Yalnızız
Yalnızız
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Bu hafta, gün geçtikçe dünya ile ruh âlemimiz arasında, inanç merkezli sağlıklı iletişim kuramadığımız ve beş duyu organlarımızı yabancı müdahalelere sere serpe açtığımız için yalnızlaştığımız hakikatini anlatan bir romanı tanıtmak istiyoruz.
Ötüken Neşriyattan çıkan “Yalnızız” isimli roman, Peyami Safa’nın zirve eserlerinden birisidir. 1950 yılında yazılan, 51’de basılan eser, o devir ile geçmişteki Türkiye’yi ve insanını dile getirse de okunduğunda sanki tam da bugünün insanlık hallerini yazmış gibi.
“Yalnızız”, insanın kendisinden kopuşunu anlatıyor. Bugün de hızla kendimizden uzaklaşıyor, ruhumuzu manadan çok maddeye sevk ettiğimiz için gittikçe yalnızlaşıyor, kalabalıklar içinde yalnızlıktan dem vuruyoruz?
“Yalnızız” romanı, bugünleri de içine alarak okunduğunda, zihnimizi işgal eden bütün kirlilikleri görebiliriz. Korkunç bir şüpheyle başlan Roman hakkında şu ifadeleri aktaralım:
*
Peyami Safa’nın son romanı “Yalnızız”, engin ruh tahlilleri ve kendi türünde açtığı çığırla onu yalnızca Türk edebiyatının değil, dünya edebiyatının zirvelerine taşımış şaheseridir.
Peyami Safa’nın diğer bütün romanlarında olduğu gibi “Yalnızız” romanında da “Doğu-Batı”, “Madde-Mana”, “Ruh-Beden”, İdealizm-materyalizm” gibi ikilemler üzerinde durularak, aynı evde yaşadıkları halde birbirlerinden oldukça farklı mizaç, düşünce ve insan ilişkilerine sahip aile bireyleri üzerinden ruhunu arayan bir toplum resmedilir”.
Romana, ömrünü yerli ve milli edebiyata, siyasete, içtimai hayata ve insana adamış olan eski Erzurum Milletvekili ve Ötüken Neşriyatın kurucularından merhum Nevzat Kösoğlu esere; “Yalnızız’ı Sunarken” diye bir girizgâh yazmış. Tespitlerinden özet sunalım.
*
“Yalnızız Peyami Safa’nın, roman tekniğini en mükemmel şekilde gerçekleştirdiği büyük eserlerinden biridir. En son ve insanlığa sunduğu teklifleri bakımından da en olgun eseridir.
Peyami Safa, durmadan daha güzele, hakikate doğru koşan büyük bir düşünce gücü, sanatkâr ve ışıklı bir zekâ idi. Sistemci değildi ve ‘izm’lerden hoşlanmazdı.
Müslüman Türk olmak ve bu mensubiyet şuuru, bütün romanlarına sindirilmiş ve yer yer roman tekniğini zorlayan açıklamalar halinde belirtilmiş olan bu tercihi tespit için özel bir dikkat gerekmez.
*
Şimdi de Peyami Safa’nın bu romana dair hitabına yer verelim:
-“Ey İnsan! Bu kitabı sana ithaf ediyorum. Tarihin hiçbir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmadın. Laboratuvarında aradığın, incelediğin, oyduğun, dibine indiğin, sırrını deştiğin her şey arasında yalnız ruhun yok.
Bırak bu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemmiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah’ını, kendine dön, kendine bak kendine gel”.
*
Ezcümle:
Ruhsal yalnızlığımızın tek sebebi var. Doğum ile ölüm arasında bize bahşedilen hayatımıza yabancılaşmak ve uzaklaşmak.
Eser hakkında:www.otuken.com.tr