?

Abdullah Gül’ün siyasi çizgisine baktığınız zaman güreşmekten çok uzlaşmaya yönelik bir tavrı olduğunu görürsünüz. Gezi olaylarından tutun da her kirik noktada Gül’ün çizgisi belliydi. Bununla beraber risk almaya yönelik bir yapıda da değil kendisi.

Gül aday oldu diyelim, kimin adayı olacak?

AK Parti ve MHP’nin adayı Erdoğan olduğuna göre, Gül, CHP, HDP ve İYİ Parti ittifakının adayı olacak. Ancak sahip olduğu siyasi çizgiye baktığımız zaman,bu ittifakın oy ağırlığının anket sonuçlarına göre %55 bandını aşmadan,Gül’ün aday olmaz.

Gül’ün aday olmasının bir nedeni daha olabilir, oda seçimde bir alternatif kutup olarak oy dağılımlarını etkilemek. Seçimin nihai sonucunu ve seçilmeyeceğini bile bile böyle bir adım atması kendisini inanılmaz yıpratacak ve hatta sahip olduğu ağırlığı sıfırlayacaktır. Geçmişte yapmış olduğu hizmetleri dahi tartışılır hale getirecek bir adım da Gül için zor.

Ancak yüksek anket sonuçları ile birlikte, uluslararası (uluslararası denmesine aldanmayın adres net, ABD ve İngiltere) baskılar ve çalışmalar sonucunda Erdoğan zayıflatılıp, tam güllük gülistanlık bir ortam oluşturulursa Gül aday olabilir.

Medyanın Gül ilişkisi

Medyanın Gül’e ağırlık vermesinin nedeni, Gül’ü seçim meydanına itmek. Yeri gelince “Gül olsa ne iyi olur” çıkışından tutunda, “Gül’den aday çıkmaz” yazılarına kadar amaç, Gül’ü kışkırtmak ve harekete geçirtmek. Gül’ün tüm bunlar karşısında ki tutumu ise hazır durumda bulunmaktan ibaret. Yani park halinde motoru çalışır pozisyonunda tutuyorlar. Fırsatı çıkınca değerlendireceğinden şüpheniz olmasın.

Erdoğan’ın Gül çıkışı

Grup toplantılarında ve kongrelerde görevden alınan eski başbakan Ahmet Davutoğlu ve Gül için isim vermeden sert eleştirilerini sürdüren Erdoğan açık şekilde “bu trenden düşenler, düştükleri yerde kalırlar” dedi. Ancak insanlar partide, siyasette ve hatta bürokraside aynen belediye başkanlarına yapılan gibi bir operasyon bekliyor. Şimdi bu sert eleştirilerin muhatapları, referandumda evet dememelerine ve hatta hayır için çalışmalarına rağmen hiçbir siyasi sorumluluk almayacaklar mı?

Bu isimlerin atadığı bürokratlar, Gül’ün atadığı rektörler ve dahası tasfiye edilmeyecek mi?

Tasfiyeler gerçekleşmediği sürece, bu isimler aktif siyasi karşılığı olmasa da ağırlıklarını korumaya devam edecekler.

En son yaşanan skandal ise buna çok net bir örnek oldu. Ömer Turan, metrobüs durağında gözaltına alınarak karakola götürüldü ve 1 gecelik nezaretten sonra kelepçe takılarak adliyeye götürüldü.

Bu olayın nedeni Ömer Turan’ın, görevden alınan başbakan Ahmet Davutoğlu’na yönelik twiter’dan Enver Altaylı’yı tanıyıp tanımadığını sorması. Bunun üzerine kendisine hakaret davası açılmış ve karakola ifade vermişti.

Sadece bunun için Ömer Turan’ın yaşadıklarına bakın. Bu isimler eleştirilmeyecek, konuşulmayacak. Bu isimlerin dokunulmazlığı olacak, ama Erdoğan’a yönelik her türlü eleştiri yapılabilecek, iftiralar atılabilecek.

Yaşanan olay budur, buyurun yorumu sizler yapın.

HDP’ye cila!

2019 seçimlerine doğru milli ittifak cephesi şekillenirken, CHP, HDP, İYİ Parti ittifakını birleştirme çabaları, toplum ve siyaset mühendisliği ile başlamış bulunuyor. Bu cephenin en büyük sorunu terör ile içli dışlı olan partilerin toplum nezdinde aklamak ve kabul görebilecek bir seviyede toplum içine yerleştirmek. Burada durumu en kötü olan parti HDP.

Geçtiğimiz günlerde HDP’den Hasip Kaplan genel başkanın bir Türk olamayacağı yönündeki açıklamalarından sonra partisinden istifa etti. Partiden Hasip Kaplana yönelik gelen kınamada ise HDP’nin ırkçı ve ayrımcı bir politika izlemediği açıklandı.

Bu seçim makyajından başka bir şey değil. Ne kadar cila atılırsa atılsın, HDP’nin kandil olan ilişkileri ve yaptıkları siyaseti Kürt kimliği istismarına temellendirmeleritoplumun bizzat şahit olduğu bir gerçek.

Fakat ufukta gözüken bir ittifak var. Özellikle milliyetçi tabandan oy koparmayı hedefleyen İYİ Parti ile HDP’nin kol kola yürümesi gerekiyor. Anlamadıkları şey ise HDP’nin yüzünü kapatacak bir boya olmadığı!

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23