• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Anapalı
Ahmet Anapalı
TÜM YAZILARI

Darbecilere vurulan darbe 15 Temmuz halk harekâtı

25 Temmuz 2016
A


Ahmet Anapalı İletişim:

Bu hafta Türkiye’de herkesin gündem maddesi hemen hemen aynıydı. Yaklaşık iki buçuk sene süren ve nihayet geçen hafta biten “Seçimle işbaşına getirilmiş hükümeti devirmek ve kurulu düzene darbe yapmak için kurulan devlet içinde devlet şeklinde organize olmuş illegal terör örgütünün kuyruğu Pensilvanya’ya bağlı aşağılık Fetö’nün teşebbüs ettiği darbe denemesi…”

Türkiye, cumhuriyet tarihi boyunca her on senede bir askerî darbelerle hizaya getirilmeye alıştırılmış bir ülkedir. Üstelik darbe geleneği cumhuriyet tarihinin bir ürünü değildir. Geçmişi çok eskilere, taa koca Fatih Ebü’l Feth Fatih Sultan Mehmed Han dönemine kadar uzanmaktadır. Nitekim yeniçeri askerleri, Fatih Sultan Mehmed Han’ın gençliğinden ve toyluğundan yararlanarak isyan ve sonrasında bir darbe planı hazırlamış fakat Sultan Mehmed Han tarafından şiddetli bir şekilde cezalandırılarak devletten uzaklaştırılmıştır..

Cumhuriyet döneminde demokrasinin işleyişi sık sık askerî darbelerle kesildi. Aslında bu eski geleneğimizden dolayı Osmanlı döneminde de asker birçok defa isyan ederek yönetime müdahale etmiştir, Osmanlı padişahlarının üçte biri askerin müdahalesi ile değiştirilmiştir.Bu oran öylesine rastgele söylenmiş bir oran değildir. 36 Osmanlı padişahının 12’si askerî darbelerle yani yeniçeri isyanları ile devrildi bir kısmı da canından oldu. 

İşine gelmeyen bir durumla karşılaşınca “istemezük” deyip kazan kaldırmayı bir ordu geleneği haline getiren asker, sultan İkinci Mahmud dönemine kadar onlarca kanlı ya da kansız askeri darbeye imza atmıştır. Yeniçeri Ordusunun bu disiplinsiz ve eşkıya tavrı kendi sonunu hazırlamış 1826 yılında kanlı bir karşı darbe ile tarih sahnesinden koca bir ordu kalabalığı halinde silinmesine sebep olmuştur. 

Evet, darbeyi daima sivil bürokrasi üzerinde korku unsuru olarak bir kılıç gibi sallayan yeniçeri ordusu yıkılmıştır yıkılmasına ama, milletin genlerine kadar işleyen “askerî darbe” geleneği varlığını çeşitli bünyeler içerisinde sürdürmeyi başarmıştır. Nitekim takvimler 31 Mart (13 Nisan) 1909’u gösterdiğinde askeri bünyenin derinlerde bir yerde sakladığı darbe mikrobu tekrar gün yüzüne çıkmış ve başta bulunan padişah Sultan 2. Abdülhâmid Han’a ve yönetime karşı bir kez daha elinde tuttuğu balyozu sallamıştır. Bu son mudur? Hayır. Ne yazık ki yakın zamanların darbe tarihinde bu vahim hadise askeri darbelere başlangıç taşı olacaktır. Zira kanlı bir darbe ile padişah Abdülhâmid Han’ı ve hükümeti deviren Siyonist alt yapılı ve sponsorlu İttihat ve Terakki Cemiyeti çok kısa bir süre sonra kendi oluşturduğu hükümete de kanlı bir şekilde müdahale edecek ve bakanları öldürecektir.

Ocak 1913’ün sonlarıdır. Dört senedir koca imparatorluğu, içinde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin de adamları olan bir hükümet yönetmektedir. Bütün muhalefet susturulmuş İttihat ve Terakki’nin aleyhinde laf söylemek ölümle cezalandırılır olmuştur. 31 Mart Askeri darbesinin mimarları Mahmut Şevket Paşa, Enver Bey ve adamlarını, yazdığı yazılarla eleştiren Serbesti Gazetesi başyazarı Hasan Fehmi, bunu 1909’da Galata Köprüsü’nün üzerinde canını vererek öğrenmiştir. 

Evet tarih Ocak 1913’tür ve darbe mikrobu bir kez daha su yüzüne çıkmıştır. Amaçsız, gayesiz, ülküsüz, millî davasız ve kök itibari ile Avrupalı ülkelere bağlı olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin bir grup serserisi, Binbaşı Enver Bey başkanlığında Başbakanlık (bugün İstanbul Valiliği olarak kullanılan Cağaloğlu yokuşundaki dönemin Sadrazamlık binası) binasını basmış ve toplantı halinde olan Osmanlı bakanlarının bir kısmını yaralamış, Harbiye Nazırı (Savaş Bakanı) Nazım Paşa’yı göğsünden vurarak öldürmüş yine bir darbe neticesinde işbaşına gelmiş resmi ve meşru hükümet üyelerinden zorla istifa dilekçeleri alınmıştır. Böylelikle asker bir kere daha sivil iradeye ipotek koyarak “had bildirmiştir”. 

Şimdi yapılması gerekeni tane tane büyük harflerle yazıyorum; 

DARBEYE KALKIŞMIŞ ASKERİ ORDUDAN TEMİZLEMEK ÇOK GÜÇTÜR. ZİRA BU DEV YAPININ NERESİNE NE KADAR SIZILMIŞ BİLİNMEMEKTEDİR. ZİRA, REİS’İN ELLİ SANTİM ARKASINDA DURAN KURMAY YAVERİ BİLE TERÖRİST ÇIKMIŞTIR. 

O HALDE YAPILMASI GEREKEN ŞEY DARBECİ ON BİN YENİÇERİ ASKERİNİ YAKARAK, VURARAK, ASARAK ORTADAN KALDIRAN SULTAN 2. MAHMUD’UN YAPTIĞININ AYNISINI YAPMAK YANİ, ORDU YAPISINI EN BAŞTAN VE ÇOK KÖKLÜ BİR ŞEKİLDE DEĞİŞTİRMEK.

DEMOKRASİ DENİLEN PUTUN ACİLEN REVİZE EDİLİP SINIRLARININ ÇOK NET BİR BİÇİMDE BELİRLENMESİ. DEVLETİN VE HUZUR VE SUKÜNETİN SAĞLANMASI İÇİN TIPKI AVRUPA’DA YAPILDIĞI GİBİ BAŞLARIM DEMOKRASİYE DEYİP RAFA KALDIRMAKTIR.

SON VE EN ÖNEMLİSİ HÜKÜMET PARTİSİNİN İÇİNE SIZMIŞ VE İL BAŞKANLIKLARINA KADAR YÜKSELMİŞ OLAN KRİPTO FETÖCÜLERİ BİR AN ÖNCE TESPİT EDİP GEREKLİ CEZALARIN VERİLMESİ İCAP ETMEKTEDİR.

VESSSELAM…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23