• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Kötü niyetlilerin oyununa gelmemeli niyetlilerin oyununa gelmemeli

02 Mart 2020
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Türkiye yıllardır tüm insanlık adına milyonlarca mülteciye bakıyor. Hükümetin bu tavrı kendisine iç huzursuzluklardan tutun da seçim kayıplarına kadar birçok farklı şekilde geri döndü. Baş fail olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan gösterildi. Geçtiğimiz Perşembe günü Ruslar (Esed güçleri değil) 33 askerimizi şehit edince pusuda bekleyenler yine ortaya çıktı. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun şehitlere ağladığına dair muhalefet medyasında haberler yayınlandı. 

Açık konuşmak gerekirse Kılıçdaroğlu’nun şehitler için ağlayacağına inanmıyorum. Hatta bu vesile ile hükümetin hırpalanmasını umup iktidar hayalleri kurduğuna inandığımı söylemem lazım. O ki İdlib’deki çocukları bile terörist ilan eden bir siyasetçidir. Ayrıca CHP’yi son dönemde ele geçiren zihniyetin şehitliğe inandığı yok. Hem askerleri şehit eden PKK ve Esed’le aralarından su sızmadığına hepimiz şahidiz. 

Şu twitlere bakın; “Vatanı yüzünden ölenlere, vatanı için öldü muamelesi yapıp kimi kandırıyorsunuz? Ne şehidi, vatanı yüzünden katledilenler onlar (Canan Kaftancıoğlu)”. “Bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esad’ı tutarım (Sera Kadıgil)”. “Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye’ye karşı, İran safında olurum! İran düşerse bütün doğu düşer (Eren Erdem)”.  Askerlerimizin şehit edildiği yerde İran da, Esed de vardı. Kendileri düşman tarafında olduklarını söylediklerine göre şehitlere üzüldüklerine nasıl inanalım? Biz niyet okuyarak değil, kendi yazdıkları twitleri okuyarak bu kanaate varıyoruz. Hem söylediklerinde samimi olduklarına inanmak gerek. Çünkü çoğunun Esed ile mezhep kardeşliği var. 

Ancak CHP’nin şehitleri istismar etmesi hükümetin doğru yaptığı manasına gelmek zorunda değil. Eğer ki bir yanlış varsa CHP desteklese dahi yanlış yanlıştır. Fakat hükümetin İdlib için takındığı tavır, muhalefet desteklese de desteklemese de genel olarak doğrudur. Bir tek; koca bir Kolordu’yu Rus ve Esed rejiminin uçaklarına karşı savunmasız bırakıp onların insafına bırakmak tartışılabilir. Ruslara fazla mı güvenildi, başka bir sebep mi var, mutlaka izah edilmeli. 

Fakat Türk askerinin İdlip’de ne işi var gibi bir soru mantıklı değildir. Eğer İdlib’de asker olmazsa önce İdlib düşer ve oradaki halk Türkiye’ye gelir. Sonra Afrin düşer, ordaki halk da buraya gelir. Sonra El Bab ve Cerablus derken Suriyelisiz bir Suriye Esed’e hediye edilmiş olur. Çünkü tüm Suriyeliler burada olacak. Eğer mülteci akınına ses çıkarılmayacaksa asker hemen çekilsin. Ama daha fazla Suriyeli istenmiyorsa, değil hükümeti eleştirmek, tam tersi destek olmak gerekiyor. Bu mesele ne hükümetin ne de Türkiye’nin meselesi, ama komşu olduğumuz için başımıza kaldı. Kimseyi suçlamanın manası yok. Eğer ki daha iyi bir çözümünüz varsa o çözümle gelmeniz daha iyi olur.

Hem mültecilere tepki göstermede ölçüyü kaçırmamalı. Sokakların bir anda göçmenlerle dolması rahatsızlık verebilir. Lakin gelenler geçinmek için değil yaşamak için geliyorlar. Savaş bitinceye kadar sabretmek herkesin görevi olmalı. Gün gelir de Suriye’ye huzur gelirse ve hâlâ etrafınız Suriyeli doluysa o zaman şikâyetçi olabilirsiniz. Fakat an itibariyle Esedci/mezhepçi muhalefetin propagandalarına kapılmamak lazım. 

Daha düne kadar Suriyelilerin Suriye’ye gitmesini isteyen muhalefet şimdi Türkiye neden Avrupa kapılarını açtı deyip duyar kasıyor. Hiç utanmadan mültecilerin yollara düşürüldüklerini iddia ediyorlar. Bizzat CHP’nin Bolu Belediye Başkanı mültecilere ücretsiz otobüs bile tahsis ediyorsa muhalefetin samimiyetini sorgulamak gerekmez mi? Hem kimse kimseyi zorla göndermiyor. Suriyeliler Türkiye’de Suriye’dekinden daha uygun koşullarda yaşıyorlar. Dolayısıyla hallerinden şikâyet etmeleri mümkün değil. Ancak daha iyi bir yere göç etmek istiyorlarsa kendileri bilirler. Buna rağmen, mültecilerin yolda çekilen fotoğralarını paylaşıp devleti suçlamak kötü niyetliliktir. Devlet daha iyi bir yere gitmek isteyeni niye durdursun? Bugüne kadar durdurması hataydı. 

Sonuç olarak, askerin İdlib’de bulunması, mevcut mültecilere sahip çıkılması ve isteyenlere sınırların açılması doğru kararlardır. Muhalefetin kötü niyetli galeyanlarına gelmemeli. Çünkü mazluma gelecek bir zararın vebalini muhalefet değil, bizler tek tek taşırız. Ve kimse kusura bakmasın ama hepimizden daha vicdanlı olan Erdoğan’ı günah keçisi ilan etmek bizim günahlarımızı paklamaz. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

VATANSEVER

AGZINA DİLİNE YÜREGİNE SAĞLIK KARDEŞİM.ALLAH SENDEN RAZI OLSUN..

kartal 5

Bunlar pkk esat sempatizanı 
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23