İşin cılkı çıktı!
İşin cılkı çıktı!
Ali Akben
Değerli okurlarım, makalelerimi takip edenler bilir. Deyimleri, vecizeleri ve kelâmı kibar olarak hafızalara kazınmış özlü sözleri sık kullanırım.
Ülkemizde “olmazlar” hep olmuş, “bu da olmaz” denilen çok sayıda olurla da karşılaşabilmişizdir.
Sabık İBB başkanının etrafa saçılan kirli çamaşırları daha toparlanmadan ortaya her gün bir yenisi çıkan skandalların sağlı sollu kroşeleri milletin hafızasını epeyce yordu.
İşlediği cürmün haddi hesabı olmayınca iddianame hazırlanma sürecinde besleme gazeteciler ve troller aylarca yaygaralar kopartarak vatandaşı huzursuz etti. Binlerce sayfadan oluşan iddianame açıklanınca da okumadan, anlamadan bu iddianame boş yaygarası ile bu sefer de TRT’de canlı yayın ve mahkeme büyük salonlarda yapılmalı gibi ipe sapa gelmez isteklerle niyetlerinin üzüm yemek olmadığını açık ettiler.
Yaygaracıların cazgırlık yapma olasılığına karşı mahkememin 2026 Mart ayında başlamasına ve yargılama süresi gün sayısını da açıklayarak yeni bir krizin önüne geçti geçmesine de güruhun aklını kullanmaya niyeti yok.
Suçlu ararken aynalara bakmak yerine yapay zekâyı kullanan gerici güruhun suçlusu hazır olsa da gerçeğin er ya da geç ortaya çıkması gibi de bir özelliğinin olduğunu unutmayalım.
Kirli adamın bu hafta başı da diploma yolsuzluğu mahkemesi vardı. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir mottosu her mahkeme salonunda bulunur, hâkimler ve savcılar yüce Türk milleti adına karar verir.
Kirli ve yolsuz adam hafta başında mahkeme salonuna hazırlıklı gelmiş ve provokasyon kokan kelimeler kullanarak beden dili ile salonda yaptığı şova alkışlarla destek olan beslemeler ve troller hakim ve savcıları sadece tehdit etmedi aynı zamanda tiye alarak milletimize de hakaret ettiler.
Adam hem kel hem fodul. Güvendiği dağlara çoktandır yağan kardan da haberi yok olmalı ki, hâlâ atıp tutuyor, yalan dolanla esip gürleyerek süreci aleyhine çevirdiğinin farkında bile değil.
Kurduğu EKO sistemin çöktüğünü görmez ve “körler sağırlar birbirini ağırlar” misali “dediğim dedik çaldığım düdük” devam ederse çok sayıda karganın burnu malum yerde gömülü kalacak.
Kirli adama birileri hatırlatmalı.
Sen sayısız cürümler işlemekle suçlanıyorsun. Suçlayanlar kendi beslemelerin. Ok yaydan çıktı. Oyunda oynaşta olmaya devam etmenin sana faydası olmadığı gibi zararı da çok olacak. Yol yakınken dön bu maceradan millete rezil olduğun yetmezmiş gibi sana yatırım yapan kökü dışarda zindelerini de mahcup ediyorsun demeli.
Değerli okurlarım, devletin dini adalettir. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarından günümüze bir türlü iki yakamızın bir araya gelememesinin sebeplerinin başında bu adalet, dinin kurallarının iğfal edilmesi geliyor desem yanlış olmaz.
Çünkü hukuk sistemimiz tümü ile ecnebilerden alınmış ve mazlum millete dayatılmış. İstiklal mahkemelerinin giyotini ile uzun yıllar sayısız cinayetler işlenmiş.
Kırk yamalı bohçada olsa varlığını kabul ettiğimiz mevcut adalet sistemimize göre yargılanacaksın. Mahkeme salonlarını şov yerine çevirmeni milletimizin çoğunluğu affetmeyecektir.
Bundan sonra sık kullandığın içi boş sloganının güzel olmayacağı günler göreceğiz. Çünkü yedi yılda İstanbullu için hiçbir şey güzel olmadı.
Hafta boyunca ülke gündemimize oturan başka garabetleri de yaşamak kolay olmasa gerek.
Bahis çetesinin şaşkınlığını atlatmadan adliyelerimizin emanet odalarını korumakla görevli memurların yediği herzelerle ilgili haberler birbiri ardına duyuldu.
Olan biteni anlamaya fırsat bulamadan şimdi de basın yayın organları ve gazetecilere kadar yayılan uyuşturucu soruşturmasında tutuklananların ifşaatlarını hayretle izliyoruz ve aman Allah’ım bunları da mı görecektik diyoruz.
Ne zamandır böyle olduk sorusuna aynaya bakma özürlülerinin vereceği cevap net. Tüm bu olan bitenlerin sebebi Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Hatasız kul olmadığı gibi hatasız hizmette olmaz. Yedi yılda İstanbul’u İzmirleştiren adam doğru düzgün bir hizmete imza atmamasına rağmen yaptığı yüzlerce hatanın yolsuzluğun hesabını veremiyor ve konuştukça batmaktan da kendini kurtaramıyor.
Sanık ve sabık İBB başkanının son günlerde sosyal medya mecralarında sık karşıma çıkan İstanbul için vaadleri ve verdiği cevaplar arasındaki tezatlara bakınca yalanın bu kadarına da pes diyorum.
Koca bir yılı daha tüketirken tükenen insanlık Gazze’de kısmen de olsa yol aldı. Devrimin birinci yılında sokaklara dökülen Suriye halkı geriye dönüş yok tam yol ileri dedi.
Ülkemiz ise içinde biriken safralarından kurtulma mücadelesinde her gün yeni gelişmeler ile halkımızı şaşırtmaya daha bir süre devam edecek gibi.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.