• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mahmud Sami
Mahmud Sami
TÜM YAZILARI

Cahiliye Arapları

20 Şubat 2018
A


Mahmud Sami İletişim:

Afrin Operasyonu tüm hızıyla sürerken Arap Birliği durumdan rahatsızlığını 54. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı’nda dile getirdi. Suriye’de iç savaş başlayalı beri yapılan katliamlardan, kimyasal silah kullanımlarından, dış müdahalelerden bu kadar rahatsız olmadıklarını açık şekilde dile getirebiliyorlar. Rahatsızlıkları zaten bilinen bir gerçek, yani çok değil bundan 100 sene evvel bu beldeler Osmanlı sınırları içinde idare ediliyordu. Anlaşılan o ki, bugün Türkiye’nin güney sınırında düzenlediği Afrin Operasyonu Arap yönetimlerinin geçmişi yaşamalarına yetmiş. Bugün gösterdikleri tepki ise, ABD’ye verdikleri desteğin resmi açıklamasıdır.

Kısaca Araplar, Türkiye’ye karşı, sömürülmeye razı olarak ABD tarafında yer alabiliyorlar. Öyleyse sormak lazım Araplara, neyaptı Osmanlı size?

Nedir derdiniz?

Aynı dinden olduğunuz, aynı kıbleye döndüğünüz kardeşlerinize karşı, Müslüman kanını akıtmakta hiçbir beis görmeyenlerle nasıl birlikte olabiliyorsunuz?

Sizleri hiçbir zaman kendileri gibi kabul etmeyecek, insan yerine koymayacak batıya nasıl yaltaklanabiliyorsunuz?

Sizleri, yürüyen bankadan başka bir şey görmeyenlere, nasıl güvenebiliyorsunuz?

Irak’ta, kendi ürettikleri istihbarat bilgileri doğrultusunda nükleer silahların olduğunu bahane ederek, ülkeye askeri müdahalede bulunup yönetimi düşüren ve tek bir nükleer silah dahi bulamayan, kan emici batıya nasıl güvenebiliyorsunuz?

En önemlisi, ABD’nin bölgedeki iktidarınızı koruyabileceğine nasıl inanıyorsunuz?

Nasıl?

Ekonomi devlet çöküşünün anahtarıdır. Ne zaman ki, Osmanlı dış borçlarının fiilen ödenemeyecek bir hal aldığı anlaşıldı, bu sonun başlangıcı oldu. Ancak kilit nokta borçlar değil, borcun ödenemeyeceği yönündeki algı idi.

Kilit nokta algı!

ABD’de 2008 yılında Emlak sektörü çok büyük bir kriz yaşadı. Yoğun şekilde konut üretimi yapılıyor ve beraberinde konut kredileri kolaylıkla veriliyordu. Ancak hiç kimse verilen konut kredilerinin vatandaşlar tarafından ödenip ödenmediğine bakmadı, devletin ve bankaların güvencelerine aldanıldı. Ödenemeyen kredilerden oluşan borçlar bankalar arasında satılıyordu. Bu durum 2000 yılından sonra sürekli büyüyen emlak piyasasında fark edilmeyen devasa bir balon oluşturdu. Uzmanlar durumu anlayınca yetkilileri uyardılar, ancak uyarılar dikkate alınmadı. Çünkü halk ve bürokrasi nezdinde emlak piyasasına ve banka kredilerine karşı tam güven vardı. Gerçekler dahi bu algıyı kıramadı. Ta ki, emlak balonu 2008 yılında patlayıp birden tüm ABD’yi ve beraberinde batıyı yaklaşık 4 yıl sürecek bir krize sokana kadar.

Her şey birden olup bitmişti!

Bugün ABD dış borçlarının fiili olarak ödenemeyecek halde olması, uluslararası kabul edilen bir gerçek. ABD tam anlamıyla bir saatli bomba, yarın iflas bayrağını asmayacaklarının garantisi yok. Hatta bu beklenilen bir gerçek ve hayatı 100-200 yıl evveline kıyasla çok daha hızlı yaşıyoruz. Yani ülkelerin, süper güçlerin çöküşü eski imparatorlukların çöküşü gibi olmuyor.

Bugün var, yarın yok!

Özetle Arapları uyarmak gerekiyor, bir sabah uyandıklarında tüm dünyayı şaşırtacak şekilde artık var olmayan bir “süper güç” ile ittifak halinde bulabilirler kendilerini.

28 Şubat

Yüzlerce şehit, binlerce gaziye neden olan 15 Temmuz darbe kalkışmasını yaşadık. Ardından Fetö terör örgütü üyelerini içeri aldık, bugün birer birer dışarı salıyoruz. Hala akademideler, bürokrasideler, polis teşkilatındalar, siyasetteler. Dışarı çıkanlar da soluğu yurtdışında alıyor. Ama nasıl bir şeydir ki, 28 Şubat mağdurları hala içeride, hala hapis yatıyorlar. Teröristlerin içeride çürümesi gerekirken dışarda, mağdurlar içerde. Bu da 15 Temmuz fıkrası.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23