• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Faruk Erzen
Faruk Erzen
Spor Editörü
TÜM YAZILARI

'Sistem mistem yok, çıkın kafanıza göre takılın!'

10 Ekim 2018
A


Faruk Erzen İletişim: [email protected]

Ali Koç başkanlığında yeni sezona ‘Değişim’ sloganıyla ve büyük umutlarla başlayan Fenerbahçe, sportif anlamda belki de tarihinin en zor günlerini yaşıyor. İlk olarak Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Portekiz ekibi Benfica’ya elenen sarı lacivertliler, ligde oynanan 8 maçta sadece 8 puan toplarken, UEFA Avrupa Ligi'nde de Dinamo Zagreb karşısında 4-1'lık bir hezimet yaşadı. Her şey kötü giderken, taraftarların henüz desteğini takımdan çekmemiş olması ise son derece önemli. Özellikle iç saha maçlarında halen hatırı sayılır sayıda taraftar stadyumdaki yerini alarak takımlarının arkasında duruyor. Ancak bu kötü tablonun sorumluları iyi bilmeli ki, bu demek değil ki her zaman böyle devam edecek. Taraftar desteğini çektiği takdirde, bu tablonun sorumluları o koltuklarda 1 saat bile duramaz.

Şimdi bakıyorsunuz her kafadan bir ses çıkıyor mesela. Kimisi Sportif Direktör Comolli’yi suçlarken, kimisi Teknik Direktörü Phillip Cocu’yu, kimisi de futbolcuları suçluyor. Ancak kimse Başkan Ali Koç’a toz kondurmuyor. Nedeni ise Ali Koç’un kredisinin halen yüksek olması.

Ortaya çıkan mevcut tabloda elbette ki tek bir kişiyi sorumlu tutmak haksızlık olur. Ancak bazen tek bir kişinin yaptığı hata, yeni hataları da beraberinde getirerek hatalar zincirine dönüşür. Fenerbahçe’deki tabloyu maalesef böyle görüyorum.

Sezon başında sosyal medyanın da gazıyla Aykut Kocaman’ın görevine son verilmesi ve akabinde takımın başına Comolli ile Cocu’nun getirilmesi fitilli ateşleyen ilk hamle olurken, arkasından gelen hatalı transferler ise yangını iyice körükledi. Şimdi insan ister istemez soruyor, ‘Aykut Kocaman kalsaydı daha iyi olmaz mıydı?’ diye. Tahmin ediyorum ki herkes daha iyi olacağından hemfikir. Nereden varıyoruz peki bu kanıya? Onu da anlatayım dilerseniz.

Mesela ligin son 22 yıllık geçmişine baktığımızda, şampiyonluk sayılarında yerli teknik adamların, yabancı teknik adamlara fark attığını görürüz. Bu süre içinde 2’si Lucescu, 2’si Daum 1’i Zico ve 1 tanesi de Gerets olmak üzere takımlarımız yabancı teknik adamlarla sadece 6 kez şampiyonluk sevinci yaşayabilmiş. Geri gelen 16 sezonda yerli teknik adamlar ipi önde göğüslemiş.

Bu sonuç tesadüf müdür? Elbette bu kadar uzun süreli bir geçmişin tesadüfü olamaz. Tablonun bize anlatmak istediği tek şey şu:

Türkiye liglerinde yerli teknik adamların yabancı teknik adamlara kıyasla ligi daha iyi tanıdıkları ve başarı şanslarının daha yüksek olduğu mevcut istatistiklerle ortaya çıkmış bir gerçektir.

Şimdi yeniden Fenerbahçe’ye dönelim.

Sarı lacivertlilerde Aykut Kocaman’ın gönderilmesi ile başlayan hatalar zinciri bugün ‘önüne geçilemez’ bir kötü tabloyla sonuçlanmıştır. Cocu’nun yerine herhangi bir yerli teknik adam getirilmiş olsaydı, eminim ki tablo bugünkünden daha iyi olurdu. Hatta Ali Koç Başkan kadro yapıp takımı sahaya sürseydi, bugünkü neticelerden daha kötüsü yaşanamazdı.

Cocu’nun başarısızlığında elbet Comolli’nin yönlendirmesiyle yapılan yanlış transferlerin ve oyuncuların adeta dibe vuran performanslarının da etkisi var. Ancak ne olursa olsun, yerli teknik adam bu malzemeden daha iyi yemek yapardı.

Peki bundan sonra ne olacak? Camiada herkesin merak ettiği soru bu.

Milli takım arasından sonra da kötü sonuçların devam etmesi durumunda Cocu’nun gönderilmesi artık kaçınılmaz olacak. O saatten sonra futbolculara, ‘Beyler sistem mistem yok, çıkın kafanıza göre takılın’ demekten başka çare kalmayacak. Milli ara, hem Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışına tutunabilmesi, hem de Cocu’nun takımı toparlaması ve düzlüğe çıkarması için belki de son şans diye düşünüyorum.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23