• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

İran’ın düşmanlığı, Türkiye’nin dostluğu

23 Eylül 2019
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Geçtiğimiz hafta Suudi petrol şirketi Aramco’nun tesislerine silahlı İHA’lar ve füzelerle bir saldırı düzenlendi. Saldırı büyük zararlara neden oldu ve Suudilerin petrol üretimini sekteye uğrattı. Söz konusu zarar sadece Suudileri değil, bizleri de ilgilendiriyor. Eğer petrol istasyonundan mazotu 15 kuruş daha pahalıya almışsanız sebebi bahsettiğim saldırıdır. Saldırının doğal faili İran ya da vekil (proxy) olarak kullandığı örgütlerdir. Başkası yapıp İran’ın üzerine de atabilir ama şimdilik buna dair bir delil bulunamadı. Şahsi kanaatim İran bağlantılı bir örgütün yaptığıdır. 

Vekâlet savaşları (Proxy Wars) dediğimiz kavram yeni olmamakla birlikte hızla 21. yüzyıla özgü bir savaş türü olmaya doğru ilerliyor. İran, devrimden bu yana vekil örgütler kuruyor ve savaştırıyor. Çünkü kendi askeri yerine örgüt üyeleri ölüyor ve suçlanan İran değil örgütler oluyor. Ayrıca vekâlet savaşları klasik bir savaşa göre daha az maliyetli ve az riskli oluyorlar. İran’ın ilk vekil örgütü Lübnan’daki Hizbullah’tır. Hizbullah’ın başarısını görünce Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Güçlerini kurdu. Kudüs Güçleri’nde 15.000 devrim muhafızı görev alıyor. Bu güce bağlı veya desteklenen örgütler; Irak’ta Haşd Şhabi ve Ramazan Güçleri, Yemen’de Husiler, Afganistan’da Liva Fatımiyun ve Ensar Birlikleri, Pakistan’da Liva Zeynebiyun, Filistin’de (Sünni) Hamas, Arap Yarımadasında Resulullah Birlikleri, Suriye, Lübnan ve Ürdün’de Levant Güçleri gibi Şii örgütler bulunmaktadır. Bir de bu örgütlere bağlı çalışan örgütler var ki sadece Suriye’de 20’den fazla örgüt bulunmaktadır. Tüm örgütlerin toplam üye sayısının 180.000 olduğu tahmin ediliyor. 

İran vekil örgütler sayesinde Ortadoğu’nun her yerinde istediği karışıklığı çıkarmakta ve iç savaşlara neden olmaktadır. Örgütler o kadar etkili bir konuma geldiler ki artık İran’ı Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’den çıkarmak çok ama çok zor bir hal aldı. Dolayısıyla Suudilerin ve diğer bölge ülkelerinin ‘Şii Hilali’ korkusu yerindedir. Şii inancı ki Hristiyanları değil Sünnileri düşman olarak görür ve Sünnileri öldürmek sevap sayılır. İşbu inanca sahip militanların neler yapabileceğini gördük, görüyoruz ve eğer tedbir alınmazsa görmeye devam edeceğiz. 

Ancak maalesef tedbir almayı tedbir alması gerekenler engelliyor. Bugün Suudilerin Sünnilere verdiği zarar Şiilere verdiği zarardan daha fazla. İran ise Suudileri bombalıyor. Son saldırılarla birlikte kapısını da aşıp tesislerine dayanan Şii tehdidini iyice fark etmişlerdir. Ancak bilmeliler ki güvendikleri Amerika hiçbir şey yapmayacak. Çünkü Amerikalılar da Obama ile birlikte vekâlet savaşlarına geçtiler ve bırakın başkaları için ölmeyi, kendi savaşlarında bile artık başkalarını kullanıyorlar. Onun için Suudiler yalnız, savunmasız ve biçare durumdalar. 

Oysa şartlar daha iyi olabilirdi. Suudiler ki Türkiye gibi dost bir ülkeye düşmanlık besleyip zarar vermeye çalıştılar. Bu da yetmezmiş gibi İstanbul’daki konsolosluklarında Cemal Kaşıkçı’yı katlederek Türkiye’nin itibarına zarar vermek istediler (gerçi ters tepti). Eğer ki düşmanlıkları Türkiye’nin Katar’a verdikleri destek yüzündense, öncelikle Katar’ı lüzumsuz yere cezalandırdıklarının farkına varmalılar. Bugün çok güvendikleri ABD bile Katar konusunda Suudilere destek vermiyor. Ayrıca müttefik dedikleri BAE’nin verdiği ve vereceği zararın da farkında değiller. 

Yine de tüm olanları bir kenara bırakıp İran tehlikesini savuşturmak adına Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeleri Suudiler için en doğru karardır. Bu vesile ile Katar’ı da yanına alacaklardır ve böylece birdenbire iki müttefike sahip olacaklar. Ayrıca Türkiye’nin askeri tecrübesinin Suudi Arabistan’ın güvenliğine yapacağı katkıyı başka bir ülke yap(a)maz. Özetle, Suudilerin bugünlerde en çok Türkiye’nin dostluğuna ihtiyacı var. Ancak Suudilerin anlaşmazlığa neden olan Kaşıkçı cinayetini çözmeleri ve Türkiye’nin destek verdiği bölgedeki dost ülke ve gruplara gösterdiği temelsiz düşmanlığı bırakmaları gerekiyor. Bakalım Suudiler mantıklarıyla mı yoksa duygularıyla mı hareket edecekler.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

enes

Bir gün Suud lar karışırsa mekke ve Medinenin güvenliği için bir ordumuzu hazırlamalıyız.

Ömer

Şu bilinmeli ki İran bir islam cumhuriyeti değildir fanatik şii devletidir islam dünyasında ikinci bir İsrail’dir Suriye’yi irakı yemeni mahvetti şimdi hedef Arabistan . Suudi’lerin Türkiye düşmanlığı çok yanlış aslında işbirliği yapması lazım ama gitmiş Kıbrıs Rumlar’ını destekliyor ne kadar saçma . Amerika’ya güvenmesin ben şunu diyorum Amerika İran İran israil sadece horoz döğüşü yapıyor uyanık olmalıyız Sünni müslümanlar büyük tehdit altında birlik olmak mecburiyetindedir
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23