• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Faruk El-Kaddumi

24 Ağustos 2024
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

 

Filistin’deki Fetih hareketinin kurucu liderleri arasında yer alan, sonrasında da gerek bu hareket, gerekse Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içinde önemli görevler üstlenen ancak Oslo sürecinde işgali meşrulaştırmaya götürecek bir uzlaşma sürecine girilmesine itirazlarından dolayı birtakım çekingeler ortaya koyan sonrasında özellikle Mahmud Abbas yönetimiyle ciddi ihtilaflar içine giren Faruk El-Kaddumi iki gün önce yani 22 Ağustos Perşembe günü Ürdün’ün başkenti Amman’da 93 yaşında dünya hayatına veda etti. 

Kaddumi’yle Filistin davasıyla ilgili muhtelif uluslararası toplantılarda bir araya gelmiş ve konuşmalarını dinlemiştim. 

23-24 Kasım 2008 tarihlerinde Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlenen ve benim de başından sonuna kadar takip ettiğim “Uluslararası Yurda Dönüş Hakkı Buluşması” adlı sempozyumda Kaddumi’nin yaptığı konuşmada dile getirdiği hususlar zihinlerde önemli soru işaretleri oluşmasına neden olmuştu. 

Kaddumi oradaki konuşmasına “her şeyi söylemek istiyordum; ama hazırlık komisyonu üyeleri zaman müsait değil dediler” diyerek başladı. Bu cümlesi benim açımdan çok düşündürücüydü ve içimden “keşke bildiği her şeyi konuşsaydı da kralın çıplaklığını sadece Kaddumi değil bütün herkes bilseydi” demiştim. Çünkü onun konuşacaklarının, o sıralarda Batı Yaka’da İsrail hesabına şiddet fırtınaları estirenlerin, FKÖ’nün altını oyarak ABD Generali Dayton’un dümen suyuna girenlerin, direnişin önünü kapatıp yurda dönüş hakkına karşı komplo düzenleyenlerin damarına dokunacağını tahmin ediyordum. Zaten bildiklerinin çoğunu saklamasına rağmen açığa vurduklarının birçoğu da onların ve onlarla aynı telden çalanların damarlarına dokunacak nitelikteydi.

Kaddumi’nin ilk üzerinde durduğu konu Gazze kuşatmasıydı ve “uluslararası toplum” adına birilerinin bu kuşatmaya destek verdiklerine dikkat çekti. Yani emperyalizmin kendini “uluslararası toplum” olarak yutturmasından bizim gibi o da tedirgindi. Çünkü toplum hiçbir zaman bu vahşete onay vermez, onay verenler emperyalist güç odaklarıdır.

Kaddumi, çevre ülkelerin de kuşatmayı cezalandıracak yerde işgalcilerin yanında yer aldıklarına dikkat çekti. Bu arada Filistin’in içinden birilerinin de işgalcilerin yalakalığını yaptığını dile getirdi ki işte onlar da haklarında çok şey bildiği ama zamanın müsait olmaması sebebiyle konuşamadığı kişilerdi.

Vurguladığı önemli bir husus da anlaşmalar yolunun Filistinlilere hiçbir şey kazandırmadığıydı. “Oslo yolu halkımızın hedeflerinden hiçbirini gerçekleştirememiştir” diyen Kaddumi, Filistin halkını temsil etmesi gereken Filistin Konseyi’nin âtıl hale getirildiğini ve tamamen ferdi kararlarla hareket edildiğini ifade etti.

Onun işgalcilerin ve ABD’nin dümen suyuna giren Abbas yönetimine attığı önemli bir taş da Özerk Yönetim’in Batı Yaka’nın küçük bir parçası üzerinde dikta rejimine dönüştüğünü vurgulamasıydı.

İşgal yönetiminin bugüne kadar imzalanan anlaşmaların hiçbirine bağlı kalmadığına, dolayısıyla anlaşmalar yolunun çıkmaz yol olduğuna dikkat çeken Kaddumi yurda dönüş hakkını vermeyen her çözüm formülünün de eksik olacağını, bu haktan hiçbir şekilde vazgeçilemeyeceğini söyledi.

Avrupa Birliği’nin yardımlarına da dokunan Kaddumi, bu birliğin “Filistin halkına yardım” başlığı altında göstermelik bir yardım yaptığını, gerçekte ise Filistin halkına değil Özerk Yönetim’e yardım ettiğini hatırlattı.

Şimdi o ölünce, Fetih hareketinin şu anki lideri ve Filistin Yönetimi’nin Başkanı Mahmud Abbas, “Filistin için mücadele eden ve yorulmak bilmeden çalışan kardeşim, arkadaşım ve yoldaşımı kaybettik.” diye açıklama yapmış. Kaddumi söz konusu sempozyumdan sonra Abbas ve onun izlediği politika hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar Abbas’ın aslında Filistin direnişinin altını oyduğu gerçeğini teyit eder nitelikteydi. Bu konuda yaptığı açıklamaları yazsaydık zihinlerinizde önemli soru işaretleri oluşabilirdi. Ama bizim de makalemiz için tahsis edilen alan buna müsait değil. O yüzden bu kadarla yetinmek durumundayız.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vay vay

Sayın yazar, israil gücünü ABD ve ingiltereden alıyor...Filistin 76 yıldır kuşatma altında....Zulüm 76 yıldır devam ediyor....Kadduminin söyledikleri bilindik şeyler zaten...EN ACISI, EN VAHIMI DE 2 MİLYARLIK İSLAM DÜNYASINDA SES GELMEMESI... BÜTÜN MÜSLÜMAN ÜLKELER VE LİDERLERİ İSRAİLDEN ACAYİP KORKUYOR ÇÜNKÜ HEPSİ KOLTUKLARINI KORUMA VE SALTANATLARİNİ SÜRDÜRME DERDİNDE...BENZIN SATANI MI DERSIN, TİCARET YAPANI MI DERSIN HEPSI VAR...MÜSLÜMAN ÜLKELER BÜYÜK BİR ÇÜRÜMÜŞLUK İÇİNDE....ZATEN SADECE ADLARI MÜSLÜMAN SAYIN YAZAR...

Ömer

Filistin kendi içinde bile paramparça . Neden birlik olunamıyor . Hedef belli dava belli ama her kafadan ayrı ses çıkıyor . Bildiklerini niye söylemiyor Filistin e zararı olur diye belki . Diğer söyledikleri zaten bilinen şeyler . Ne batı ne abd ne it rail anlaşmalara uyar uymaz. Biz Kıbrıs’ta başımıza gelmedi mi şunu yapın bunu yapın hepsini yaptığı halde AB hiçbir sözünü tutmadığı gibi Türkiye’yi suçladı . Annan planı falan hikaye oldu . Kafirler böyle kur anı Kerim’i okusak anlasak şaşırmayız ama bizi batının çöp şaşalı hayatı şaşırttı .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23