Benliğin labirentinde yol bulma denemeleri
Benliğin labirentinde yol bulma denemeleri
Ahmet Can Karahasanoğlu
“Bir yaşam tarzı değil, bir yaşam edinin.” Sözünden ilhamla insan neden gerçek yaşamın değil de tarzın peşindedir?
Neden büyülü görsel sürprizlerle dolu dünyanın yeni yetme jargonundan pay almak ister hunharca?
Çünkü beynini çalıştırmaktan daha kolaydır nefsini çalıştırmak. Çocuk öğrenene kadar taklit eder. Peki, halen devam eden taklit de nedir? Gelişmemiş bir çocukluk evresi diyerek kolaycılık yapmadan sorgulamak gerekiyor. Aslolan yeni bir şey keşfetmek mi peki?
Gelişigüzel trendleri ve geçici modaları aşma tahtında kendimize özgü, anlamlı, derin bir varoluş çağrısı yapan din adamlarına neden denk gelemiyoruz? Ruhani liderler nerede? Böyle bir lider gelse ve bize çağrıda bulunsa ona nasıl bir cevap vereceğiz?…
Günümüzde sosyal medya ve tüketim kültürü, bize sürekli yeni yaşam tarzları sunuyor. Belirli markaları kullanmak, belirli yerlere gitmek, kalıplaşmış bir görünüme sahip olmak vs…
Bu yaşam tarzlarının kopya olduğunu bilmeden bir illüzyonun içine düşen milyonlarca insanın iç kanatıcı serüvenine şahitlik ediyoruz. Bu çağ uyanık kalabilenlerin sadece illüzyonu farkettiği derin bir fanus.
Gerçek hayatla, ruhi dünyamızla bağdaşmayan bu kalıplara sıkışmak yerine neden kendimize özgü bir yol çizemiyoruz? Dikkat çekmek için çıkılan bu günübirlik hezeyanlar artık bizi görünmez hale getirdi.
Güzelliğin sıradanlaşması belki de en büyük tehlike. Sıradanlaşan “şey” artık güzellik midir? Güzelliğin ayırt edici özelliğini tektipleşmiş yüzlerle yok ediyor bu çağ.
Oysa taklit edilen sadece bir görüntü iken, doğallık içten gelen bir deneyimdir. Anın içinde oyalanmak mı? Yoksa anın içinde bir biçimbozumcu olmak mı daha keyifli?
Sürekli öğrenmenin ağırlığı altında ezilmenin bedeli zihinsel olarak gelişmek ve değişmektir. Bu değişimdir bizi diri tutan.
Kendini tanımak, iç sesi dinlemekle başlar ve o sesi susturmakla nihayete erer.
Sahici tutkular tahrik eder, provoke eder. Fakat anlamı bulma yolunda bir aşamadır. Kendini tanımak isteyen, bu tutkuların kök sebebini keşfetmeli. Hayatı ve kendini keşfeden, en çok şükredendir. Sahip olduklarımız, ilerde olmaya odaklandıklarımız yüzünden yok olur.
Risk almak, insan olmanın dehlizlerinde kendini aramaktır. Bu arayış bir hedef değil, yolculuktur. Önemli olan bir yere gitmek de değildir, nasıl gittiğinizdir.
Ânı anlamak bir yaşam edinmektir vesselam.