• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Küçük İslam birliğinden büyüğüne

14 Aralık 2020
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Neredeyse tüm Müslümanlar İslam birliği hayali kurarlar ve fakat Müslüman ülkeler arasındaki çekişmeleri ve savaşları görünce umutsuzluğa kapılıp bunun sadece bir ütopya olduğu kanaatine varırlar. Aslında ben de yakın zamana kadar böyle düşünüyordum ve fakat bazı dostların bakış açıları beni de umutlandırdı. Bu mevzuyu ASSAM’ın geçtiğimiz cumartesi günü düzenlediği konferansta da dile getirme fırsatım oldu. Konuya geçmeden önce çoğunluğu emekli askerlerden oluşan bir grup kıymetli insanın kurduğu ASSAM’ın İslam ülkelerinin birliğiyle dertlenmesinin takdirlik bir gelişme olduğunu belirtmem gerekiyor. 

Konferansta da arz ettiğim üzere, İslam birliğini kurmak mümkündür. Ancak bunu onlarca İslam ülkesiyle yapmanın imkânı yoktur. Çünkü her birinin farklı gündemleri, amaçları, ideolojileri ve öncelikleri var. Hatta İslam’ın kendisini bile bir dert olarak görenler var. Hal böyleyken yapılacak şey, çekirdek bir birlik oluşturarak Bismillah demektir. Tıpkı Avrupa Birliği (AB) gibi. AB’yi 1952’de altı ülke kurmuştu. Birlik ekonomik işbirliğine dayanıyordu ve fakat sonra siyasete de sıçrayarak nerdeyse tek bir devlet haline geldi. Üye sayısı da altıdan 30’a dayandı ve yakında 30’u da geçer. 

Benim önerim, benzer dünya görüşlerine sahip bazı Müslüman ülkelerin tıpkı AB’nin ilk kuruluşu misali bir araya gelerek çekirdek bir birlik oluşturarak daha sonra kurulacak olan asıl birliğin temelini atmasıdır. Şahsen Türkiye, Pakistan, Azerbaycan, Malezya, Kuveyt ve Katar’ın bir birlik oluşturabilecek özelliklere sahip olduğunu düşünüyorum. Ancak bu altılıya başka ülkeler de katılmak isterlerse onlara da kapı açıktır. 

Birlikten kasıt, tek bir devlete dönüşmek, ortak bir ordu, vizesiz seyahat, ortak kanunlar vs. değildir. Çünkü şartlar buna müsait değildir. Onun için tıpkı AB’nin ekonomi alanında güçlerini birleştirmesi gibi mezkur altı ülke ekonomi veya başka alanlarda işbirliğine gidebilir. Şahsi önerim, ortak silah üretimi için bir araya gelinmesidir. Altı ülke de şu anda silah konusunda dışa bağımlı olup sadece Türkiye çoğunlukla bağımsızlaşabilmiş ve fakat henüz tam bağımsızlaşamamıştır. 

Türkiye’nin SİHA, hava savunma füzeleri, tank, helikopter, jet, savaş gemisi, zırhlı araç ve mühimmat konusunda devam eden çok sayıda projesi var. Azerbaycan, Pakistan ve Malezya projelere parça üreterek katılabilirken, Katar ve Kuveyt finansman yoluyla iştirak edebilir. Bu sayede ellerine çok ucuza çok gelişmiş silahlar geçecek ve savunma maliyetleri düşmüş olacaktır. Ayrıca teknoloji transferi de olacağı için ortak ülkeler hızlı bir şekilde gelişmiş bir teknolojik altyapıya sahip olacaklardır. Altı veya daha fazla ülkenin bir araya gelmesi Batılı ülkelerin ambargo uygulamasına da engel olacaktır. Çünkü aynı anda altı ülkeyi kaybetmek yerine motor gibi parçaları satarak veya ortak üreterek ortaklığa iştirak edeceklerdir. Hem ambargo uygulamaları birden fazla pazarı kaybetmelerine neden olacağı için ambargoya cesaret edemeyeceklerdir. 

Böyle bir birlikteliğin diğer bir faydası, işbirliğinin diğer alanlara da sıçramasıdır. Bugün Türk-Azeri işbirliği nasıl ki iki ülkeyi daha da yakınlaştırdıysa, aynen bunun gibi ortak silah üretim projeleri de tüm katılımcılar arasında siyasi, ekonomik ve dış politika alanında yakınlaşmalarına vesile olacaktır. Ayrıca mezkur çekirdek birliğin başarısı diğer Müslüman ülkeleri de cezbedecek ve onları birliğe katılmaya teşvik edecektir. Böylelikle ilk başta altı olan sayı belki 16’lara, 36’lara ve hatta 56’lara ulaşacaktır. Çünkü hiçbir ülke kendisine fayda getiren bir yapıdan kaçmaz. 

Şunu da belirtmeli ki söz konusu birlik bir tercih meselesi değil, bir zorunluluktur. Adı geçen altı ülkeden Malezya hariç diğerleri komşularıyla güvenlik sorunları yaşamaktadır. Tek başına hareket etmek sadece kaynakları tüketir. Oysa birliktelik kaynakları artırır ve daha büyük ve kapsamlı İslam birliğinin önünü açar. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şaban

Güzel bir düşünce. Rahmetli Erbakan hoca D8 le onun temelini attı ama onu geliştirip devam ettirecek düşünce irade olarak batının etkisinden kurtulmuş devlet adamlarına ihtiyaç var. Reis aslında bu iradeye sahip ancak yola çıkıştaki hata onu başka noktalara getirdi. Bir türlü batının tasalludundan kurtulamıyor. Yaz/boz anlayışından kurtulup birbirini tamamlayan süreklilik ifade eden bir yol izlemek lazım. Ülkenin yarısının desteklediği anlayışı ihanetle suçlayınca iktidar değişikliğinde aynı mantık yürütülecek bu bir tuzak. Bu oyunu Cumhurbaşkanımızın bozup kendi milli ve manevi değerlerimize uygun metot izleyebilir. Bu konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ediyoruz.

Akit ki

İslam birliği adı geçen ülkeler içinde bir tek katarla yürür oda dolar ve döviz birlikteliği ganimet paylaşımı kaynakların dağıtılması yani menfaat paylaşımı üzerine yürür .başkada dost bulamazsın
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23