Fâtih’in Papa’yı titreten Roma hamlesi
Fâtih’in Papa’yı titreten Roma hamlesi
HALİT KANAK
Fâtih Sûltân Mehmed Hân’ın 200 bin askerle Adriyatik Denizinin girişinde Otranto Boğazının Arnavutluk tarafına Avlonya’ya gelişi İtalya’yı titretmişti. Kasım sonu, ya da Aralık başında Pulya ve Sicilya’ya çıkacağı söylentileri; İtalya’nın en güney ucundan, en kuzeydeki Alpler’e, hükümdârından çobanına, gündemden düşmüyor, hergün yeni haberlerle çalkalanıyordu.
Bu haberlerin en önemlisi Fâtih Sûltân Mehmed’in İtalya’yı fethedeceği yönündeydi. Papa; İstanbul’daki Patrik gibi Türk’lere tâbi olmaktansa Fransa’ya kaçmaya hazırlanıyordu. İtalya toprakları üzerinde Venedik, Napoli, Floransa, Aragon, Papalık gibi devletler hüküm sürüyordu. Adriyatik girişindeki İyonya Adaları ise (Korfu Adası hariç) Venedik’e bağlı olmasına rağmen Tocco Hânedânından Duka Leonardo’nın kontrolündeydi.
Fâtih 1479 yazında Gedik Ahmet Paşa’ya İyonya Adalarının fethi emrini verdi. Gedik Ahmet Paşa kendisine karşı koymayan bu adaları (Kefalonya, Zanta, Leukas,) tek top mermisi atmadan teslim aldı ve ilhak etti. Duka Leonardo Tocco götürebildiği hazinesini alarak hanımının memleketi Napoli’ye kaçtı.
İyonya Adalarının karşısında Otranto vardı. Eğer Otranto da alınırsa boğaz tutulacağından Adriyatik Denizi kapatılmış oluyordu. Venedik izinsiz Akdeniz’e açılamayacaktı. Fâtih; Balkanlar’ın Fethi için Gelibolu’yu üs tutan ecdâdı gibi, Roma’yı fethetmek için Otranto’yu üs yapmak istiyordu.
Bunun için fırsat kollamaya başlamıştı ki aradığı fırsat ayağına geldi. Napoli ve Aragon Krallıkları Floransa’ya savaş açmış, kendilerinden küçük bu ülkeyi yutmaya hazırlanıyordu. Fâtih hemen Floransa’yı himâye altına aldığını duyurarak oraya dâimi bir de Türk büyükelçi gönderdi.
Fakat Napoli ve Aragon başladıkları işi bitirmek istiyorlardı ve birleşik ordularını 1480 Haziran sonlarına doğru Napoli Veliaht Prensi Alfonso komutasında Siena’ya soktular. Diğer taraftan müttefik Papalık Ordusu da kuzeyden harekete geçmişti.
Floransa’nın başında muhteşem lakaplı “Lorenzo de Medicis” bulunuyordu ve durumu çok kritikti. Silah bırakma kararı alarak teslim olmayı düşünüyordu. Tam bu sırada Türk Hâkân’ı Fâtih Sûltân Mehmet Hân “Hızır” gibi yetişti.
Gedik Ahmet Paşa idâresindeki 140 parçadan oluşan Türk Donanması Fâtih’ten aldığı emir üzerine 26 Temmuz 1480’de Avlonya’daki üssünden harekete geçmiş, Avlonya Otranto arasındaki 72 kilometrelik boğazı karşıdan karşıya geçerek İtalya’nın topuğundaki Otranto’ya 18 bin askeri bol miktarda topla birlikte 28 Temmuz’da karaya çıkararak fetih hareketini başlatmıştı.
Topraklarında fetihe başlayan Türk Ordusunu gören Napoli Ordusu da topraklarını savunmak üzere Floransa topraklarını boşalttı. Ancak bu arada 12 bin kayıp veren Otranto Kalesi 11 Ağustos’ta Türklerin eline geçti.
Gedik Ahmet Paşa, bununla yetinmedi. İkiye ayırdığı ordusunu Brindisi ile Taranto üzerine sevketti. İtalyan çizmesinin topuğu yakalanmıştı. Fetih derinlemesine devam ediyordu. Türk Ordusunun karşısına çıkması beklenen bizzat Kral’ın yönettiği Napoli Ordusu Napoli’den hareket etmiş, ancak 8 Eylül’de geldiği Pulya sınırında durmuş, daha ileri gitmeye cesaret edememişti.
Bunun üzerine Gedik Ahmet Paşa bizzat üs olarak kullandığı yeni fethedilen Otranto Kalesine Sancakbeyi olarak atadığı Rumca ve İtalyanca’yı çok iyi konuşabilen Hayrettin Mustafa Bey’i 7.000 askerle kalede bırakarak Napoli Kralı’nın üzerine yürüdü. Yetmedi birde elçi göndererek; Brindisi, Lecce ve Taranto'nun teslimi ile Pulya Eyâleti’nin sulhen Türkiye'ye terkini istedi. Arkasından da; eğer bu yapılmaz ise, Sûltân Mehmed’in 120 bin askerle gelerek İtalya’yı temellerinden sarsacağını söyleyerek tehdit etmeyi de ihmâl etmedi.
İtalya’yı bir anda korku kapladı. Demekki çobanların bile ağzına düşen söylentiler doğruydu. Durum gerçekten çok ciddi idi ve Papa Fransa'ya kaçmaya hazır halde bekliyor, diğer taraftan da Roma’nın etrafına hendekler kazdırıyordu. Ancak halk, bu hendeklerin işe yaramayacağının farkındaydı.
Napoli Kralı da hem Papa hem de diğer hükümdarlara gönderdiği mektuplarda, yardım gelmediği takdirde Türklerin her türlü teklifini kabûl edeceğini açıkça bildiriyordu.
Papa bu telaşla önce Krala direnmesi için elindeki bütün gümüş stoğunu gönderdi. Sonra da acele savaş için vergi koydu. Ardından da Türkleri durdurmak için çalışacak her bir kimsenin Tanrı tarafından günahlarının affedileceğini ilân etti.
Papa bununla yetinmedi İtalya devletlerini Türkler karşısında birlik olmaya çağırdı ve kendisi bizzat harb hâlinde bulunduğu Floransa ile hemen sulh yaparak ilk adımı attı.
Ayrıca Papa haçlı orduları toplayamadığı için (daha önce bir araya getirdiği 25 ülkenin ordularını Fâtih hem tek tek, hem de topluca defalarca yendiği için kimse asker göndermiyordu) bir fermân yayınlayarak bütün Avrupa'da, 1 Kasım’da başlayacak Toussaint (Azizler) Yortusu'nda, Türklere karşı gâlip gelmeleri için duâ ettirdi.
İtalya’da karşılıklı bekleyişlerle kış bu şekilde geçti. Beklemeyen iki kişi vardı. Bunlardan birisi Fâtih Sûltân Mehmed Hân, diğeri Türklerin can düşmanı Venedik Cumhuriyeti’nin Doç’u Giovanni Mocenigo idi.
Fâtih kış boyu ordusunu hazırlamıştı. 1481’in Nisan’ında yenilmez ordusu İzmir’den gemilere binmek üzere Gebze Sûltân Çayırındaki hârekât yerinde toplanmış Muzaffer Komutanları Fâtih’i beklemeye başlamışlardı. Fâtih 3 Mayıs’ta çok sevdiği askerlerinin başında Papa’nın yönettiği orta İtalya’ya hâkim Papa’lık devletini ortadan kaldırmak üzere harekete geçmek için Ordu Karargâhına gelerek Otağı’na geçtiği gün çok kuvvetli bir zehirle Hekim Yakup Paşa tarafından ikindi üzeri ciğerleri parçalanmak sûretiyle şehid edildi.
Osman Gâzi'nin Beyliğin başına geçmesinin üzerinden (1281) tam 200 yıl, Dandanakan Savaşının üzerinden ise (1040) 441 yıl geçmişti. Büyük Türk Hâkân'ı 14 sefer atlattığı suikastların 15.'sinde kurtulamamış, Venedikli güyâ Müslüman olmuş Yakup Paşa (Gerçek adı Maestro Iacopo) tarafından zehirlenerek şehid edildiğinde 49 yaşını 1 ay, 5 gün geçiyordu.
Bu cinayet için 1480’i 1481’e bağlayan kış uyumayan ve bu suikastı planlayan Venedik Cumhuriyeti’nin Doç’u Giovanni Mocenigo milyonlarca duka altın vâdettiği Maestro İacopo’ya suikastı yaptırtmıştı.
"La Grande Aquila é Morta" cümlesinin yazılı olduğu mektubu taşıyan Venedik Elçisinin özel kuryesi 19 Mayıs 1481 tarihinde Venedik'e ulaştığında, Roma dahil bütün İtalya'da Papa'nın emriyle günlerce toplar atılıp şenlikler yapılmış, kiliseler gece gündüz çanlarını çalıp, şükür âyinleri düzenlemişlerdir. Nasıl sevinmesinlerdi. Çünkü kuryenin ulaştırdığı mektupta, "BÜYÜK KARTAL ÖLDÜ" yazıyordu.
Bir müddet sonra Gedik Ahmet Paşa Fâtih’in yerine geçen oğlu Sûltân II. Bâyezid tarafından İstanbul’a çağırıldı. Otranto ise çok geçmeden birleşik İtalya kuvvetlerinin eline geçti. Ancak 1040 yılında Çağrı ve Tuğrul Bey’lerin Türkmenistan’dan başlayan yürüyüşleri durmadı. 23 Mayıs 1040’ta Dandanakan savaşını kazanan Selçukoğulları için Papa IX. Benedictus’un Türkler Roma Kapısına dayanırlar diye yaptığı tesbit 1075’te İznik’in başkent yapılmasıyla tutmuştu.
Bunun üzerine değişik zamanlarda Papa’ların düzenlediği haçlı seferleri bu yürüyüşü yavaşlatsa da Fâtih’in Roma hamlesi bu yürüyüşün kesilmediğini gösterdi. Yine bu yürüyüş; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önce 6 Kasım 2011’de İznik Ayasofya’sı, ardından Lozan Anlaşmasının yıldönümüne gelen 24 Temmuz 2020’de İstanbul’daki Ayasofya’nın bir bir fetih ruhuna uygun olarak camiye çevrilmesiyle devam etmektedir.. Kıyâmete kadar da devam edecektir.