• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

Kur’an’a sadakatimizin ölçüsü (2)

11 Mayıs 2025
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

Kur’an’a sadakatimizin ölçüsü (2)

İLHAN ORAL

Kur’an’a sadakatimizin ölçüsü, eylemlerin kalitesine bağlıdır. Ayni zamanda doğru orantılıdır. Eylemlerde kalite ve uyum dengeli değilse sadakati geçersizleştirir.

Özellikle eylem ile sadakat arasında denge yoksa dua bile kabul olunmaz. Hani hatırlayalım; Bakara suresinin sonunda “Ey Rabbimiz sen bizim mevlâmızsın. Kâfirlere karşı bize yardım eyle!” Burada yalnızca bu duanın dozuna âşina olsak İslam âlemi olarak hem uluslararası ve hem de ümmet çapında birçok problemi çok kolayca çözmüş olacağız. Dünyanın dengelerini yeniden ayarlamış olacağız, demektir.

İnsaflıca meselelere bakıp gereği üzere hareket ettiğimiz zaman on binlerce masûm Filistinli kadın, erkek ve çocuğun akla hayale sığmaz, açlığa ve açıklığa maruz bırakılması insanlığın yüz karasıdır. Bunların birçoğunun zûlüm ve işkence ile soykırımına tabii tutulması müslümanların zilletinin ve İnsanlığın acziyet ve kötü niyetinin belgesidir. Bu belge de Kur’an’a olan sadakatimizi buharlaştırmaktadır.

İlâhî adalette hayır ve denge vardır. Bunlar karşılıksız ilgisiz kalamazlar. Bunlar kevnî kanunlar dâhilinde yerlerine konulmuşlardır. Bu hakikatleri birkaç nefeslik ömür süreçleriyle kendilerini bile yönetmekte âciz kalan çaresiz ve yetersizlerin vehimlerine ve ideolojik saplantılarına bırakmak zillettir, ihanettir ve Kur’an’dan uzaklaşmaktır.

Rahman ve Rahim Rabbimiz; “Ey Rasûlüm, kullarım sana benden soru sordukları zaman, gerçekten ben onlara çok yakınım; bana dua edince, dua edenin duasını kabul ederim. O halde onlar da benim dâvetime icabet etsinler. Bana inanıp güvensinler ki, o olgunluğa erişmiş olsunlar.” (Bakara:2/186) Ayrıca Rabbimiz duaları kabul edeceğini kesin olarak vadetmekte ve şöyle buyurmaktadır;  “Bana dua edin, karşılığını verip duanızı kabul edeyim. Bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler, aşağılanmış kimseler olarak cehenneme gireceklerdir.” (Mümin; 40/60) Bu ayet tehdid ile biter.

Rabbimiz, katında kulunun değer sahibi olması için dua etmesini şart koşar; “De ki: “eğer sizin duanız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin? Siz Onun ayetlerini yalanladınız. Artık yakın azâb sizi yakalayacaktır”.” (Furkan: 25/77)  Anlaşıldığına göre insanın azaba duçar olmasının sebebi ayetleri yalanlamasından kaynaklanmaktadır. Allah’ın emirlerini yerine getirmemek ayni zamanda ciddiye almamaktan kaynaklandığı için ayetleri yalanlamış oluyor ve cezayı hak ediyor.

Onun için de “Emr-i bi’l-marûf ve nehy-i ani’l-münker” görevini yapmayanların dualarının kabul olmayacağına sebep oluyor. Bunu da Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize bildiriyor; “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya siz marufu emreder, münkerden nehyedersiniz; ya da Allah, kendi katından üzerinize bir azap gönderir. Sonra O’na dua edersiniz de duanız kabul edilmez.” Bu hadis-i şerif, nice hakikatleri gözler önüne sergilemekte ve yüksek şiddette uyarmaktadır.

Yine  “bu hadis-i şerif” toplumsal görev olan emr-i bi’l-marûf ve nehy-i ani’l-münker farizasının terk edilmesinin çok ciddi sonuçlar doğuracağını bildirmektedir: 

Bu görev yapılmazsa toplumda ahlâkî çürüme başlar, yayılır, önü alınmaz olur ve felakete dönüşür. Bundan da ilâhî azap, sağanak halinde inmeye başlar. Bugün doğal âlemin korkutucu boyutlarda gelişmesi, toplumsal olaylar ve ekonomik dengesizlikler ürkütücülüğü sinyallerini veriyor. Kahredici silahların artışı ve çılgın savaşların gerçek sebepleri zifiri karanlıklar gibi etkisini sürdürmektedir.

Dua sadece bireysel değil, toplumsal sorumluluk ile de ilişkili olduğu için kabul olunmayan her duada her kesin talihsiz katkısı şerri daha artırmaktadır.

Şimdi ey mümin pozisyonunu artık sen belirle!

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Nahit sazoglu

Maneviyatimizi. Devlet politikası yapmaliyiz savunma sanayimizi devlet politikası yapmaliyiz ASELSAN havelsan roketsani TUSAŞi çok uluslu şirket yapmaliyiz üç tarafı denizlerle çevrili denizciligimizi devlet politikası yapmaliyiz İncirlik ve kürecik üslerini acilen kapatilmaliyiz tam bağımsız Türkiye güçlü Türkiye ülkemizde ekonomik gelişmeler ancak demiryollarıyla olacaktır petrol şirketleri otomotiv şirketleri otobüs şirketleri lastik şirketleri cumhuriyet kurulduğundan bugüne kadar demiryollarini engellemişlerdir her ilimize hızli tren yapmaliyiz raylı sistemler geliştirmeliyiz yük ve yolcu taşımacılığında acilen demiryollarına geçmeliyiz demiryolları toptan tüfekten daha mühim bir emniyet silahıdır tulomsas tudemsas TÜVASAŞ demiryolu şirketlerini çok uluslu şirket yapmaliyiz

Tarih Doktoru Uğur

Bence de toplu taşıma için demiryolları geliştirilmeli. İç Anadolulu mafyatik edalı saldırgan minibüsçülerden kurtulmakta büyük faydası da olur. Ama onun dışında Volkswagen'in eski hâli gibi, o ki onu Hitler fukara için dizayn ettirmişti, her bütçeye uygun ucuz araba markamızı tesis etmeliyiz.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23