• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İdris Günaydın
İdris Günaydın
TÜM YAZILARI

Anayasa Mahkemesinin Kamal Atatürk’e hakaret davası hakkında kararı

08 Aralık 2025
A


İdris Günaydın İletişim: [email protected]

Anayasa Mahkemesinin Kamal Atatürk’e hakaret davası hakkında kararı

İDRİS GÜNAYDIN

Önce şunu söyleyeyim. Ölmüş bir insana, kendini savunmaktan aciz bir insana hakaret etmek en hafif tabiriyle acizliktir. Kim olursa olsun. Ama ister yaşasın ister ölü, bir kimse hakkında belgeli bilgiler yayına sokuluyor veya orada burada dile getiriliyorsa bu hakaret değildir. 

Kamal Atatürk’e hakaret ediliyorsa bunun karşısındayım. Hakaret, o kişide olmayan şeyleri varmış gibi söylemektir. 


Önce benim ona Kamal demem nedense bazılarını kepek yapıyor. Halbuki ben hakaret etmiyorum. Son yıllarında kimliğini değiştirmiş ve bu ismi kendine uygun görmüş. Ben de o ismi kullanıyorum. Kullanmayanlar demek ki ona bu ismi uygun görmüyorlar. Olabilir.

Sosyal Medyada paylaşımları bulunan ve Kamal Atatürk hakkında belgeli yayın yapan Yaşar Gören adlı kişinin yine sosyal medyada yayınlanan yazısını hiç bozmadan ve yorum katmadan buraya alıyorum:   


Facebok’taki 12 adet paylaşımımı 5816 sayılı yasaya aykırı bulan İstanbul Anadolu 64.cü Asliye Ceza Mahkemesi 2 yıl önce beni, Atatürk’e hakaretten 1,5 yıl hapse mahkum etmişti. Karar İstinaf Mahkemesince de onanmış ve kesinleşmişti. Anayasa Mahkemesi mahkumiyetimi iptal etti, yerel mahkemeye fikir özgürlüğü hatırlatması yaptı ve yeniden yargılanmamın yolunu açtı. Anayasa Mahkemesinin önceki gün açıklanan 29/ 3/2023 tarihli kararına göre, gerçek tarihi bilgileri paylaşmak Atatürk’e hakaret değildir. Oysa yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet kararı Anayasanın 13 ve 26. Maddelerine açıkça aykırıdır. Anayasa Mahkemesi kararında Anayasa’nın 26. maddesini hatırlattı ve karar metninde bu maddeyi açıkça yazdı: Anayasa madde 26:- Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Şimdi ben de soruyorum:5816 bir kanundur. Bir kanun nasıl olur da Anayasanın 26. Maddesinden üstün olabilir? 5816 Anayasaya aykırıdır ve kaldırılmalıdır. Kaldırılmalıdır ki tarihi gerçeklerin yayılmasını engellemek isteyen Kemalist hakimlerin elinde bir bahane kalmasın…”



Ne büyük acizlik ve korkaklık. Arkanıza kanunu ve yüz yıllık uygulamayı almışsınız. Korkutulmuş ve sindirilmiş anti Kemalist kitleyi tartışmaya çekiyorsunuz. 

Sizin üzerinizde kanun baskısı yok, mahalle baskısı yok, yüz yıldır uygulanan teamül baskısı yok… Onların eli bağlı, dili bağlı. Cesaretlerinden, deli dumrulluklarından konuşuyorlar. Bir de zafer kazanmış edasıyla çalım satıyorsunuz.

Başka alandan belge gösteremeyip cevap veremeyince, “ama o savaş meydanlarında bir ömür geçirdi. Ama o cumhuriyeti kurdu” gibi laflar söylüyorsunuz.. 


Tamam diyeceğim de, bir gün savaşa gittiğine dair bir belge istiyorum sizden. Ben yanılabilirim. Ama istiyorum. Nutuk’tan olmasın. Nutuk’a bağımlı da olmasın.


II. Abdülhamid de Meşrutiyeti kurdu. Aradaki farkı da rica edelim. Bir de cumhuriyet demokrasinin yanında ne işe yarıyor onu da alalım.

Bu konuda şahsi fikrim cumhuriyetten yanadır. Krallık, padişahlık, hanlık, hakanlık değildir.


Ancaak;

Cumhuriyet, yönetimde kaldığı süreçte hiç halkın tercihine başvurmamak için mi getirilmişti? O zaman meşrutiyet daha halka dayalıydı diyebilir miyiz? Vesselam.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23