• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Suriye’de sinsi planlar

12 Ağustos 2019
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Suriye sınırında güvenli bölge ile ilgili görüşmelerden bir sonuç çıkmayıp, sadece sorunu birlikte çözme iradesi ortaya çıktı. Ancak Amerika’nın tutumları konuyu zamana yayarak tıpkı Menbiç’te yaptığı gibi sözünü tutmayacağını gösteriyor. Çünkü görüşmeler biter bitmez Amerikan Dışişleri Bakanlığı mültecilerin zorla Türkiye’den alınıp güvenli bölgeye yerleştirilmelerine karşı olduğunu söyledi. Böylelikle Türkiye’nin planlarına karşı olduklarını ağızlarından kaçırmış oldular. 

Ayrıca CNN ve Foreign Policy aynı gün (8 Ağustos) Türkiye’nin mültecileri zorla Suriye’ye geri gönderdiğini ve insanların yollarda öldüklerini yazdılar ve ne kadar ahlak yoksunu olduklarını bir kez daha göstermiş oldular. Çünkü bu suçlamayı yapanlar Latin göçmenleri sınırdan içeriye almadıkları için ölümüne neden olanların ta kendileri. Sınırı geçenlere yaptıkları muamelede ortada. Eğer ki Türkiye’den daha iyi bakacaklarına inanıyorlarsa buyursunlar 4 milyon değil, 4 bin mülteciyi alsınlar da samimiyetlerini hep birlikte görelim. Ayrıca eğer Amerika Esed’e engel olsaydı mülteci sorunu da olmazdı. IŞİD’i bitirselerdi veya YPG’ye destek vermeselerdi yine bu sorunlar çıkmayacaktı. Her zaman ki gibi hem güçlü, hem suçlu, hem de suçluyorlar. 

Fakat üzelerek belirtmeyeliyim ki yine algı savaşlarını kaybediyoruz. Türkiye’nin ya az sesi çıkıyor, ya tüm argümanlarını ortaya koymuyor, ya da geç konuşuyor. 4 milyon yabancıya bakıp mültecileri öldürmekle suçlamak Amerikan medyasının ahlaksızlığıyla birlikte mülteciler hakkında bilgi verebilecek bir kişi ya da kurumun olmamasıdır. Susan, haklı olsa bile hakkını savunmadığı için haksızdır. Atalet adalete engel oluyor. Toparlanmalı artık. 

Zorlamaya gelince; bir kere mültecilerin zorla gönderileceğini kendileri uyduruyorlar. Eğer ki mültecilerin güvenli bölgede iskân edilmelerini istemiyorlarsa, güvenli bölge yerine her mültecinin kendi evine dönmesine nasıl bakarlar acaba? Türkiye’nin bu soruyu Amerikalı yetkililere de sorması gerekiyor. Çünkü sormazsa, daha önce defalarca yazdığım gibi, mültecileri Türkiye’de tutup mallarını da PKK/YPG’ye peşkeş çekecekler. Bu arada mültecileri güvenli bölgede istemeyen Amerika’nın bu konuda YPG ağzıyla konuştuğunu ıskalamayalım. Güvenli bölgedeki mülteciler Suriye’nin kuzeyinde demografik yapıyı değiştirir ve belki de Arapları çoğunluk haline getirir. Bu da YPG için büyük bir sorun olacağına göre, YPG’liler muhtemelen böyle bir talebe hayır denmesini istemişlerdir. 

Çünkü güvenli bölge ile ilgili yapılan görüşmelerden edindiğimiz bir çıkarım da YPG kontrolündeki bölgede bir devletçik kurulurken Arap nüfusun azaltılmasının düşünüldüğüdür. Eğer plan buysa güvenli bölgeyi sadece Türk askeri kontrol ediyor diye değil çoğunluğu Arap olan mülteciler yerleşecek diye kabul etmeyecekler. Acizane tavsiyem, hükümetin mültecilerle ilgili terörden de daha sert bir dil kullanması ve politikalar geliştirmesidir. Çünkü mülteci sorununun çözümü terör sorununun çözümüne de yardımcı olacaktır. 

Belki tekrar olacak ama Türkiye’nin Suriye politikası mültecilerin dönüşü üzerine bina edilmeli. Öyle bir ülkeyiz ki hem çok mülteci alıyoruz, hem de en çok mülteciyi (başka ülkelere gitmesini) biz engelliyoruz. Kendilerine ensarlık yaptığımız ve bundan gocunmadığımız Suriyeliler yarın gitmek isteseler bile gidecek yerleri yok. Gitseler bile terör örgütü veya rejim yine kovacak. Bu durumda Suriyelilerin canları Türkiye’ye malları illegal rejim ve örgütlere teslim edilmiş olacak. 

Öte yandan, ABD hükümetinin yakın zamanda Türkiye’nin Afrin’den çıkmasını isteyeceğini de hatırlatalım. Trump yönetiminin kulağına şeytani fikirler fısıldayan bazı şer grupları uzun süredir Afrin kartını kullanmasını istiyorlar. Amerika şimdilik ‘vakti değil’ diye geçiştiriyor ama gün gelecek bunu en üst perdeden dillendirip Afrin’den çekilin diyecekler. Böylelikle güvenli bölgeye giderken eldeki Afrin’den de etmeye çalışacaklar. Eğer öyle bir taleple gelirlerse “Amerika dahil tüm yabancı güçler çekilsin, biz de çıkalım” denmelidir. “Sen 10 bin kilometre uzaktaki çıkarlarının peşinde koşarken Türkiye dibindeki terör yuvalarını mı kurutmayacak?” diye sorulmalıdır. Hakta kuvvet vardır. Kuvvetle aşk edeceksin yüzlerine. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ömer

İbrahim beyin yazısına katılıyorum aynı fikirdeyim çok yönlü Türkiye’yi kuşatmaya çalışıyorlar.başta Amerika ve Batılılar oldubitti peşindeler Batı’ya gitmek isteyen mültecilere niye engel oluyoruz batının üçbeş kuruşu için mi mutlaka fıratın Doğusu terörden temizlenmeli Allah’ın izniyle Türkiye bunu başaracak güçtedir

Volkan köşe

Sonuna kadar haklısınız işin sonunda kandırıldık demesinler
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23