Alman gazeteci şahsında tüm zalimlere verilen cevap!
Heeey..
İyi Partili milliyetçiler..
Heeey..
CHP’li ulusalcılar..
Heeyyy.
Seçimden seçime, farklı partilere oy veren, ama Atatürk’çülükten taviz vermeyen, “bağımsız Türkiye” diyen Kemalistler..
Heeey, Deniz Gezmiş ile övünen, “Emperyalizme hayır” diyen sosyalistler.
Heeey.. “Batı hayranlığı bizi bir yere götürmez. Biz kendi köklerimize sahip çıkarak, ilerleyebiliriz” diyen, dini hassasiyeti yoğun olan arkadaşlar..
Nerdesiniz?
Almanya ziyaretinde, hepinizin sözcüsü olan Tayyip Erdoğan’a sahip çıksanıza..
Tayyip Erdoğan sadece Ak Parti adına değil..
Türkiye adına Almanya’ya gitti..
Ve dünya egemenlerine hadlerini bildirdi..
“Helal olsun Tayyip Erdoğan’a” desenize..
“Tam da bizim düşündüklerimizi, emperyalist dünyanın yüzüne yapıştırdı” desenize..
“İnsanlığın vicdanı oldu” desenize..
Abartmıyorum..
Duygusallığa kapılmıyorum..
Sizce de gerçek bu değil mi?
Alman gazeteci, Tayyip Erdoğan’a soruyor:
“Açıklamalarınız sadece Almanya’da değil NATO ülkeleri arasında da bir rahatsızlık oluşturdu. İsrail’in var oluş hakkını kabul ediyor musunuz? İsrail’in faşist bir ülke olduğunu söylediniz, hangi gerekçeleriniz var? Ve İsrail’in Hamas’a karşı saldırısına neden soykırım diyorsunuz? Yüzlerce insanı İsrail’de katleden bir örgütü, NATO müttefikleri tarafından terör örgütü olarak tanınan bu örgütü, nasıl bir kurtuluş örgütü olarak tanımlayabilirsiniz?”
Gazeteci değil, Almanya’nın resmi yetkilisi gibi, buyurgan bir tavırla soru adı altında, dikte edilmeye çalışılan bu ifadelere karşı, Türkiye’nin liderinin cevabı ne?
CHP’lilerin içten içe sevindiren bir cevap değil mi?
İyi Partililerin, “helal olsun ya.. Nedir o bizimkilerin ezikliği. İşte bu” diyerek, yerlerinden fırladıkları bir cevap değil mi?
Sosyalistlerin, emperyalizm karşıtlarının, “Dünya genelinde ezilenlerin haykırışı bu” diyerek, havalara zıpladığı bir cevap değil mi bu?
İşte, Alman gazeteciyi yerin dibine sokan, sorduğuna soracağına pişman eden Tayyip Erdoğan’ın o cevabı:
“Diyorsunuz ki ‘yüzlerce’, bak ben sana yüzlerce demiyorum, binlerce Filistinliyi şu anda İsrail öldürdü mü, öldürdü. Hastaneleri yok etti mi, etti. İbadethaneleri, kiliseleri vuruyor mu, vuruyor. Ben bir Müslüman olarak bundan rahatsızım. Peki sen bir Hristiyan olarak bu kiliselerin vurulmasından rahatsız olmuyor musun? Bunlara karşı niye bir tavır koymuyorsunuz? Bunlara karşı da bir tavır koyun. Bizim için bu noktada bölgede Musevi, Hristiyan, Müslüman bu ayrımın olmaması gerekir.”
Alman gazeteci “yüzlerce kişiyi HAMAS öldürdü” diyor.
Erdoğan cevabı yapıştırıyor:
“Yüzlerce demiyorum, Binlerce Filistinliyi şu an İsrail öldürdü mü?”
Alman gazetecinin şahsında, tüm Avrupa’ya, hatta tüm dünya egemenlerine verilen ders bitmedi..
Her zamanki taktikleridir..
Kendi ideolojilerini, kendi fikirlerini karşılarındakine dikte etmeye kalkışırlar..
Küçücük bir itiraz gördüklerinde, hemen sopa göstermeye kalkarlar..
Alman gazeteci de, öyle yapmaya kalkıyor..
“Siz Türk-Alman ilişkilerini tehlikeye atıyor musunuz? NATO içerisinde de bu işbirliğini tehlikeye mi atıyorsunuz diye sormak istiyorum. Türkiye’den savunma sanayi için 40 adet Eurofighter talep ediliyor. Almanya bunu kabul edecek midir?”
Alman gazeteci, nasıl bir tilkiliği, nasıl bir ahlaksızlığı utanmadan, küstahca bir şekilde sergiliyor, görüyor musunuz..
O istediği tehditi yapsın..
İstediği küstahlığa imza atsın..
Karşısındaki Tayyip Erdoğan, 14 Mayıs-28 Mayıs seçimlerinde, onun karşısındaki rakibe oy veren % 48’lik kitle içindeki seçmenin bile “Ohhh be... İçimizi soğuttun. Helal Olsun Tayyip Erdoğan” dedirten bir cevap:
“Eurofighter konusunda Almanya verir veya vermez. Dünyada savaş uçaklarını üreten sadece Almanya mı? Birçok yerden bunların çalışmasını yaparız, temin ederiz. Şu anda insansız savaş uçakları noktasında da Türkiye önde gelen ülkelerden bir tanesi durumuna gelmiştir. Bir basın mensubu olarak, bizi bununla tehdit etmeyin.”
Alman gazeteci cevabını aldı mı?
Alman gazetecinin şahsında Alman lideri cevabını aldı mı?
Avrupa Birliği cevabını aldı mı?
Amerika, dünyanın diğer emperyal devletleri ve özellikle de İsrail cevabını aldı mı?
Aldı..
Ve, tarihe geçecek, insanlık dersi ile Erdoğan son noktayı koyuyor..
İletişim fakültelerinde, Hukuk fakültelerinde, Siyasal bilimlerde, hatta tüm fakültelerde kitapların önsözünden önce aktarılacak değerde şu cümle ile nokta konuluyor:
“Bize öyle sorular sorun ki bu sorular vicdani olsun, insani olsun, cevaplarını da biz size o şekilde verelim.”
Bu dakikadan sonra, Türkiye’de ulusalcılık iddiasındaki kesimler.
Milliyetçilik iddiasındaki gruplar..
Muhafazakarlık iddiasındaki kitleler..
Filistin’de yüzlerce ölen İsrailliyi anıp, binlerce ölen Filistinliden bahsetmeyenlere karşı, okkalı cevabı veren Erdoğan’a sahip çıkmazlarsa..
Ben onların milliyetçiliklerinden de, emperyalizm karşıtlıklarından da, muhafazakarlıklarından da şüphe ederim..
Mazluma sahip çıkma ise..
Erdoğan, Almanya’nın zalimlerine karşı, ölen İsrailliyi görüp, Filistinlileri insandan saymayan ahlaksızların yüzüne haykırdı..
Türkiye’yi, “Savaş uçağı nasıl alacaksınız” diye tehdit etmeye kalkan şantajcılara karşı, Erdoğan restini çekti..
Ve egemenlerin tamamına insanlık dersini verdi..
Hümanizma diyenlere, insan sevgisinin ne olduğunu gösterdi..
“Kadın hakları”ndan dem vuranlara, “çocuk hakları” diyenlere, Flistin’de ölen kadın ve çocukları hatırlatarak utanmazlıklarını yüzlerine vurdu.
CHP’si, İP’i, Saadet’i..
Zaten Erdoğan’ı yenemiyorsunuz..
Bari gelin, Erdoğan’ı alkışlayın da..
Mazlumlara dolaylı bir desteğiniz olsun..