• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Çocuk İstismarcısı LGBT’ciler İş Başında

17 Haziran 2022
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Son bir haftadır sosyal medyada sürekli karşımıza çıkan bir video var ki hakikaten şok edici…
Videoda konuşan kişi Prof. Dr. Ahmet Akın. Akın, Türkiye’de şuan genç erkek ve kızlar arasında ciddi sayıda cinsiyet değiştirme operasyonu yapıldığını söylüyor. Konuşmadan cinsiyet değiştirme operasyonlarının ne kadar popüler olduğunu anlıyoruz.

Video çok çarpıcı tespitlerle dolu. Öne sürülenleri takip ettikçe ülkenin her yanını, hayatın her kulvarını sarmış zehirli bir ağ olduğunu görüyorsunuz. İşin tepesinde eğlence sektörü var. Medya, işin her aşamasında en büyük destekçilerden biri. Ve STK’lar tabii ki… Fakat bu STK’ların çoğu doğrudan LGBT adına faaliyet göstermiyor. Bu kimlik kamufle ediliyor genellikle. Bunun yerine daha insani, özellikle toplumun dezavantajlı kesimlerine dönük sosyal aktiviteler düzenleyen dernekler olarak dizayn ediyorlar vitrinlerini. Hedeflerinde anaokulundan üniversiteye kadar bütün çocuklara ulaşıp, onların zihinlerine nüfuz etmek var!
Engellilerle iletişim, kitap okuma etkinliği, akıl oyunu kursları, kişisel gelişim seminerleri, kamplar, tiyatro kulüpleri, şenlikler vb etkinlikler düzenleyerek gençlerle temas kuracak ortam hazırlıyorlar. Ahmet Bey ise bu yapıların gençlere ulaşırken eğlence, özgürlük, kadın hakları, hayvan hakları, çevre sevgisi gibi cicili bicili kavramların arkasına saklandıklarını söylüyor.
14 Temmuz 2021’de Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanan Melih Bulu ile ilgili protestoları hatırlayın... LGBT’lilerin ciddi anlamda örgütlendiği yerlerden biriydi Boğaziçi. Yeni rektör göreve geldikten bir süre sonra, fakültedeki LGBT kulüplerini ve cinsiyetsiz tuvalet adı verilen tuvaletleri kapattı. Hatta o sıralarda “Homofobik rektör istemiyoruz, travestiyiz buradayız, alışın!” diye slogan attıkları protestolar düzenlediler. Protestolar kampüsten Kadıköy’e de taşınmıştı.

Bu tarz protestolarda neler konuşulduğuna dikkat ettiğinizde bu kitlenin, kimlerle ittifak içinde faaliyet gösterdiği, nereden beslendiği ve siyasal kimliklerini görüyorsunuz. Mesela Kadıköy’deki protestolarda, “gençlerin, belediyelerine kayyum atananların, kürt halkının, ezilen emekçilerin haklarını” savunacaklarını, “kayyumcu zihniyete karşı” mücadele edeceklerini haykırıyorlardı.
Geçenlerde şarkıcı Gülşen aldığı bir ödülü LGBT’lilere hediye ettiğini kameralar önünde deklare etmişti. Yine geçenlerde trans bir tik tok fenomeninin bir bebeği kullanarak çektiği sahte doğum görüntüleri çok konuşulmuştu. Mesela, oyuncu Hazal Kaya ve şarkıcı Ediz sosyal medya hesaplarından trans şahsı savunmuşlar, tepki gösteren toplumu suçlamışlardı. Biliyoruz ki, eğlence dünyası içinde ayakta kalmanın, büyük şirketlerle sağlam kontratlar imzalamanın, magazin basınının takip ettiği biri olmanın yolu LGBT’lileri desteklemekten geçiyor. Başınıza bir şey gelmesini istemiyorsanız, hiç değilse sessiz kalmak durumundasınız! Homofobik birinin eğlence dünyası içinde popülerliğini koruması çok mümkün değil.

Kamufle edilmiş etkinliklerle cinsel kimlikleri ifsat etmeye çalışanlar en son Ankara’da su üstüne çıktılar. Hem de toplumun en zayıf halkasını hedef alan, en korkunç yüzleriyle…
Ankara’da çocuklara yönelik “5. Çocuk Diyarı Film Festivali” adlı film gösterimi ve panellerden oluşan bir etkinlik düzenlediler. Bu tip festivallerde hedef kitleyi organizasyonun içine dahil etmek gibi bir usulleri var. Burada da öyle olmuş. Organizasyondan sunuma kadar çocuklara sorumluluklar vermişler. Basın bildirilerinde “engellilerin, sığınmacıların ve sokak çocuklarının dışlanmadığı bir festival yaptık” diyorlar, ne kadar “insancıl” değil mi? Ve festivale sadece büyük şehirlerde oturan çocukları değil, özellikle kırsalda, köylerde oturan çocukları da katmayı amaçlıyorlar. Festivallerden birini Batman’da yapmışlar mesela… Çocukları bir araya getirip onlara dünya sinemasından “seçilmiş” filmler izletmek işin sadece bir boyutu. Diğer boyutu ise çocuklar ve aileleri için “toplumsal cinsiyet” hakkında bilgilendirmek için panel düzenlemek.
Mesela, bu masum (!) çocuk etkinliğindeki panellerden birinin konusu şu: Cinsel Kimlik Çeşitliliğinin Çocukluktaki İzdüşümü". Cinsel kimlik çeşitliliğini anlatmışlar çocuklara! Cinsel kimlik söz konusu olduğunda erkek ve kadın haricinde nasıl bir çeşitlilik olabilir acaba, boşlukları siz doldurun!!!

Cinsel kimliğin çeşitliliği konusunda sunumu yapan kişi ise Koray Başar. Kendisi Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı. Başar kariyerini, LGBT’li bireylerin sosyal ve kültürel problemlerini çözmeye adamış gibi görünüyor. Onunla ilgili bir başka eleştiri LGBT’nin misyonerliğini yaptığı yönünde…
Hedef aile olduğu için diğer panel konuları da hep aynı doğrultuda hazırlanmış. Ebeveynler için Toplumsal Cinsiyet Atölyesi. Gelişimsel Çeşitlilik: Özel Gereksinimli Çocuklar paneli. Kültürel/ Toplumsal Çeşitlilik. Cinsiyetlendirme Süreci ve Çeşitlilik…

Görüldüğü üzere hep çeşitlilik vurgulanıyor. İki cinsiyetli geleneksel toplum düzenine son verilmek isteniyor. Başta İslam olmak üzere iki cinsiyeti esas ve “çeşitliliği” reddeden tüm inançlar düşman kabul ediliyor. Cinsel kimlik konusunda Allah’ın takdiri bile bir “dayatma, özgürlüğü kısıtlayan bir baskı” olarak yorumlanıyor.

Etkinliğin sponsorları da manidar: Federal Almanya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Goethe Enstitüsü, International Relief Fund, İsveç Büyükelçiliği, Hollanda Krallığı, Kanada Devleti, CHP’li Ankara ve Çankaya Belediyeleri ve STK’lar…

Etkinliğin güçlü destekçilerinden biri olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ankara Şubesi, etkinliği sosyal medyada duyururken LGBT ile anılan gökkuşağı figürünü kullanmış ve etkinliğe salonunu tahsis etmiş.
Görüldüğü üzere küçük bir çocuk etkinliği bile hem yurtiçi, hem de yurt dışından destek görüyor. LGBT’ci yapıların özellikle yurt içindeki marksist kürtler, sol hareketler, Kemalist kesimler ve CHP ile bağlantıları da sır değil. CHP’li büyükşehir belediyelerinin ve yöneticilerinin “Onur Haftası” yürüyüşlerine resmi hesaplarından destek olduklarını biliyoruz.
Geleneksel erkek ve kadın kimliklerininin dönüştürülürek geleneksel ailenin ortadan kaldırılmasını hedefleyen bu çalışmalar ülkemizin her yanında, değişik isimler altında, aralıksız devam ediyor. Siz salonunuzda otururken, evinizin duvarlarının için kemiren kemirgenler olduğunu düşünün… Duvarlarınız dışarıdan sağlam görünüyor ama içleri kıtır kıtır kemirilerek boşaltılıyor aslında. Bu çalışmaları ben bu örneğe benzetiyorum… Birileri çocuklarımızı, elimizden alıp, kendi istedikleri gibi şekillendirmek, bedenleriyle, Allah ile kavgalı hale getirmek istiyorlar. Bu uğurda uluslararası fonları da kullanarak, yerli işbirlikçilerle beraber gece gündüz çalışarak duvarlarımızı yıkmaya, geleceğimizi çalmaya çalışıyorlar.

Çocuklarımızı ifsat edicilerden, onların destekçilerinden, şöhretli misyonlerinden korumak bu toplumun en önemli vazifesidir. Bu vazife sadece devlete bırakılamaz. Bu toplumu evi kabul eden herkes bu seküler yıkım ekiplerine karşı mücadele etmeli. Karşı taraf nasıl STK’lar üzerinden gençlere bir şekilde ulaşıyor ve o sahada etkinlikler, organizasyonlar düzenliyorsa… Aynı şekilde en uygun yöntemler bulunarak gençlere ulaşılmalı. Dindarların maddi imkanları, gençleri LGBT batağından kurtaracak sanatsal, sosyal, sportif ve elbette dini çalışmalara sarf edilmeli. Neslimizin kaybı, geleceğimizin kaybıdır. Hem dünyamızı, hem ahiretimizi kaybetmek söz konusu…

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

BAKİ

ÖNCE KANUN KOYUCU ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVİ YAPMALI,ÇIKARACAĞI YASALARLA BU TÜR FAALİYETLERİ KISITLAMALI. SONRA YÜRÜTME YASALARDAN ALDIĞI YETKİ İLE TAKİPÇİSİ OLMALI. HER ŞEYDEN ÖNCE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI BU TÜR SAPKINLIKLAR İÇİN AİLELER VE ÇOCUKLARI BİLGİLENDİRECEK,YÖNLENDİRECEK SEMİNER VE ETKİNLİKLER DÜZENLEMELİ. BASIN YAYIN ORGANLARINDA YER ALAN HABERLER İLE TV VE SİNEMALARIN İÇERİĞİNİN TOPLUMSAL AHLAKA AYKIRILIĞI DENETLENMELİ. HER CANLININ OLDUĞU GİBİ İNSAN DENEN YARATIĞIN DA FITRATINA MUHALİF ÇABALAR ENGELLENMELİ.

Emine

Allah razı olsun dilimize tercüman oldunuz kaleminize kuvvet gönlünüze sağlık umarım faydalı olur yetkililer duyar Ama en azından bu işin ne kadar organize yapıldığı açık öncelik ailede tabii ki o da farkederse o yüzden acilen çözüm sürecini başlatacak işler yapılması gerekiyor herkes elinden geleni yapmalı bu yanlışa dur demek lazım
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23