• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

Biz neye dertleniyoruz, onlar neye...

30 Ocak 2022
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

Meselenin önünü arkasını yazan çok oldu, daha da tartışılacak gibi ama ben meselenin başka bir boyutuna değinmek istiyorum...

Yaşını başını almış, eski milletvekili, gazeteci Emin Şirin, Ekrem İmamoğlu’nun insanlar arabalarında mahsur kalmışken kendine yol açtırıp 3 saat İngiliz Büyükelçisi’yle yemek yediğinin ve Murat Ongun’un “Biz çalışıyoruz ama troller karalıyor” paylaşımını Cenevre’deki kayak merkezinden yaptığının ortaya çıkmasını değerlendiriyor.

İfadesi aynen şu:

“Eğer doğruysa tabii, bunların hepsi algı açısından büyük bir problem yaratıyor.”

Yani insanların 15 saate varan sürelerle araçlarında mahsur kalması, İstanbul’da hayatın durması, bu sırada Başkan’ın 3 saatlik yemekte, onu savunan “Hık” deyicisinin de Cenevre’de olması falan önemli değil.

Önemli olan bu insanlar hakkındaki algıların bozulacak olması.

Çünkü o algılarla bir efsun gibi bağlıyorlar insanların gözlerini.

O bağın çözülmesini bırakın, insanlar “Acaba gözüm bağlı mı” diye şüpheye düşse, bu ülkede yiyecek kuru ekmek bile bulamayacaklarını biliyorlar...

“Algı açısından problem yaratıyor”muş...

Algınız batsın...

Ben “Batsın” deyip bırakıyorum ama bilinsin, hakkı o kadarcık değil...

Bu insanlara kimse “Kariyerinle ilgilenme” ya da “Kimseyle görüşme” demiyor... 

Fakat şu yapılanın, şehir yanarken itfaiyecilere evin bahçesini sulatmaktan farkı nedir?

Üstelik bu işi “Algıya zarar veriyor” diye tanımlamak, bizzat yapmaktan da kötü...

Yine yaşını başını almış bir yılların gazetecisi... Bu sefer Milli Görüş’çü olduğunu iddia eden Zeki Ceyhan...

Köşe yazısında, “Bugüne kadar iktidar kanadından kulağımıza gelen sert üsluplu söylemleri şimdilerde muhalefet kanadından duymaya başladık” diyor...

Hadi bildiğimizi de unuttuk...

Bize “iktidar kanadından kulağına gelen sert üsluplu söylemler”den birkaç tane örnek versin...

Mesela kimin rahmetli annesine küfretmişler?

Karısına?

Kızlarına?

Oğullarına?

O bile fazla ya, 5 tane örneği var mı?

Ben AK Partililere edilmiş 100 tane küfür gösterebilirim.

Sırf “AK Parti varken seçmen bize bakmaz... Denize düştük, yılana sarılacağız” deyip, yılların Milli Görüş’ünü ne hale getirdiğinizin farkında mısınız?

Gerçi sırf yeni ortakları CHP’ye ulusalcılardan ve Kemalistlerden laf gelmesin diye, Erbakan’a küfreden 28 Şubat’çı generalleri affetmeye kalkan Karamollaoğlu var başlarında; olur, her şey olur...

Son değineceğim isim ise, Fatih Altaylı...

Yazıya “Bu köşenin okurları benim medyadaki ‘İmamoğlu hayranlarından’ biri olmadığımı gayet iyi bilir” diye başlamış yazıya, daha başka bir şey yazmaya gerek var mı?

Yine de yazalım...

“Sonuç olarak yaşadığım kentin belediye başkanını engelleme ve iş yaptırmama çabalarını kendime yapılmış bir engelleme ve benim yaşam kalitemi düşürmeye yönelik bir çaba olarak görüyorum” diyor Altaylı...

Neymiş o engelleme?

Yazmamış...

Çünkü adı gibi biliyor ki, ortada bir engelleme yok, beceriksizliği “Engelleniyoruz” diye saklamaya çalışan bir yönetim var.

Bir soruyla bitirelim...

İmamoğlu sıkışınca, “Beni izliyorlar, bu özel hayata devlet eliyle müdahale” demiş...

Hadi “görüntü MOBESE’den mi alındı, özel güvenlik kamerasından mı” veya “bir belediye başkanının bir ülkenin büyükelçisiyle görüşmesi özel hayat mıdır” gibi soruları pas geçelim; o görüşmenin MOBESE kameralarıyla takip edildiğini varsayalım...

Siz devlet olarak birilerini izliyor olsanız, kimin buluşmalarını takip edersiniz; İmamoğlu’nun mu, İngiltere Büyükelçisi’nin mi?

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Gül

Alenen özel hayatın gizliliğini ihlal bu sizde bu suçu övüyorsunuz gibi geldi

Okur

Türkiye genelinde mahsur kalanlarda sırası zamanı geldiğinde hesabı sorulacak.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23