Yerli olanı sevmek insan olmakla alakalıdır
Yerlilik çok şeyler ifade eder ve ifade ettiği her şey güzeldir. Şer yoktur yerli olanda. Mesela yerlilik ekonomik bağımsızlıktır. Bir şey almak için elin oğluna değil, kendi esnafınıza parayı verirsiniz. Böylelikle para yurtiçinde kalır. Hem yurtdışına Dolar veya Euro, yani el oğlunun parasını vereceğiniz için tam olarak bağımsız olmazsınız. Yerlilik aynı zamanda güvenliktir. Sudan bahanelerle size uçak, top, tank, füze vermedikleri zaman iyi bir ekonomizin olması bir şeyi değiştirmez. Sizi yine de işgal ederler, fabrikalarda esir tutarlar ve canları isterse katlederler.
Ak Parti hükümetleri millileşmenin önemini iyi bildikleri için 2002’den bu yana yerlileşmekle ilgili projeleri hayata geçirdiler. Artık yerli İHA’larımız, helikopterimiz, piyade tüfeğimiz, füzemiz ve birçok başkaca silahımız var. Ordu Suriye’ye operasyon yaptığında ABD ve Avrupalı firmalar ambargolar uyguladılar ama başarımadılar. Düşünün ki Amerika’dan akıllı mühimmat alamadık. Ya da İHA’larımız yoktu. O zaman belki hâlâ DEAŞ ve PKK/YPG ile savaşıyor olacaktık ve kayıplarımız daha fazla olacaktı. İşte bu başarı hep 10-15 yıl önce tohumları atılan yerli projelerin ürünüdür.
Ama nedense yerli projeler birilerinin zoruna gidiyor. Türkiye’de ne zaman yerli bir hamle yapılsa, aramızda yaşadıkları ve Türkiye Cumhuriyeti kimliğine sahip oldukları için yerli olduğunu sandığımız birileri sinir krizlerine girer ve üretilen ürünle dalga geçerler. Sorun üründe değil, kendilerindeki aşağılık kompleksindedir. Çünkü bugüne kadar taş üstüne taş koymadıkları gibi bundan sonra da koyacakları yoktur. Gün gelir sadece bir mezar taşının imalatına katkıda bulunurlar. Onu da kendileri değil, mezarına taşı yaptıran akrabaları yaptırır.
Bahsini yaptığımız insanlar ki 100 yıllık cumhuriyet tarihinin çoğunda direkt ya da dolaylı olarak iktidardaydılar. O süre boyunca bir üçüncü dünya ülkesi olarak kaldık. Yönetenler batıya entegre olmaya çalıştılar ama yine de batı kadar ilerleyemediler. Geriden gelip öndeki batılılara sebepsizce hayran hayran baktılar. Birileri kendilerine “uyan” dediğinde ise uyaranların başlarını ezdiler ve gaflet uykusuna devam ettiler. Bugün her ne üretiliyorsa geçmişte de üretilebilirdi ama üretilmedi. Bu yüzden bunca güzel yerli ürünlere rağmen ülke olarak hâlâ olmamız gereken yerde değiliz.
Yerlilik bir karakter meselesidir. Yerli olanı sevmekle yerli olmak arasında doğru bir oran vardır. Memleketini sevenler milli ürünlerle gurur duyarlar. Bu memlekette doğup da memleketin başarısından hazzetmeyenler yerli değildirler. O kişilerle aynı ırktan olmanız sizi şaşırtmasın. Her elmanın tohumu aynıdır ama her tohumdan iyi bir elma çıkmıyor.
Yerlilik insanlıkla alakalı bir durumdur. Bir insanın ülkesini sevmesi insan olmasının gereğidir. Bir Amerikalı Amerika’ya ihanet edemez. Bir Alman Almanya’ya ihanet edemez. Bir Türk de Türkiye’ye ihanet edemez. Ediyorsa haindir. Öyle ki mesela Amerika’ya ihanet edip gizli sırlarını çalıp Türkiye’ye veren biri sadece Amerika’da değil Türkiye’de de haindir. Çünkü o kişi şahsi menfaati uğruna ihanet ediyordur. Fırsatını bulduğu an daha fazla paraya Türkiye’yi de satar.
Bilinmeli ki; bundan sonra (bundan önce de olduğu gibi) bu millete pranga olacak kişiler yabancılardan çok yerli görünümlü yabancılar olacaktır. Ya çevre diyecekler, ya israf diyecekler, ya barış diyecekler, ya da başka bahaneler üretecekler. Bunlara kimse kanmamalı. Onların ki kıskançlık bile değildir. Kıskanç olan en azından sizinle yarış içindedir ve kaybetmeyi kabullenemiyordur. Bunların ki başka bir şey. Akrep nasıl ki her şartta sokuyorsa, bunlar da iyi olana hep karşı çıkarlar. Gözlerinin önünde bir gül dikin, yarın gelin bakın o gül ezilmiştir. İşte bunlar yerli olmayanlardır. Onları sevmeyin, kibirlerine kibirle karşılık verin ve anlamak için uğraşmayın.