• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Medinetü’l-Hükema Amasya

03 Eylül 2024
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

 

Amasya’ya varınca şükür ki, şehri sahiplenen yerli ve milli yerel tarihçi dostları bulduk ve ilk sözümüz şu oldu.

- “Azizim! Gözünü seveyim bize Amasya’nın tunç çağından, demir çağından, ortasından, sonundan, Romalılardan, Bizanslılardan, Haçlılardan bahsederek şehri tanıtmaya başlama.

Bak birlikte görüyoruz işte şehrin her tarafı Osmanlı ve Selçuklu eseriyle dolu, oradan başlayalım, bize lazım olan kendi tarihimiz.

Kendi tarihimizi hıfzetmeden, üzerinden bilmem kaç asır geçmiş kavimlerden söz etme. Hele dur, önce kendimiz olalım, kendimizi bir bilelim” dedim.

Özel rehberimiz sağ olsun, Amasya’nın geçmişini Danişmendlilerden başlayarak Cumhuriyete kadar olan kısmını hâlâ dimdik ve işlevli eserler üzerinden anlattı.

Efendim Amasya’nın adı, tarihi akışı içerisinde çok güzel unvanlarla anılmış. Onlardan birini yazının başlığına koyduk. “Medinetü’l-Hükema”. Türkçeyi Türkçeye tercüme edelim. “Akıl ve Hikmet Sahiplerinin Şehri” demek.

Madem söze buradan başladık, diğer isimleri de not edebildiğimiz kadarıyla sıralayalım:

Bağdâdü’r-Rum, (Anadolu Beldelerinin Bağdadı) Hısnü’l-Mirat, (Ayna Kalesi veya Aynalı Hisar) Kubbetü’l-Ulema ve Türbetü’l-Evliya, (Âlimlerin Merkezi ve Evliyaların Defn Edildiği Yer) Dârü’n-Nasr, (Nusret ve Zafer Yurdu) Dârü’l İzz, (İzzet ve Saadet Yurdu) Dârü’l-Fütûh (Fetihlerin Çıkış Yeri) Kasrü’s-Selâtin (Padişahların Köşkü)

Evet, Şehzadeler şehri Amasya’nın anıldığı isimlerden bazıları. Amasya’ya ilk gönderilen Şehzade kimdir oradan devam edelim izlenimlerimize.

Geçtiğimiz Cuma günkü yazıda Amasya’nın Selçuklu tarihine değinmiş ama Osmanlı hâkimiyetine dair bilgi paylaşmamıştık, bugün paylaşalım.

Beylikler dönemine “Derebeylik” demek istemem ama esasında birbirlerine karşı hâkimiyet sağlama mücadelelerine bakınca, derebeylik demek de çok haksız sayılmayız gibi.

Örneğin bir tarafta Kadı Burhaneddin, bir tarafta Candaroğulları, bir tarafta Karamanoğulları, Osmanlı Devleti aleyhinde faaliyetler yürütürken, Balkanlar’ın ilk fatihi I. Murad Hüdavendigar, 1386 yılında bu beylikleri hâkimiyeti altına alır, onlar da kabul ederler.

Ardından I. Murad, Şehzade Yıldırım Bayezid’i Amasya’ya tayin eder ve şehir Osmanlı Devletine bağlanır. Böylece Amasya’da “Çelebi Sultanlar” devri başlamış olur.

Amasya’yı takiben Sivas ve Tokat da Amasya’ya bağlanır ve 1520 yılına kadar Amasya Paşa Sancakbeyliğini sürdürür.

Yaklaşık 182 yıl gibi uzun bir süre Amasya Sancakbeyi olarak Şehzadelerin her türlü eğitimden geçtiği ve yetiştiği, yetiştirildiği bir şehir olur.

On iki Şehzadenin altısı Cihan Devleti Osmanlı’yı yönetir ve dünyaya; insanlığı, hoşgörüyü, barışı, kardeşliği, paylaşmayı getirerek kıble medeniyetini kurar.

Şehzadeler şehri derken şu ayrıntıyı da derç etmeli. Her bir Şehzade ve Padişahla birlikte devlet adamları, Amasya’ya mühürlerini vurmuş ve eserler bırakmışlardır.

Ezcümle:

Amasya’ya ayak bastığınızda gözünüzün alabildiği her noktada Selçuklu ve Osmanlı eseri görürsünüz. İlim, irfan ve insan şehri diye boşuna denilmediği anlaşılır. Devam edecek.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Alperen

Hocam bu aralar iyi geziyon ha

Kanber

Selamlar hocam ağzınıza sağlık. çok güzel konuları dile getirmişsiniz. Allah Müslüman ecdadımıza rahmet eylesin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23