Osmanlı’yı ve İstanbul’u kuran şehir Amasya (2)
Osmanlı ve İstanbul’u kuran daha doğrusu Osmanlı Devletini 22 milyon kilometrekareye çıkaran devletin temellerinin atıldığı şehir Amasya’yı gezmeye, görmeye, bilgilenmeye başladığınızda karşınıza yaşayan tarihe dair adım başı şahit çıkmakta.
Amasya’yı bu zaviyeden ziyaret edilmeli. Burada da asırlar ötesinden geçmiş kavimler yaşamış ve kaybolmuşlar. Bir tek kaya mezarları kalmış. Bir de isimleri.
Burası artık bin yıldır Müslüman Türk şehri. Günümüz Amasya’sı: Beylikler, Selçuklu ve Osmanlı eserleriyle, tarihimizin hafızasını yaşatan şehirlerinden birisi.
Özellikle Bahar ve Sonbahar aylarında Amasya Cennet’ten bir parça olurmuş. Biz Ağustos içerisinde üç gün kaldık o günlerde de öyleydi. Huzurun adı değil, kendisi yaşanıyordu.
Hele akşamları Yeşil Irmak kenarında soluklanmak, şehrin gece halini seyretmek, insanların yüzündeki mutluluk ifadelerini görmeye değerdi.
Beden ne kadar yorgun olursa olsun, ruhun hissettiği keyif, yorgunluğu hafifletiyordu. Tabii bu güzide şehrin bir de güzide valisi var ki, “Vali Yılmaz Doruk”. “Yılmaz Valim” diyorlar.
Vali Bey; “Devlet, millet için vardır, milletin varlığı devletin varlığının bekasıdır” diyerek; il, ilçe ve köylere kadar hizmetleri yerinde görerek çalışmaları koordine ediyor.
Yerel kalkınma adına sanayiden hayvancılık ve tarıma kadar pek çok projeyi işler hale getirmek için bir usta bilgeliyle kalfa gibi çalışıyor.
•
Yerimiz el verdiğince şehrin isminden başlayarak tarihi seyrine de özetle uğrak vuralım.
Amasya’nın adı, 1071 Malazgirt’ten sonra başlayan Anadolu’nun fethinden önce de “Amasia” imiş.
Fetihten sonra Beylikler, Selçuklu ve Devlet-i Aliye döneminde de Amasya adı değişikliğe uğramadan günümüze gelmiş.
Anadolu’daki Bizans egemenliğine Amasya’da son verilmiş. Amasya ve civarı Danişmend Ahmet Gazi tarafından fethedilerek bölgede Türk hakimiyeti başlamış.
Bu dönemde Anadolu’ya gelmiş olan Haçlı Ordusu’na karşı Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan ile Danişmend Ahmet Gazi komutasındaki birliklerin, Amasya-Merzifon arasında 5 Ağustos 1101 günü yapmış olduğu savaş sonucunda Haçlı Ordusu bozguna uğratılmış.
Danişmendlilerin yaklaşık yüzyıl süren Amasya ve bölgedeki hâkimiyeti, Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan’ın 1175 yılında şehri ele geçirmesiyle son bulmuş ve bu tarihten sonra Amasya bir ilim, irfan ve şehzadeler şehri olmaya doğru tarihi yolculuğuna başlamış.
•
Amasya âlimleriyle, evliyalarıyla, şehzadeleriye, tahta çıkan sultanlarıyla, bilgeleriyle ve tarihi şahsiyetleriyle sanki küçük bir Türkiye modeli.
Amasya’nın tarihi şahsiyetlerine dair Yılmaz Vali’den bir “Amasya Ansiklopedisi” hazırlanmasını istirham edelim.
Kim kimdir, nerelerde bulunmuş, nerelere gitmişler, ne tür hizmette bulunmuşlar gibi soruların cevabının verileceği bir ansiklopedi yapılabilir.
Ezcümle:
Amasya, tarih rüzgârının sürekli estiği bir bölge ve özellikle Osmanlı eserleriyle yaşayan müze konumunda bir şehir. Görülmeli, tanınmalı, bilinmeli. Önümüzdeki günlerde devam.