• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“Hayvan hakları”, ikinci İstanbul Sözleşmesi olmasın!

16 Kasım 2019
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

“Balyoz davası” idi, zincirleme şekilde aylık periyoda bağlanarak birbirine eklenen “Ergenekon davaları” idi..

 Onların hemen yanıbaşında, kafayı yavaştan yavaştan çıkarmaya başlayan FETÖ’nün AK Parti iktidarına yönelik operasyonları idi..

Biz bunlarla meşgul olurken..

Bir anlamda, cambaza bakarken..

Birileri, tereyağından kıl çeker gibi..

İstanbul Sözleşmesini AK Parti’ye kabul ettiriyor, ardından da 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddeti Önleme Kanununu yürürlüğe sokuyordu..

Daha biz, “Hooop.. ne oluyoruz?” diyemeden, AK Parti-CHP ittifakı hayata geçiriliyor, 100 konuda birbirine tam zıt tezleri savunan iki parti, nasıl oluyorsa bu konuda aynı yönde oy kullanıyor ve sözleşme ile kanun, hayata geçiriliyordu..

Kabul edelim, itiraf edelim ki..

O tarihte hiçbirimiz diyemedik:

“Burda bir hinoğluhinlik var. Anayasa değiştirme konusunda yıllarca çalışan AK Parti ve CHP’liler, gelip gelip iki maddede takılıp kalıyorlardı. Sonra ‘İhtilaf ettiklerimiz kalsın, diğerlerini geçirelim’ denildiğinde ise, CHP’liler, ‘Olmaaaz ya hepsi, ya hiçbirisi’ diyerek, anayasa değişikliklerini hiç yaptırmıyorlardı. Ne oldu da İstanbul Sözleşmesi ve ona dayalı kanunlar, TBMM’den tıkır tıkır geçti? Ne oldu da, CHP, AK Parti ile aynı yönde oy kullandı?”

Bunu diyemedik. Çünkü daha büyük gibi gözüken sorunlara odaklanmıştık..

Atladık..

Sorgulamadık..

Şimdi toplum olarak ceremesini çekiyoruz. Daha çok muhafazakar aileler olarak, bu sözleşme ve kanunun vebalini üstlenmek zorunda kalıyoruz..

O tarihteki yoğun gündemin anaforundan biraz kurtulduğumuzda.. İlaveten, sözleşme ve sözleşme gereği çıkarılan kanunun toplumdaki tahribatı ortaya çıkınca, şimdi uyandık ama.. 

Şimdiden “şiddeti önleme” adı altında, bir anlamda tahrik ettiğimiz “şiddet” sonucu kaybettiğimiz binlerce kadın var..  

Çocuklar var. 

Erkekler var.. 

Bütünü ile dinamitlenmiş aile yapımız var. 

Gaylik, lezbiyenlik, homoseksüelliği normal bir tercih gibi algılayan, nasıl ki “insanlar erkek ve kız diye dünyaya geliyor”sa, onun kadar normal bir vaka gibi gösterilen, homoseksüellik, lezbiyenlik akımlarına kapılmış gençlerimiz var..

Bunları not ettik.

Dersimizi aldık..

Uyanık olmanın gerekliliğini, CHP’nin desteklediği her kanun teklifinde, bir hainlik olabileceğini hafızamıza nakşettik..

Şimdi geldik, “Hayvan hakları” konusunda yapılmak istenen ve CHP’lilerin başı çektiği kanun değişikliğine...

Uzun yıllardır hayvanlarla ilgili 2004 yılında çıkarılan kanunun değiştirilmesi gündemde idi..

Son aylarda, bu konuda yoğun bir baskı var.

Yine CHP’liler ölümüne destekliyorlar.

Tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi.

Tıpkı 6284 sayılı kanun gibi..

Yine, AK Partililer istemeye istemeye, ama sonuçlarını pek tahmin etmeden, estirilen rüzgara kapılarak, CHP’nin güdümünde kanun değişikliğini kabul edecek görüntü veriyorlar..

İstanbul Sözleşmesi ve Kadına Karşı Şiddeti Önleme Yasasında feminist çevrelerin oluşturduğu hava gibi.

Şimdi de hayvansever diye takdim edilen çevrelerin oluşturduğu bir havanın baskısı ile..

Kanun teklifi, TBMM’deki komisyonlardan ardı ardına geçiyor..

Bir yandan da, medyada çok güzel bir algı oluşturuluyor....

Hepimizin karşı çıktığı, kabullenmediği hayvanlara şiddet görüntüleri üzerinden, “Bu vahşeti kim kabul edebilir” sorusu yöneltilip, arkasından tek çarenin, kanun değişikliği olduğu söyleniyor..

Esas tehlike, oluşturulan algının gerisinde, çok güzel perdeleniyor..

Dert; hayvanlara eziyetin, şiddetin, kötü muamelenin önlenmesi ise, buna kim karşı çıkabilir?

Hepimizin, bu değişikliğe ölümüne destek vermesi gerekir..

Bunun için de yapılması gereken şey, çok basit..

Tek maddelik bir değişiklik yapın, hayvanlara, hatta bitkiye-ağaca sadist düşüncelerle, eziyet eden, işkence yapan herkesin cezasını artırın.. Yaptırımları caydırıcı bir noktaya getirin..

Bu noktada yapacağınız kanun değişikliğinin kapsamı içine tüm hayvana-bitkiye kısacası canlıya eziyet edenler girsin.. 

Zaman zaman karşılaştığımız, bir  kedinin ayaklarını kesen hayvan sıfatlı insanlar da kanun kapsamında olsun..

Köpeği arabanın arkasına bağlayan vicdansız da kanun kapsamında olsun..

Hiçbir endişe duymaksızın, tereddüt yaşamaksızın, toplumsal menfaat olmaksızın bir ağacı kesip, evinde yakan da kanun kapsamında olsun..

Kısacası, hayvana şiddet, ağaca şiddet konusunda, sıfır tolerans hayata geçecek kanun değişikliği yapılsın..

Zaten oluşturulmak istenilen algıda, hayvana şiddeti önleme amacı ile hareket edildiği  söylendiğine göre..

Bu değişiklik yapılsın.. 

 

Ama..

Yok hayvan eşya değildir, satılamaz..

Yok, apartmanda hayvan beslemenin önündeki engeller kaldırılsın.

Yok sokak hayvanları kısırlaştırılmasın..

Yok hayvan sahiplenilmesinde sınırlama olmasın..

Yok tarımsal ilaçlara sınırlama getirilsin..

Vs..vs. şeklinde, bir sürü madde içeren kanun değişikliği ile karşımıza çıkarsanız..

Hele hele bu maddelerin hemen tamamı, CHP’lilerin düzenlediği maddeler olursa..

“Müslüman, bir delikten, bir defa ısırılır” der ve tepkimizi koyarız..

Nasıl ki kadına karşı şiddeti önleme adı altında yola çıkanların kimisinin kurguladığı, kimisinin de öngöremediği “evden uzaklaştırma-şiddetin tahrik edilmesi” sarmalını karşımıza çıkaran 6284 sayılı kanun kabul edildikten sonra, kadına karşı şiddet artmış ise..

Hayvan hakları adı altında kabul ettirilmek istenilen, nerede ise insanların hayat hakkını sınırlayacak kanun değişikliklerinin de, hem insanların, hem hayvanların daha kötü koşullarda yaşamasına zemin hazırlayacak ortama sebeb olacağını görmeliyiz..

Yoksa, evindeki sivrisineği bir başka şekilde etkisiz hale getiremeyen vatandaşın kullandığı sinek ilacı, başına bela olabilir..

Apartmanda köpek havlamaları eşliğinde ne kadar uyuyabiliyorsak, öylece uyumak zorunda kalabiliriz..

Bugün üç tane çatlak kafalının sahip olduğu Pitbull köpekleri ile yarın sokaklarda adım başı karşılaşmak zorunda kalabiliriz..

vs.vs..

Aman dikkat..

Kadına şiddeti önlemek için çıkarılan kanun, şu an hemen her gün bir ve daha fazla kadının kasten öldürülmesi sonucuna götürdü..

Ne erkeğimiz, ne kadınımız, ne çocuklarımız huzur buldular.

Dünden daha mutsuz hale düşürüldüler..

Aynısını..

Bir başka kanunda daha, tekrarlamayalım..

Lütfen..

Çağrımız hem kamuoyuna.

Hem de TBMM’deki milletvekillerine.

Özellikle de AK Partili milletvekillerine..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Akın

Kesinlikle bu tasarı geçmemeli. Tahmin edilen absürtlükler aynen vaki olur. Kırk akıllı yine o yaşı kuyudan çıkaramaz.

Ahmet

Hep kandırıldınız, biliyoruz artık, fetö kandırdı, ABD kandırdı, herdefasında millet bizi affetsin dediniz, 2023 gelmeden sizi affedeceğiz, emin olun!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23