CHP’liler haklı: TRT, bu partinin haberlerini genişçe vermeli!
CHP itiraz ediyor, “Bizim toplantılarımızı göstersenize, bizim açıklamalarımızı yayınlasanıza.”
TRT’yi abluka altına alıyorlar, “Bizim adaylarımızı iki dakika, AK Parti’nin toplantılarını iki saat göstermişsiniz. Bu nasıl adalet?”
Ben de CHP’nin itirazına katılıyorum..
TRT başta olmak üzere, tüm televizyon kanalları, CHP’yi daha fazla göstermeli..
CHP’de olan bitenleri, daha fazla yorumlamalı..
Daha fazla, kamuoyuna CHP ile ilgili haber aktarmalı..
Biz gazeteciler, Ak Parti yerine, CHP’yi yazmalıyız..
Daha fazla yazmalıyız..
Hemen de başlayalım, yazmaya..
Şunun şurasında mahalli seçim gününe 1,5 ay kalmış.
İstanbul ilçelerinde, CHP’nin adayları, daha yeni açıklandı..
Hem ne açıklama..
Adalar adayı, daha 5 yıl önce büyük vaveylalarla Ankara’dan getirilip aday gösterilen isimden farklı.
Yeni aday, Ali Ercan Akpolat.
TRT hemen bir haber çalışması yapsın.
Adalar’da CHP’li mevcut belediye başkanı başarısız mı? CHP yönetimi bunu, aday değişikliği ile itiraf mı ediyor?
Haydi Ataşehir’i es geçelim..
Uzun süredir aynı isim (Battal İlgezdi)zaten belediye başkanı idi. Bir değişiklik arzu edilmiş olabilir.. Bu değişiklik makul de olabilir..
Ama Onursal Adıgüzel de kim, söyler misiniz?
Bir CHP’li isyan ediyordu, bu isim ilk dillendirildiğinde:
“Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde, CHP adına sandık güvenlik ve takip sistemini organize edip, sistemi yarım saatte çöken bu adam, nasıl belediye başkanlığı yapabilir?”
İtiraz haklı mı, bence haklı.
Ama bizi ilgilendirmez..
CHP, kendi içinde bu tartışmayı sonuçlandırsın..
Biz kuş bakışı görüntülememizi sürdürelim..
Bu arada da, “CHP’yi hiç yazmıyorsunuz. Hep Ak Parti’den bahsediyorsunuz” eleştirilerini de, haksız çıkartmış olalım..
Peki Avcılar’da ne olmuş?
Avcılar’da daha yeni koltuğuna oturmuştu, mevcut başkan Turan Hançerli...
Şimdi bir başka isim gelmiş: Utku Caner Çaykara
Yıllardır CHP’li isimlerin yönettiği Bakırköy mü?
Orada da, Ekrem beyle takışan isim gitmiş, yerine Prof. Dr. Ayşegül Özdemir Ovalıoğlu gelmiş.
Haklarını yemeyelim, Beşiktaş’ta ısrar etmişler: Rıza Akpolat!
Beylikdüzü’nde zaten Ekrem bey, kendi yerine, kendisi atamayı yapmıştı: Mehmet Murat Çalık. Şimdi 2019’daki aday, yine aynı.
Biri demokrasiden mi bahsediyor? Birisi “saltanata karşıyız” mı diyor..
Saltanat kötüdür.
Ama saltanatı hakketmeyecek kadar küçük adamların saltanatı, çok daha kötüdür..
Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı da bu..
Büyükçekmece, tüm rüşvet suçlamalarına, tutuklamalara rağmen, Hasan Akgün’de ısrar ediyor. Hasan Akgün ile mezara gidecekler, adeta..
Kendi takdirleri, buyursunlar gitsinler.
Ve tekrar değişen isimlere geliyoruz..
Esenyurt değişiyor: Ali Gökmen.
Kadıköy değişiyor: Mesut Kösedağı
Kartal ve Küçükçekmece aynı..
Ama Maltepe de değişiyor: Esin Köymen
Sarıyer değişiyor: Mustafa Oktay Aksu
Şişli değişiyor: Resul Emrah Şahan
Ve Gürsel Tekin, önceki akşam Haberturk’te, moderatör ve konukların, “Esenyurt’tan CHP adayı oluyormuşsunuz, hayırlı olsun” tebriklerini “Teşekkür ederim” diyerek, cevaplarken.
Dün sabahleyin bir de batık ki, Gürsel Tekin CHP’den istifa etmiş..
Ne diyor Gürsel Tekin:
“Hiçbir objektif koşul, liyakat ve ehliyetin olmadığı,
Parti içi hemşericilik, gruplaşma, ekipleşme ilişkileri ile makam ve mevkilerin dağıtıldığı,
Partiye emek veren, partinin iktidar olması için çalışan insanların dışlandığı,
Türkiye’de iktidar mücadelesi yerine parti içi iktidar mücadelesinin yeğ tutulduğu,
Parti hukukunun ve partimiz emekçilerinin haklarının yok sayıldığı,
Genel Merkezin kendi açıkladığı kural ve talimatlara bile uymadığı,
Parti hukukuna ve açıklamalarına, ideoloji, ilke veya düşünce ile oluşan yoldaşlık ruhu yerine ahbap-çavuş, eş, dost, akraba ilişkilerinin her düzeyde belirleyici olduğu bir yapı haline dönüşmüştür.”
Bakın kelime kelime alıntılıyorum, CHP’nin önemli isminin cümlelerini.
Yok öyle bizde, CHP gibi büyük(!) bir partiyi görmezden gelme..
Gürsel beyin açıklamalarının devamını da aktaralım:
“Partinin her makamında görev alma onuruna erişmiş, her zaman sokakta, halkın içerisinde Türkiye’de iktidar olmak için çalışmış benim için ortaya çıkan bu tablo acı ve üzüntü vericidir.”
Ve noktayı koyuyor, Gürsel Tekin:
“Bu sebeple, gençlik yıllarımdan beri hayatımı adadığım, ilkelerini kalbime mühürlediğim Cumhuriyet Halk Partisi’nden yine inandığım, uğruna yaşadığım ilkeler bunu emrettiği ve mevcut yapıda çalışma imkanım kalmadığı için büyük bir üzüntüyle istifa ediyorum.”
Tamam mıyız, beyler..
CHP’yi en geniş şekilde verdik mi?
CHP İstanbul eski İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu’nun tanımlaması ile, “Şizofren” diye teşhiste bulunulan Ekrem İmamoğlu’nun, CHP’yi getirip duvara toslattığı tabloyu verdik mi?
Verdiğimiz kanaatindeyim..
Daha Lütfü Savaş’a değinemedik.
Tunç Soyer’e değinemedik..
Anadolu’da dönen dolaplara değinemedik..
Ama hemen hepsinde, makam ve mevkilerin, Gürsel Tekin’in anlatımındaki gibi, “Hemşehricilik” ile belirlendiği..
Liyakatin esas alınmadığı..
Ahbap-çavuş ilişkisi ile partinin yönetildiği..
Çok net olarak ortaya konulmuş durumda..
Bu dakikadan sonra, CHP’den bir başarı beklemek mümkün mü?
Partiyi ayakta tutsunlar, yeter..
Daha fazlasını beklemek, seçimde mevcut ilçe başkanlıklarını bile yeniden kazanabileceklerini sanmak..
Hayalden ibarettir..