• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İbrahim Karataş
İbrahim Karataş
TÜM YAZILARI

Batı medeni değil ki taklit edilsin

06 Temmuz 2020
A


İbrahim Karataş İletişim: [email protected]

Bu ülke maaleef ama maalesef yüz yıldan fazla bir süredir bir medeniyet krizi yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek gibi. Eğer bir husus iki asırdır devam ediyorsa ve çözüm bulunamamışsa ya aranan şey yanlıştır, ya da arayanlar yanlış kişilerdir. Bizim kendinden çağdaş laik Batıcı kesim gücü eline aldığında muasırlaşmak için topyekûn Batıya yönelişi uygun gördü ve ülkeyi seküler bir zeminde yeniden inşa etti. Ancak Doğulu ve Müslüman Türk halkının fıtratına uymayan bu değişim maya tutmadığı için kurucu elitin taraftarları ile halk arasındaki çekişme devam ediyor. Yüzyıl sonra yine aynı şeylerin konuşulması kimseye sürpriz gelmeyecektir. Çünkü medeniyeti mekanik bir kavram olarak görüp değerleri umursamayanlar o gün de olacaktır ve herkese kendi medeniyetlerini dayatmaya devam edeceklerdir. Tabii arada kalmış, ne olduğu belirsiz medeniyetlerine medeniyet denirse (bkz. Samuel Huntington’un Medeniyetler Çatışması).

Teknolojik gelişme bir yönüyle güçtür/kuvvettir. Devasa uçaklar, gemiler, uzay araçları veya bilgisayarlar, mucitlerini ilerlettiği gibi onların diğer milletlere üstünlük kurmasını ve sömürmelerini de sağladı. Az gelişmiş olanların bir kısmı isyan etti ama sonları kötü oldu. Bizdeki laikler gibi diğer bazıları ise sömürülmedi ama kerameti makinelerde görüp kendi halkından ve medeniyetinden utandı. Eline gücü geçirir geçirmez totaliter bir devrimle mesela Fransız’ın silahını da kanunlarını da şapkasını da ve hatta selamlaşma biçimini bile aldı. Öyle ki 1789’daki Fransız devrimi ayniyle taklit edildi. 

Bu taklitçilik yanlıştı ve yanlış olduğu için hâlâ toplumsal huzur sağlanabilmiş değil. Çünkü bir kere dayatmacı bir zihniyet medeni olamaz. Bu durumda gerisini konuşmaya gerek olmaz ama yine de konuşalım. Şunu diyelim; Batı medeni değil ki taklit edilsin. Batının medeniyet olarak bize vereceği bir şey yok. Osmanlının son dönemleri ve Cumhuriyetin ilk yıllarında idol haline getirilen Fransa ile ilgili şu gerçeği bilen biliyor; Fransız müzelerinde 18.000 (on sekiz bin) adet kafatası sergileniyor. Bu kafatasları Fransız sömürüsüne direnen insanlara ait. DEAŞ misali kafası kesilerek öldürülenler Fransızların tavuğunu, yumurtasını çalmadılar. Öz yurtlarında kendi mallarını korumak isterken kafaları kesildi. 

Fransızların yaptığının mazur görülecek bir yanı yok. Ama nasıl bir medenilikse bir de utanmadan müzelerinde sergiliyorlar (DEAŞ da videoya kaydedip yayardı). İnsan yaptığı katliamla gurur duyar mı? Fransızlar duyuyor olmalı ki kafataslarını müzelere koyuyor ve katlettiklerinin çocuklarına ve dahi tüm dünyaya gösteriyor. Fransa hâlâ Afrika’yı sömürüyor. Afrikadan halen yılda 500 milyar Euro geliyor (Türkiye’nin yıllık topladığı vergi 50 milyar Euro bile değil). Buna rağmen Afrikalıların kafataslarını sergilemekten hicap duymuyor. Sadece Fransızlar değil, akrabaları olan Belçikalılar da zulümde öyle ileri gittiler ki yeterli hasat yapamayan Afrikalıların çocuklarını gözlerinin önünde astılar ve cesetleriyle fotoğraf çektirdiler. 

Eğer ki Osmanlı az daha zayıf olsaydı ve sömürebilselerdi bugün Fransız müzelerinde Ahmetlerin, Mehmetlerin kafatasları da olacaktı. Şükür ki olmadı. Lakin birilerinin Fransız ve genel olarak Batı hayranlığı devam ediyor. Hani Mehmet Akif, “Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar” diyor ya. İşte bazıları o zırha aşık oldu. Zırhı gücün sembolü yaptılar ve güçlüye taptılar. Bunu yaparken de Akif’in gurur duyduğu “iman dolu göğsü” geri kalmışlığın sebebi olarak gördüler. Ne var ki iman feda edilse de o çelikten zırha da sahip olunamadı. Yani taklitçilik de işe yaramadı. Daha ironik olan şu dur ki; çelik zırhlı duvarı gerici olarak yaftaladıkları insanlar üretiyor. Keşke birileri bir “medeniyet kriteleri listesi” hazırlasa da mevzu bilim zemininde tartışılsa.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vatansever

Bekliyoruz bir yazar , gazeteci , haber programı soru sorsun Perinçek ve Madımak ilişkisini! Gündem Sakarya patlaması ile değişti kim nasıl yaptı? Güvenlik zafiyeti mi yoksa sabotaj mı?

PARISIEN

4 sene Fransa'da yaşadım. İnsest, kadına ve çocuğa şiddet, tecavüz, boşanma oranın yüksekliği, bencillik, ırkçılık ve de nankörlük karşılaştığım özellikleriydi. Bahsettiğiniz insan hakları ihlalleri diğer Avrupa ülkeleri için de geçerli sayın yazar. Paris aşk şehri derler ama arka sokaklarda, geceleri metrolarda neler yaşandığını gördüm. Üstelik kan, gözyaşı, katliam üzere kurulu bir medeniyet. Tek dişi kalmış olan bu menfur medeniyet elbette yakın bir zamanda yıkılacaktır inşallah. Zulme kurban gitmiş masumların kanını, intikamını yerde bırakmayacak el-Müntekim inşallah. O günler yaklaşıyor. Hazırlıklı olalım, birbirimizi yemeyelim.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23