Batı Yaka’da da soykırım savaşı
Batı Yaka’da da soykırım savaşı
Ahmet Varol
Siyonist işgal güçlerinin 7 Ekim 2023’te Gazze’de soykırım savaşı başlatmaları üzerine Filistin’in Batı Yaka bölgesinde de tepkiler, gösteriler ve eylemler oldu. Buna karşı işgal rejiminin de saldırıları oldu. O yüzden Gazze’deki soykırım savaşı sürecinde Batı Yaka ve Kudüs’te de, işgal güçlerinin gerçekleştirdiği saldırılarda 900 civarında Filistinli hayatını kaybederken, 6700’e yakın Filistinli yaralanmış, 14 binden fazla kişi de gözaltına alınmıştı.
Ancak Gazze’de ateşkes anlaşmasının kabul edilmesinin hemen ardından Batı Yaka’da aynen Gazze’deki gibi soykırım savaşı başlatıldı ve Gazze’de başvurulan yöntemlerin aynısı uygulanıyor.
Batı Yaka’nın en kuzeyinde bulunan Cenin vilayetinin merkezi durumundaki Cenin kentinde ve hemen yanı başındaki Cenin Mülteci Kampı’nda gerçekleştirilen saldırı, yıkım ve katliam hakkında geçen haftanın cumartesi günü yayınlanan yazımızda bilgi vermiştik. İşgalcilerin bu bölgeye saldırı başlatmasından 43 gün önce de Mahmud Abbas yönetiminin Cenin Mülteci Kampı’nı kuşatmaya alarak saldırı düzenlediğini ve birçok kişiyi katlettiğini, bunun da işgalcilerin saldırı ve baskınlarına bir hazırlık olduğunu tekrar hatırlatalım.
Abbas’ın güçleri başta Cenin olmak üzere Batı Yaka’nın muhtelif şehirlerinde, işgal rejiminin “arananlar” listesinde yer alan gençleri takip ve gözaltına almak için operasyonlar düzenlemeye devam ediyor. Bu itibarla bölgedeki savaşı Abbas yönetimiyle işgal rejiminin ortak savaşı olarak nitelendirmemiz hiç de yanlış değildir. Zaten Filistin halkına ve direnişine vurulan darbelerde ihanetin payı her zaman çok büyük olmuştur. Bu, yerine göre içerideki ihanetçiler, yerine göre Arap ve İslam dünyasındaki işbirlikçi rejimler vasıtasıyla olmuştur. İşin en kötü yanı ise bu ihanetçilerin suçlarının ve kirli işlerinin, bunlardan en büyük derecede zarar gören ama kendisi hakkı ve özgürlüğü için onurlu ve kararlı mücadele veren Filistin halkına nispet edilmesidir.
İşgalcilerin Cenin ve mülteci kampına dönük saldırı ve kuşatması sürerken, birkaç günden beri yine bölgenin kuzey kesiminde yer alan Tulkerem şehrine ve mülteci kampına yönelik saldırılar başlatıldı. İşgalciler özellikle Tulkerem Mülteci Kampı’nı her taraftan kuşatmaya alarak hem karadan hem de havadan saldırılar düzenliyor.
Cenin ve Tulkerem vilayetlerindeki korkunç saldırılar ve kuşatmalar sürerken işgalci katiller, 29 Ocak Çarşamba akşamı yine Batı Yaka’nın kuzey kesiminde yer alan Tubas şehrinin yakınındaki Tamun kasabasına bir saldırı düzenleyerek 10 kişiyi şehit etti, 4’ü ağır olmak üzere birçok kişiyi de yaraladılar.
İşgalci katiller bu bölgede düzenledikleri saldırılarda sadece direnişçileri değil sivil halkı da hedef aldıklarından ve rastgele saldırılar düzenlediklerinden bu bölgedeki saldırılar da tam anlamıyla soykırım savaşı niteliği taşımaktadır. Çünkü silahlı güçler arası bir çatışma değil, bir halkın etnik ve coğrafi mensubiyetinden dolayı silahlı silahsız, çocuk yaşlı, kadın erken ayrımı yapılmaksızın toptan hedef alınması söz konusudur. Uluslararası literatürde de bu nitelikteki saldırılar soykırım savaşı olarak tanımlanıyor.
İşgalciler aynen Gazze’de yaptıkları gibi özellikle altyapı hizmetlerine zarar veriyor, ahalinin elektrik ve sularını kesiyor, kanalizasyon sistemlerini ve yollarını tahrip ediyorlar. Bu arada yaralananlara sağlık hizmeti verilmesini engellemek amacıyla ilk yardım ve sivil savunma ekiplerinin çalışmasını, yaralılara müdahalede bulunmalarını önlüyorlar. Ayrıca bazı yerlerde hastaneleri hedef alan saldırılar da düzenlediler.
İşgalciler kuşatmaya aldıkları bölgelerde bulunanları evlerini terk etmeye zorluyorlar. O yüzden binlerce aile evlerini terk ederek sığınma merkezlerine geçmek zorunda kaldı. Tahliye edilen binaların bazılarını yaktı veya patlayıcılarla ya da buldozerlerle yıktılar.
İşgalcilerin Batı Yaka’daki soykırım savaşlarının amacı ve buna cüret etmelerinin sebebi hakkında bilgi vermek için bu konuya devam etmemiz gerekiyor.