CHP neyi bilir?
CHP neyi bilir?
İDRİS GÜNAYDIN
CHP’nin liderleri öyle gaflarıyla meşhur ki; iyi ki onlar kadar okumamışız diyesim bile geliyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun gaflarından tam gına gelmişti. Konya’yı Hollanda’dan büyük ülke yapmış, Şanlı Urfayı Akdeniz’in bir şehri ilan etmişti. Daha nice. Her konuşmasında mı gaf olur bir adamın?
Özgür Özel onu aratmıyor. Zonguldak’ın bir beldesinde Alevi vatandaşlardan aldığı desteği Sünnilerden alamamak gibi.
“Bedelli askerlik yapanlar bana oy vermesin”..
Şu hale bakar mısınız? Partinde bir sürü bedelli askerlik yapanlar var. Mesela İstanbul İl Başkanın. Belediye başkanların var, milletvekillerin var.
CHP’nin genel başkanları meşhur olmak, gündem olmak istiyorlar lakin gülünç duruma düşerek gündem oluyorlar.
Bir adamları var çok güvendikleri: Ekrem İmamoğlu… O tam bir seyirlik vaka. Fatih’in babası Beyazıt diyor. Olabilir hadi. Bir insan tarihi bilmeyebilir. Matematiği bilir mesela: Matematiğimizi geliştirmek için, bize matematik öğretmek için iki rakam veriyor. 800 ile 900’ü toplarsın yarısı 700 yapar diyor. Yahu bu kadarcık hesabı ilkokulun kaçındaki çocuklar öğreniyor. Bir insan bu kadar mı cahil olur.
Bu mu liderlik?
Teravih Namazını kırk rekat diyor. Bilmiyorsan kimse seni imtihan etmiyor. Söyleme bari. Bana öyle bir kanaat hakim oldu ki; Ekrem İmamoğlu denilen zat en ufak şeyleri dahi bilmiyor.
Cesareti varsa onu ilkokul öğrencisi ile imtihan edelim.
İngilizce zaten yok. Girdiği bölümleri vazgeçmiş ve usulsüz yatay geçiş yapmış. Onun İstanbul Teknik Üniversitesini bu akıl ve bilgi ile bitirmiş olması mümkün değil. Ama baba yanında olunca.
Elde ne baba var?
Niye böyle oluyor?
Tek kelimelik cevabı var: Allah’tan…
Allah maskara ediyor millete güldürmek için. Allah 23- 50 arasında yaptıkları zulümler yüzünden maskara ediyor.
Bu böyle devam eder mi? Elbet. Ta ki Şeyh Said’in, İskilipli Atıf’ın hesabı çıkıncaya kadar.
Diyeceksiniz ki ne alaka? Şu alaka: Milletin yazısını değiştirmediği halde, İngiliz serpuşunu giydirmediği halde, İngiliz mandasını savunup, valisi olmayı teklif etmediği halde na hak yere öldürüyor veya idam ediyorsunuz Şeyh Said’i! Bu reva mı? Bunu bir gören yok mu?
Aynı zulüm Giresun Taşbaşı Parkında Yavuzsultan Selim Hüdavendigar Camii ve yanındaki üç medrese, kütüphane, Sıbyan Mektebi, mezarlıklar yıkılarak yapılmış. 1930 yılında Giresun’da valilik yapan faşist ve zalim, Allah düşmanı bir vali olan Feyyaz Bosat’ın emri ile Cumhuriyetin 10. Yılına yani 1933 yılına yetiştirmek için yapılan zulüm. Hatta Cumhuriyet İlkokulu ile Çınarlar Camii ve Seyyid Vakkas Türbesi arası Osmanlı mezarları iken üzerine toprak ve ardından da asfalt döktürüyor. Şu anda Cumhuriyet İlokulunun yüzlerce öğrencisi, altında yatan Osmanlı ecdadımızın üzerinde oynuyor.
Bu da bazılarınca, en çok da CHP’lilerce normal sayılıyor.
Allah bu yüzden CHP’nin yüzünü güldürmüyor. Hatta ademe mahkum ediyor. Maskara ediyor.
Şu günlere Taşbaşı Parkına tarihine uygun olarak yıkılan camiyi yeniden inşa edelim çabalarına karşı Giresun’un CHP’li Belediye Başkanı Fuat Köse, yanında fikirdaşı gazeteciler ve malum dernek üyeleri, Giresun’un bazı sivil dernekleri olduğu halde basın toplantısı yapıyor.
Olan ne? Karadeniz’in ilk Cuma Camii haksız yere yıkılmış; bir grup da o camiyi aynen yapmaya karar vermiş. Mutlaka CHP refleksi devreye girmeli ve “aslında camiye karşı değiller ama cami yapımına karşılar” hükmünce cami yapımına karşı çıkmalılar. Giresun CHP Milletvekili Elvan Işık Gezmiş de tv’ye çıkarak aynı nakaratları söylüyor. Namaz kılan bir rahmetli babanın kızı olarak. Maalesef.
BURSA ULU CAMİ’NİN
HALILARI
Bu konuda iki yazı yazdım. Biri halılarda domuz desenleri olduğuna, değiştirilmesi gerektiğine dair. İkinci yazımda Ulu Cami’ye namaz kılmaya giden biri bana oradan haber verdi. Halıların değiştirilmiş olduğuna dair. Bunları yazdım. Lakin halılar değiştirilmemiş. Bursa İlahiyatta okuyan yeğenim resimler çekerek bana gönderdi. Kendileri de arkadaşlarıyla birlikte şüphelenmişler.
Halılar hâlâ aynı minval üzere duruyormuş.
Hayret. Şam’daki Emevi Cami’nin halılarını Türkiye değiştiriyor fakat Bursa Ulu Cami’de domuz desenleri üzerinde namaz kılınıyor.
Koca Bursa, bir Ulu Cami’nin halılarını değiştiremiyorsa, Diyanet bu konuda müdahil olmuyorsa yuh olsun.
O camiye adımımı atmam.
Hatta Bursa Osman Gazi Müftüsü Mehmet Uzun’un haberi var. Camide görev yapanların bilmeyeni yok. Neden bunda ısrar ediliyor anlamıyorum.
CAMİYE GELEN
ÇOCUKLAR HAKKINDA
Bu durumla ilgili yazdığım yazıya ömründe camiye adımını atmayan bazı cahiller yazı yazmışlar.
Kimse çocuklar camiye gelmesin demiyor. Ama bir çocuk değil elli çocuk. Kocaman caminin saflarını yararak imamın arkasına kadar varıyorlar. İnsanları siper ederek saklambaç oynuyorlar. Secde edilecek yerlere yatıyorlar. Bir çocuk değil ki.
Camide namaz mı kılıyoruz çocukları mı seyrediyoruz belli değil. Bunun çözümü caminin münasip bir mekanında o çocukları bir belletmen nezaretinde oyuna tabi tutmak. Cami böyle bir yapılanmaya gitmeli.
Namaza gelen şahıs da çocuğunu o belletmene getirdiğini bilip teslim etmeli. Çocuklar tabii camiye gelsinler. Vesselam.