Çocuklu göçmene çelme takan kameramanı izlediniz mi?
Macar gazetecinin çelmesini mutlaka izlemişsinizdir.
İzlemeyenler için kısaca aktarayım.
Hürriyet’in yayın çizgisi ile ne kadar örtüşüyor.
Doğan medyasının, CNN’in yaptıkları ile nasıl örtüşüyor.
Paralel yapının gazete ve televizyonlarının yayınları ile ne kadar örtüşüyor, bire bir görün..
Olay, Macaristan-Sırbistan sınırında geçiyor. Onlarca kişilik göçmen topluluğuna polis bodoslamadan giriyor..
Göçmen topluluğu dağılıyor. O sırada kucağındaki 1.5-2 yaşlarındaki çocuğu ile polisin coplarından kaçmaya çalışan bir göçmen baba, kameraman kadının önünden geçerken. Kameraman kadın, ayağını bir kaldırıyor.. Taktığı çelme ile kucağındaki çocuğu ile birlikte babayı yüzükoyun yere uzatıyor.. O sırada sırtında da kamerası var..
İnternette çok rahat, bu görüntüleri bulup, izleyebilirsiniz..
İşte..
Hürriyet’in.. Doğan medyasının. Paralel yapının medya organlarının yaptığı bu..
O kadın kameramanın yaptığı nasıl ki gazetecilik değil ise..
Sırtındaki kamera, onun alçaklığını nasıl ki önleyememiş ise..
Türkiye’deki eline kalem alan yazarların, muhabirlerin... Boynuna fotoğraf makinası geçirenlerin foto muhabirlerinin.. Sırtına kamera koyan kameramanların.. Masa başında hangi haberin nasıl gireceğine karar veren editörlerin de.. Macaristan’daki göçmen adamı, üstelik kucağındaki küçücük çocuğa rağmen çelme takıp düşüren kameraman kadından hiç farkı yok..
Gerçekleri tersyüz etmek için..
Olaylara müdahil oluyorlar.
Gerekirse çelme takıyorlar.
Gerekirse görüntüleri by-pass ediyorlar.
Haberleri çarpıtarak veriyorlar..
İstediklerini defalarca gösterirken..
İstemediklerini; çok daha vahim bir olay olsa bile, bir defacık bile göstermiyorlar..
•
Kameraman kadının, kucağındaki çocuğa rağmen bir göçmene taktığı çelme..
Aynen, Tayyip Erdoğan röportajındaki, “400 vekil verilmediği için, dört parti kendilerini naza çektiler. Koalisyon hükümeti kurulamadı. Şimdi erken seçime mecburen gidiyoruz” mealindeki sözlerin..
“400 vekil verilmediği için.. Askerler ve polisler şehit oluyor” mealinde bir söz söylenmiş gibi gösterilerek çarpıtılmasına benziyor..
Çarpıtma üzerine, Tayyip Erdoğan anında rest çekince..
Yaptıkları pisliği bildikleri için.
Hemen 10 dakikada haberi yayından kaldırıyorlar..
Bunun bir benzerini, Paralel medyada, Mehtap TV’de Mehmet Altan yapıyor..
Tayyip Erdoğan onu izleyemediği ve resti çekemediği için..
Orda yapılan çarpıtma, halen yayında..
Dün verdiğim linkteki videoyu izlerseniz..
Mehmet Altan’ın, Tayyip Erdoğan’ın şehit babalarına “Karaktersiz” dediği iddiasını göreceksiniz..
Dün de t24’te Atilla Dorsay, aynı çarpıtmayı tekrarlayarak, “Malum kişiye göre, oğlunun kaybı karşısında tepki göstermek karakter bozukluğu!” başlığı ile yazı kaleme alıyor..
Tam da çelme takan.. İşini unutup, polisliğe oynayan..
Ahlaksızlık yapan kameraman gibi..
Oysa Tayyip Erdoğan’ın kime “Karaktersiz” dediği çok net..
Soruluyor Tayyip Erdoğan’a: “400 vekil gibi çok kullanılan argüman, ‘Saray’ın askeri’, ‘Saray’ın polisi’, ‘Saray’ın savaşı’.. Nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Erdoğan da..
Medyada bu çarpıtmayı yapmak isteyen ahlaksızların olduğu gibi, “5 çocuğum var, hepsi bu vatana feda” diyen babalar da olduğunu söylüyor..
Sanatçı geçinen Atilla Dorsay..
Bilim adamı geçinen..
Profesör olduğunu iddia eden Mehmet Altan ise..
“Şehit babasına ‘Karaktersiz’ dedi” suçlaması yapıyorlar.
Ahlaksızca.. Namussuzca..
Oysa ahlaksızlıklarını birazcık frenlemeye çalışsalar..
Erdoğan’ın aynı röportajda, biraz sonrasında “Paralel yapı medyasında, şehit aileleriyle gerginlik yaşadığınız söylendi” sorusuna da şöyle cevap verdiğini görecekler:
“Bir tanesinden tepki gördüm.. Kızkardeşiydi, hanımı daha farklıydı..”
İfadede “Karaktersiz” falan yok..
Sadece kızkardeşten itiraz geldiğini, ama aynı şehidin eşinin daha farklı konuştuğunu hatırlatıyor..
En önemlisi. Bence Erdoğan’ın paralel ve Doğan medyasını kudurtan sözü ise, en son geliyor..
“Şehit aileleri Cumhurbaşkanı’na tepki gösteriyor” yalanını uyduranlara, Erdoğan önce taziye için aradığı şehit aileleri ile tüm görüşmelerin kaydının tutulduğu hatırlatması yapıyor.. Sonra da, “Şehit aileleri itiraz ediyor” diyenlere, “Bu kayıtları yayınladığımızda, kendilerini nereye saklayacaklar? Mesele cibilliyet, karakter meselesi..” çıkışını yapıyor..
İşte ahlaksız darbeci medya, kendisine yöneltilen bu “cibilliyetsiz, karaktersiz” tespitlerine kuduruyor..
Ve Cumhurbaşkanı’nın sözlerini çarpıtıyor..
Gerçekleri farklı gösteriyor..
Objektif gazetecilik yerine..
Çelme takan kameraman örneğindeki gibi, olaylara çelme takıyorlar..
Gerçek yüzlerinin ortaya çıktığını anladıkça da, kuduruyor. Kudurdukça iftira atıyorlar..
Ama nereye kadar?
Evet, nereye kadar?
Gösteriler, kapılarına dayandı..
Çarpıtmaları, artık anında tepki görüyor..
Yalanları yüzlerine vuruluyor!