• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Riyad Zirvesi ve bildirilerin gücü!

14 Kasım 2024
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile Arap Birliği’nin ikinci ortak zirvesi 11 Kasım 2024 Pazartesi günü yine Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlendi ve ortak bildiri yayınlanarak sonlandırıldı. 

Biri İslam dünyasının geneline yönelik faaliyetleri organize etmek ve işbirliğini sağlamak, diğeri de özellikle Arap dünyasının kendi içindeki işbirliğini yönetmek ve yönlendirmek amacıyla kurulmuş bu iki teşkilat ilk ortak zirvesini 11 Kasım 2023’te, Riyad’da olağanüstü bir şekilde gerçekleştirmişti. 

2023 Kasım’ında olağanüstü bir şekilde böyle ortak bir zirve gerçekleştirilmesinde, siyonist işgal rejiminin Gazze’de başlattığı soykırım savaşıyla ilgili kamuoyunda oluşan duyarlılık ve beklentinin önemli rolü olmuştu. Toplantıya Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz’e vekaleten oğlu veliaht prens Muhammed bin Selman ev sahipliği yapmıştı.

2023’teki birinci zirvenin sonunda da bir ortak bildiri yayınlanmış ve Gazze’deki savaşın derhal durdurulması istenmişti. Tabii o zaman her ne kadar siyonist katiller vahşi yüzlerini göstermiş idilerse de henüz savaşın ilk dönemleri olduğu için onlara destek veren ABD ve Avrupa Birliği’nin, Filistin direnişinin esir aldığı işgalcilerle ilgili siyasi tavırları etkisini sürdürdüğünden, Riyad’daki zirvede de “ne şiş yansın ne kebap!” yöntemiyle hareket edilerek Gazze’deki rehinelerin derhal serbest bırakılması da talep edilmişti. 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti kurulması talebi o zaman da dile getirilmişti. 

Ne var ki yayınlanan bildiride yapılan çağrılar gerek Biden’ın ve gerekse işgalci siyonist Netanyahu’nun bir kulağından girip öbür kulağından çıkmıştı. Gazze’deki korkunç katliamlarını bütün şiddetiyle devam ettirdikleri gibi bitirilmesi istenen ablukayı daha da katılaştırdılar. Özellikle Netzarim koridoruyla güneyden ayırdıkları kuzey kesime insani yardım girişini tamamen engellemeleri sebebiyle bu bölgede, bugün hâlâ etkisi devam eden açlık felaketi başladı. 

Sonuç bildirgesiyle kamuoyuna açıklanan kararların ve dile getirilen taleplerin sahaya taşınması, uygulamada bir karşılık bulması için hiçbir müşahhas girişimde bulunulmadı. 

Arap Birliği ve İİT bunu neden yapamıyordu. 60’a yakın ülkenin diplomatik baskı gücünü, ekonomik potansiyelini ve daha başka avantajlarını, söz konusu kararların sahaya taşınması için değerlendirme imkanı yok muydu? Bu ülkelerin yönetimleri, siyonist işgalcileri katliama son vermeye zorlamak için pratiğe dönük müşahhas adımlar atarsa halkları kendilerini desteklemez mi? Bilakis halklar, yönetimlerin duyarsızlığından ve ilgisizliğinden muzdarip ve Gazze’de katledilen masum bebeklerle birlikte içleri kan ağlıyor. 

11 Kasım 2023 Zirvesi’nin sonuç bildirgesinin kağıt üzerinde kalmasına razı olmuş ve siyonist canavarların gerçekleştirdiği katliamları seyretmenin ilerisine geçememiş liderlerin, yeni zirvenin ardından da büyük ölçüde bir öncekinin tekrarı niteliğinde, sadece siyonist katillerin saldırı cephesini genişleterek Lübnan’da da soykırım savaşı başlatmış olmalarından dolayı mevcut durumla bağlantılı bazı yenilikler içermenin ötesinde bir özelliği olmayan yeni bir bildiri yayınlaması acaba sahada nasıl bir karşılık bulacak? 

Bildirilerin gücü vahşi soykırım savaşını durdurmaya yetecek olsaydı bundan önce yayınlanan bildiriler çoktan durdurmuş olurdu. Siyonist katilleri ve destekçilerini geri adım atmaya zorlayacak, sahada karşılık bulacak girişimler olmazsa her gün bir bildiri yayınlasanız ne ifade edebilir? Ortak zirveyi yıllık değil haftalık periyotlarla düzenleseniz, pratiğe dönük olmadığı sürece ne işe yarayacaktır? 

“İslam alemini temsil konumundaki bu iki teşkilata üye ülkelerin gücü de sadece bildiri yayınlamaya yetiyor” denmesi mazeret teşkil etmez. Bu yönetimlerin, kontrol etme imkanına sahip oldukları güç ve potansiyelin farkında olmadıklarını da sanmıyoruz. Asıl mesele samimiyet yetersizliği ve yayınlanan bildirilerin de zevahiri kurtarmanın ötesinde bir amacının olmaması.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vay vay

Sayın yazar, bir gücü, etkisi olduğuna inanmıyorum çünkü israil soykırımı sürdürüyor...

rafet

Bu ülkelerin çoğunluğu ABD ve Batının kıskacında ve yöneticileri kendi koltuklarını korumak için keferelerle işbirliği içindeler.İslam ülkelerindeki halklar da tepki veremeyecek derecede yaşıyorlar.Sadece ülkemizin çabaları yeterli olmuyor.Her ortamda ve her ne şart altında olursa olsun, İİT ülkeleri dahi birlik olsalar ve İsrail'e her konuda ambargo uygulasalar dünyada fakir olmaz ve zulüm biter.Duyarsız olan ülkelerin yöneticileri tepkisiz kalırlar ise ; sıra kendi ülkelerine gelecektir.Unutmasınlar.o zaman işler düzeltilemeyecek duruma gelmiş olur.İslam ülkeleri diye bir şey yok. Menfaat ülkeleri bunlar.Yöneticileri korkak ve işbirlikçi.Dünyaya taparlar.Allah'ı unuturlar. Neticede yaşatılan zulümler devam eder.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23