• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İdris Günaydın
İdris Günaydın
TÜM YAZILARI

Utandık mı?

07 Şubat 2025
A


İdris Günaydın İletişim: [email protected]

Utandık mı?

İDRİS GÜNAYDIN

İnsan vardır; hakikati baştan kabul eder. Çünkü karşısındakini az çok tanır ve hükmünü verir. İnsan vardır; baştan inkar etse de zaman geçtikçe, iddiasının boş olduğunu anlayınca gerçeği yani yanlışını düzeltmesi gerektiğini itiraf eder.

İnsan vardır; Başında, ortasında inkar etse de artık belgeler apaçık ortaya döküldüğünde, kerhen de olsa kabul eder ki; başında hatalı davranmış. İnsan vardır; başında, ortasında, sonunda ne dersen inadından vaz geçmez. İnkar edecek mutlaka bir sebep bulur. Jüpitere götürsen “burası neden soğuk; beni sıcak yere götürün.” der. Cennete götürsen; Cehennemi ister.

Her şeye itiraz etmek hayatının gayesi olmuştur.

Temel ile Dursun’un fıkrasında olduğu gibi.

 İki kapı komşusu Temel ile Dursun, hayatları boyunca birbirlerinin aldığı kararlara, yaptığı işlere itiraz ediyor, o işi yapmamasını söylüyorlar.  İkisi de ağır bir suçtan hapse girerler. Hâkim ikisinin de idamına karar verir. Temel’e son arzusunun ne olduğunu sorarlar; “annemi görmek istiyorum” der. Dursun’a son arzusunun ne olduğunu sorarlar; Temel’e şöyle bakar ve: “Temel annesini görmesin” der.

Ne diyelim şimdi?

Adam Gazze’de ateşkesi şimdilik sağladı. Yarın Trump bir puştluk yapmazsa.

Suriye’de  zalim ve hain Esad’ı devirdi.

Misak-ı Milli sınırlarının nasıl etap etap yeniden çizildiğini gösterdi.

Şara ile görüştü. Önce onu Arabistan’a gönderenin de Türkiye olduğuna dair rivayetler var.

Yıllar sonra Irak’la yapılan anlaşma gereği petrolün Yumurtalık’a akıtılma konusu karara bağlandı.

Doğalgazı buldu.

Petrolü buldu ve çıkarıyor. Hem de terörden köylerin boşaltıldığı, koyunların bile otlayamadığı Gabar Dağında.

Petrol ve doğalgaz arayan gemilerden kurulu bir filo oluşturdu.

Akdeniz’i bir Türk Gölü haline yeniden getirdi.

İran’a “haddini bil” dedi ve onu beklemeye aldı.

Rusya’ya, “dünyada bizden başka, düşman bellediğin kutuptan dostun yok” dedi.

İsrail’e yavaş yavaş “va’d edilmiş topraklar” idealini yeniden gözden geçirme ev ödevi verdi.

Yurt içinde yaptıklarının hepsini saymayayım ama Karamollaoğlu hüzünlü bir veda ile Kılıçdaroğlu hicranlı bir veda ile Akşener ağlamaklı bir veda ile gitti.

Ortada basket topu gibi elden ele dönen bir fırıldak kaldı. Bir de adam gibi adam Tayyip Erdoğan. Tüm zamanların adamı.

Eleştirenlere bakıyorum:

Oğlunun gemicikleri varmış…

Sigara ve alkol kullanmayan bir adamın yirmi beş yıldır aldığı maaşla, evladına birkaç gemicik alması çok mu zor? O piyasayı ben bilmem ama gemiciler bilir. Hangi firma gemisini satar, hangi firma iflasta? Hangi mal nereden yüklenir, hangi mal nerede boşaltılır?

Söyler misiniz bana; yirmi beş yıldır hangi çocuğu ne yüzsüzlük yapmış? Hanımı nerede milleti dolandırmış veya gelin iken yaşadığı hayat tarzından ne kadar taviz vermiş?

Öyle diyorsun ama çantası var; şu fiyata!

Yirmi beş yıldır ülkenin en gözde hatunu olan bir kadının beyinin, devletin belirlediği bordro üzerinden, en yüksek maaşı aldığı halde, hanımının çantası da senin diline düşüyorsa, bunu da o kadına normal görmüyorsan, sen, hakikaten çamursun. Kusura bakma.

Bana diyorlar ki; “Sen yalakasın.”

Benim şirketim yok, memuriyetim yok, devletten beklentim yok. Altımda bir taksim bile yok. Sadece şükürler ki; emekli maaşım var.

Ama ben Halid b. Velid (R.A) zamanını görseydim Ukeydir’i mi destekleyecektim?

Selahaddin Eyyubi zamanında yaşasaydım Aslan yürekli Rişar’ı mı tutacaktım?

Alpaslan zamanında yaşasaydım Romen Diyojen’in safını mı seçecektim?

Fatih Mehmed Han zamanında yaşasaydım Çandarlı Halil Paşadan yana mı tavır koyacaktım? Yavuz Sultan Selim zamanını görseydim Şah İsmail veya Toman Bayı mı destekleyecektim? Ya, Kanuni zamanını görseydim Andrea Dorya’dan yana mı olurdum?

Cennetmekan Abdülhamit Han zamanında yaşasaydım Emmanuel Karasso’yu mu seçerdim?

Hayır, bunların hiç birinin yanında yer almaz; imanımla, vatan ve bayrak sevgimle  benimle aynı imana sahip olanların yanında yer alırdım. Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında, safında, kararında yer aldığım gibi.

Neden? Çünkü analar var it doğurur; analar var yiğit doğurur.

Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider bin yıldır gelmedi. Geldiyse gösterin. 

Öyle, büyük insanlar bakkaldan satın alınmıyor. Bakkaldan irice, sadece hıyar satın alınıyor. Bir de diyorlar ki; Efendim! Suriye, devrimden sonra gümrük tarifesini % 400-500 artırmış. 

Bak bak şu yalana.

Bakan Ömer Bolat  Bey, 269 ürüne gümrük tarifelerinde indirim olduğunu söylüyor. Nankörler piyasayı bulandırmaya çalışıyorlar. 

Suriye’nin her alanda ürettiği mallar kendine yetiyor mu ki; gümrük tarifesini yükseltsin? Bu coğrafyada Türkiye’den başka her istediğini alabileceği devlet mi var ki; gümrük tarifelerini artırsın?  İsrail’den mi alacak?

Ama şeytanın işi ne idi, ta Adem Peygamber zamanından beri? 

Şeytana ruhunu satanların işi ne?

Biz iyi günümüzde de, zor günümüzde de  Tayyip Erdoğan’ın yanındayız. Siz kimin yanındasınız? Deyin; bilelim vesselam.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Medine

DURMAK YOK YOLA DEVAM..tabii ki Reisimizin yanındayız.Allah yar ve yardımcımız olsun amin

Okur

Dünyada her şey menfaate dayanır. Taraflı olmanın arkasında muhakkak çıkar yatar. Gerisi hikaye. Beytülmaldan direkt veya dolaylı nema, nema, nema...! Parti taraflarlarının çabalarını meyillerini belirleyen tek unsur nemadır. Esad'ı devirmiş falan fişman. Her olumlu gelişmeyi birine mal etmek, olumsuzu da muhaliflere yüklemek ucuz polemik...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23