Erdoğan-Özel görüşmesinde kafası karışıklar
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile CHP’li Özel’in görüşmesinin yankıları günlerdir medyanın her cenahında herkes tarafından tartışılmakta, konuşulmakta.
Siyaseti bilen-bilmeyen, ilgilenen-ilgilenmeyen değişik çevrelerden nice görüşler serdedilmekte.
Bir haftadır çeşitli televizyon kanalları arasında ücret karşılığı koşuşturan tartışıcılar, neredeyse stüdyolarda yatacaklar.
Hele bir de bu görüşmenin siyasette yeni bir pencere açacağını ve yeni bir sistem getireceğini yazıp konuşanlar var ki, ya bu ülkede yaşamıyorlar yahut testiciler demektir.
Testicilerden meramımızı açalım.
Ülkemizde bir kesim vardır ki, bu kesim; siyasetten, ekonomiye, kültürden sanata, bürokrasiden medyaya kadar her yerde bulunur.
Eğer bürokraside camiye yakın kimseler varsa, camiden çıkmazlar. Meyhanecilere yakın kimseler varsa meyhaneden çıkmazlar. Her dönem testilerini doldururlar.
Bir de açgözlülüklerini pekiştirmek ve bir nevi hak sahibi olmak için; “Aslanım devir testini doldurma devri” derler. Sanki çok hak edilmiş bir şeymiş gibi.
İşte böyleleri Erdoğan-Özel görüşmesini siyasette yeni bir yol olarak lanse edip, muhalefetten ve iktidardan testilerini doldurma yarışında olanlardır. Geçelim.
•
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın siyasi hayatını ve ideolojisini bilenler, Tayyip Erdoğan ile CHP zihniyetinin, Türkiye siyaseti adına birleşmesinin mümkün olmayacağı hususunda hemfikirdirler.
Tayyip Erdoğan, CHP’lilerin ipiyle kuyuya inilmeyeceğinden çok emindir. Bu görüşmeden kendilerine “istikbal umanları” bilmem ama Tayyip Bey herkesle diyalog kurar lakin iş siyasete ve devlet millet yönetimine gelince; inanç merkezli değer yargılarını “amentüsünü” oluşturan kriterleri aşmaz, aştırmaz.
Aklıselim sahibi kimseler:
CHP zihniyetinin kuruluşundan bugüne, devletimize ve milletimize neler çektirdiklerini, neler yaptıklarını, darbelerin mümessilleri olduklarını, bu arada Tayyip Bey’in 1994 yılından beri başına gelen ve getirilmek istenen her türlü musibetin nerelerde tezgâhlandığının bilincindedir ve bu nedenle inanmaz, güvenmez.
Erdoğan elbet görüşecektir, konuşacaktır, memleket yararına işlerde tabii ki, ortak bir kanaatte buluşacaklardır ama eğer bu kanaat, devlet-millet bütünlüğünden yana ise CHP derhal çark edecektir. CHP’nin geçmişi böyle yüzlerce örnekle doludur.
•
Türkiye nihayet CHP sultasından tam kurtulup, son viraja gelmişken, tepe taklak gitmenin bir yüz yıl daha çıkmaz sokağa girmek olacağını Tayyip Bey bilir.
Gerçi son viraj tam dönülemedi onu da unutmamak lazım. 31 Mart seçimi, Ak Partiye ve ittifak ortağı MHP’ye; “Ne yapıyorsunuz kendinize gelin” ikazıydı.
Sanırım uyarıyı yine sadece Tayyip Bey ve Bahçeli anladı. Çünkü Erdoğan-Özel görüşmesi öyle bir noktaya getirildi ki, sanki Ak Parti veya Cumhur İttifakı, CHP ve ortağı partiye muhtaçmış algısına mahkûm edildi.
•
Ezcümle:
CHP’nin zihniyet itibariyle, milletimizin tarihiyle-devletiyle-medeniyetiyle-dini-milli değer yargılarıyla barışması kendilerini inkâr olur. Adamlar net!
Diyalog iyidir lakin ötesi afettir. Altılı masanın hali ortada! Yetmez mi?