• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Zalimlerin gerçeklerden korkması

10 Nisan 2025
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Zalimlerin gerçeklerden korkması

AHMET VAROL

Zalimler ve katiller bir yandan zulmederken ve katlederken diğer yandan yaptıkları zulümlerin gün yüzüne çıkarılmasını ve kamuoyunun dikkatine sunulmasını istemezler. Aslında bu konuda izledikleri tutumlarında da büyük çarpıklık ve çelişkiler karşımıza çıkmakla birlikte yine gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmasından korktuklarını görüyoruz. 

Gerçekleri ne kadar gizleseniz de değişmez ve insanların göremediklerini, âlemlerin yaratıcısı mutlaka görüyor. Gerçeklerin insanlar tarafından bilinmesini engellemeye çalışan zalimler biraz olsun, Allah’ın biliyor olmasından korkuyor olsalardı belki bu kadar zalim ve vahşi olmaktan çekinirlerdi. Dolayısıyla böylesine vahşi ve canavar olmaları ya Allah’ın bildiği inancını kaybetmiş olduklarını ya da O’nun bilmesini hiçe saydıklarını gösterir. 

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Ancak onları gözlerin donup kalacağı bir güne ertelemektedir.” (İbrahim, 14/42) Bir âyeti kerimede de şöyle buyurur: “Eğer Allah insanları zulümlerinden dolayı ele alsaydı (yer) üzerinde bir tek canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar ertelemektedir.” (Nahl, 16/61)

Dünya hayatı bir imtihan süreci olduğundan, bu imtihanda insanlar birbirleriyle de sınanıyorlar. Ama hiç kimsenin haksızlığı ve zulmü karşılıksız kalmayacak. İnsanların yanılgılarının bizim gördüğümüz kadarıyla üç önemli sebebi var: Birincisi: Bu dünyayı adeta hiç bitmeyecekmiş gibi sanarak bütün yatırımı bu hayat için yapmaları. İkincisi: Yaptıklarından hiçbir şekilde sorguya çekilmeyeceklerini sanarak her şeyin yanlarına kalacağını dolayısıyla bu dünyada, haklı haksız her ne yoldan olursa olsun kendi yararlarına ne elde ederlerse onun bir kazanç olduğunu düşünmeleri. Üçüncüsü: Bir hesabın olacağını düşünseler bile hakkında çok ciddi tereddütler içinde olmaları ve gelecek olsa bile onu çok uzakta görmeleri. 

Siyonist katiller de Allah’ın hesabından korkmadıkları için son derece azgın bir şekilde katliam yaparken, zulümlerinin ve haksızlıklarının dünya kamuoyunun gündemine taşınmasını da istemiyorlar. O yüzden basın mensuplarına yönelik olarak ayrıca bir savaş veriyorlar. 

Geçtiğimiz Pazartesi günü de, daha ortalık aydınlanmaya başlamadan, Gazze Şeridi’nin güney kesiminde yer alan Han Yunus’taki Nasır Hastanesi civarında basın mensuplarının kurduğu çadıra kasten hava saldırısı düzenleyerek Hilmi El-Fak’avi isimli bir gazetecinin yanarak ölmesine, birçok gazetecinin de yaralanmasına sebep oldular. Daha sonra bu olayda yaralanan gazetecilerden Ahmed Mansur da tedavi esnasında hayatını kaybetti. Böylece işgal rejiminin 7 Ekim 2023’te Gazze’ye yönelik başlattığı soykırım savaşında öldürülen gazeteci sayısı 211’e çıktı. Onların ailelerinden öldürülenler ise bunun dışında. Çünkü bazıları, aileleriyle birlikte bulundukları evlere ya da kamplara saldırı düzenlenerek bütün aile fertleriyle birlikte topluca imha edildi. 

Buna göre siyonist işgalcilerin Gazze’ye yönelik olarak sürdürdükleri soykırım savaşı dünyada en çok basın mensubunun öldürüldüğü savaş oldu. Normalde basın mensuplarına saldırılmaması, bilakis hayatlarının güvenceye alınması gerekiyor. 

Basın mensuplarının ellerinde fotoğraf makineleri veya kameraları dışında herhangi bir silahları yok. İşgal askerlerine roket atmadıkları gibi otomatik silahlarla ateş etme imkanları da yok. Savaşmak amacıyla değil hadiseleri yerinde tespit ederek kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla sahada bulunduklarına dikkat çekmek için meşhur basın yeleklerini de giyiyorlar. Bu yeleklerin genellikle hem göğüs hem de sırt taraflarında “Press” yazısı bulunduğundan, savaş amacıyla sahada bulunmadıklarını uzaktan da tespit etme imkanı var. Ama siyonist işgalciler bu yazıyı onları özellikle hedef almak amacıyla değerlendiriyorlar. Ne var ki, prosedüre göre savaşçı değil basın mensubu olduklarının bilinmesi için bu yeleği giymek zorundalar. Bu zorunluluk da onların işgalcilere hedef olmalarını kolaylaştırıyor.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Kurum

Turkiyedeki zalimliklerden adaletsizliklerden yalan dolandan hileli işlerden bahset birazda.

Kanber

Aziz Celil ve Cebbar olan Allah'ıma niyaz ediyorum, yalvarıyorum. Bu azgın, katil, soykırımcı ABD İsrail Çin gibi ülkeleri helâk eylesin. Birbirlerine kırdırsın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23