Kemalist lâikleri anlarım ama…
Kemalist lâikleri anlarım ama…
Ali Akben
Değerli okurlarım kemalist lâiklere diyeceğim bir şey yok, ama anlı şanlı solculara söyleyeceklerim var.1968 yılında İstanbul Dolmabahçe’de demirlendiği hafta boyu 6. filoyu protesto ederek, bir bardak suda fırtına koparan, bayrağımızı gönderinden yarıya indirerek tepki gösteren anlı şanlı 68 kuşağı solcular, “üç maymun” oldular ve ülkemizi derinden sarsan ünlülerle ilgili devam eden operasyonları ne duydular ne gördüler ne de şahitler.
Mevcut gelişmelerin iktidara yarayacağından bile dem vurarak, çuvala sığmayan mızrağa kılıf uydurmaya çalışıyorlar.
Kemalist lâiklerle birlik oldular ve eli kanlı Netanyahu ve sarı gavur üzerinden ABD güzellemesi yapıyorlar. Sanki göbeklerinden bağlılar ve milli birlik ve bütünlüğümüzün zedelenmesi hatta ülkemizin bölünmesi de dahil her türlü pespayelikte sınır tanımıyorlar. Çözüm sürecinin akamete uğraması için takla üstüne takla atanlar bile var.
Çeyrek asra yaklaşan mevcut iktidarı sonlandırmak için her türlü yol mübah. Yolsuzluğu tescilli sabık İBB başkanının pazara çıkan iplerinin hiçbir önemi yok. Yedi yılda İstanbul’u İzmir gibi köy yapma hüneri, cennet vatanımızı Ukrayna gibi paramparça etmesi de dahil her durum ve şartta inadım inat demede de bu birliktelik devam ediyor.
Milli birlik ve bütünlüğümüzün kökünü dinamitleyen lâik kemalist güruh, devletimizin nerede ise her olumlu girişimine olumsuz gözlükle bakar, bulduğu küçük bir ayrıntıyı dev aynasına yansıtıp büyüterek durumdan vazife çıkarmayı marifet sayar.
Sade bununla da kalmaz akla mantığa muğayır hezeyanlarla etrafı kirletir, çamur atarak iz bırakma hüneri ile masumiyet ve mağduriyet karinesini de rafa kaldırır yargısız infazlar ile özellikle Müslümanlara kan kusturmaya bayılır.
Sosyal ve dijital medyayı soysuzlaştıran bu güruhun son günlerde ülke gündemine ard arda düşen bomba haberlere kör ve sağır olmasını anlamakta zorlanıyorum.
Son birkaç haftadır ülkemizde güzel şeyler olmaya başladı. Pespayelikte ve ahlaksızlıkta sınır tanımayan çok sayıda ünlü ünsüzün yediği herzeleri ve rezillikleri yazmaya benim terbiyem müsait değil.
Bu esfel yaratıklar yıllarca bu rezalet halkalarını yeni kurbanlarla genişletirken ar damarları çatladığı için utanmazlık zırhına bürünmüşler ve devletten korkmadıkları gibi Allah’tan da korkmamışlar.
Kendimi bildim bileli Fenerbahçeliyim. Aziz Yıldırım’a yapılan haksızlıklarda şike davalarında ve son bahis skandalında olup bitenleri yakın takip eden bir taraftarım. Son seçimde az bir farkla da olsa koç deviren başkan dediğim Sadettin Saran’la ilgili medyaya yansıyanları ilk duyduğumda, “olamaz olmamalı” dediğim şeyin gerçek olduğunu görünce tuzun bir defa daha kokmuş olduğuna kanaat getirdim.
Sadettin Saran başkan seçildiğinde nihayet demiş ve sevinmiştim.
Sevincimin kursağımda kaldığı yetmemiş gibi bir avuç taraftar, provokatörlerin oyununa gelip saçma sapan sloganlarla nümayiş yapıp, “hükümet istifa”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Türkiye laiktir laik kalacak” gibi aykırı sloganlarla uyuşturucuya bulaşmış başkan için sokağa dökülmelerini hem yadırgadım hem de işin içinde bir yanlışlık olmalı dedim.
Başkan Saran, üzerindeki kara leke nedeniyle tutuksuz yargılanacak. Kemalistler ve solcular bu durumda bile kılıf peşindeler. Neden tutuklanmadı diyenler bile var. Ancak etik olan aklanıncaya kadar istifa etmeli ve koca bir camiayı yediği herze nedeni ile töhmet altında bırakmamalı.
Değerli okurlarım iki yakamızın bir araya gelmediği, kurumlarımızın işlerliğinin azaldığı, tuzun koktuğu bir zaman diliminde başlatılan temiz eller operasyonunun ülkemiz için hayırlı bir başlangıç olacağına canı gönülden inananlardanım.
Ucu nereye kadar varır bilemem ama bu temizliğe gerçekten ihtiyacımız vardı. Kimin eli kimin cebinde,siyasiler bu işin neresinde, devlet çarkına çomak olanlar, kurumları lekeleyerek işin içinden sıyrılacağına inananlar ve durumdan vazife çıkarma uzmanı alavere dalavereciler ve tüm devlet millet düşmanlarının hevesleri kursaklarında kalmalı.
Ünlü ünsüz kim ne halt işledi ise bedelini hukuk önünde ödemeli. Lâik kemalistler, Fetö, Etö beslemeleri, medya soysuzu trol ordularının yalan dolanlarına ve karartma girişimlerine rağmen temiz ellerin marifeti ile ülkemizi kirletenlerin etrafa yaydığı pislikler temizlenmeye devam etmeli.
Müslümanın namazı, orucu, dini ve diyaneti ile uğraşmayı birincil görevi sayan lâik kemalistler ve anlı şanlı solcular için yeni bir fırsat var. Hem kendilerini hem de suspus oldukları bu önemli meselede ipe un sermeden amasız fakatsız yorumlarla malumun ilamını yaparak, kirli olanlara umut olmasınlar.
1993 yılındaki İSKİ yolsuzluk skandalında lâik kemalistler ve solcular omurgalı duruş sergilemiş CHP’yi cezalandırmışlardı. Aynı hassasiyeti maalesef bugün gösteremiyorlar. Aklı başında olanlar da dahil, yolsuzluk lağımına batmış birini aklamaya çalışırken kendilerinin de kirlendiğini görmezden geliyorlar.
Ayna metaforu aslında akledenlere önemli ipuçları verebilir. Yeter ki aklı kullanarak nedenler, niçinler iyi irdelensin. Aynalara bakar kör olmamak için gönül gözleri de devreye sokulmalı.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.