• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Anapalı
Ahmet Anapalı
TÜM YAZILARI

Atatürk’ün İçkili Ses Kaydını Kim Sildi?

20 Haziran 2016
A


Ahmet Anapalı İletişim:

Atatürk’e ait olup ve bizzat Atatürk tarafından kaydedilmiş bir ses kaydını dinliyorum şu an.  

Ne hikmetse şu an dinlediğim bu ses kaydı, 1973 tarihinde sessiz sedasız toplatılmış. Yani dostlar; bizzat Atatürk’e Atatürkçüler tarafından sansür yapılmış. Peki ama neden? 

Bu Atatürk’e bile yapılan sansür neden? Atatürk’ün bilgisi dahilinde kayda alınan ses kaydı neden piyasadan sessiz sedasız toplatıldı? 

Bütün bu soruların cevabı, bu ülkeyi bir zamanlar idare eden hakim zihniyetin gözünün ne kadar döndüğünü, şirazesinin ne kadar kaydığını gösterir. 

DÜŞÜNSENİZE YA HU BU MEMLEKETTE ATATÜRKÇÜLER BİZZAT ATATÜRK’E BİLE SANSÜR UYGULADI.

1973’te  piyasaya sürülen ve Atatürk’ün bir miktar alkol aldıktan sonraki sesini duymamızı sağlayan küçük boyutlu 33’lük ilk Atatürk plağı değildi elbette. Ancak bahsi geçen konuşma yalnızca bu plakta duyulabildi. Zaten o plak da yayınlandıktan çok kısa bir süre sonra bir el tarafından, kendisini Atatürkçü olarak tarif eden bir el tarafından toplatıldı. 

Fakat Atatürk’e yapılan ne ilk ne de son sansür uygulamasıydı bu(1)

Atatürk’ün, bir gramofon müessesesinin kendisine hediye ettiği ses alıcı cihaz vasıtasıyla sürekli kayıt yaptığını, konuşmaların dışında söylediği şarkıları, türküleri de kaydettiğini yakın çevresindekiler anlatıyor. Bu plakların çoğunlukla imha edildiği, elde kalanlarınsa Genelkurmay arşivinde olduğu ve gizlendiği edinilen bilgiler arasındadır.

Celal Bayar, alkollü olarak konuştuğu için kelimeleri doğru söyleyemeyen Atatürk’ün bu konuşması için şöyle der;

“Atatürk’ün sesi güzeldi. Bazen sevdiği arkadaşları ile bazen yalnız kaldığı zamanlar şarkı söyler veya dinlerdi. Ve bunları kaydettirirdi.”

İşte o olay konuşmanın tam deşifresi 

“Efendiler, kardeşlerim;

Biz bu milleti bugünkü şeklinden daha yüksek mertebeden çıkartmakla mükellef adamlarız. Bu yükseliş yalnız ve yalnız meydan muharebelerinde kazandığımız şereflerle olamaz. Bu mümkün değildir…..”

Yaklaşık iki dakika süren bu ses kaydında bilinmeyen ya da bilinse de bilinmezlikten gelinen farklı bir Atatürk çıkıyordu ortaya. “Büyük kurtarıcı” sofrada Celal Bayar’ı öven bir konuşma yapıyor sofrada hazır bulunanlar yaşa varol nidalarıyla eşlik ediyorlardı.

Buraya kadar normal görünen sürecin anormal gibi duran yanı, sesin sahibinin bazı cümleleri, bir kısım kelimeleri fazlasıyla yuvarlak telaffuz etmesiydi. Belli ki Atatürk, artık sevdiği ve herkesçe bilinen RAKI’yı biraz fazla kaçırmış, hiç istemediği halde konuşması kimi zaman anlaşılmaz bir hale bürünüyordu. 

Mesela arkadaşım Celal Bey ifadesi ister istemez; “ARKIDŞŞMM JELAL BEY” diye çıkıyor.(2)

Buna iftira, yalan ve Atatürk’ü sevmeyenler tarafından uydurulan bir yalandır diyenler elbette olacaktır. Onlara bu ses kaydının internet linkini verelim de müfteri olmak sıfatından kurtulalım. İşte buyurun bu ses kaydının linki;

https://www.youtube.com/watch?v=QYQunxJ7Wl8

Bu linke girenler ne demek istediğimi daha net ve güzel anlayacaktır.

Sevgili dostlar, Atatürk dahil herkes bir grup ya da gruplar tarafından elbette sevilebilir. Bu kimseyi ilgilendirmez. Ama hangi karakter sevilmeli? Yani Gerçek, yaşayan, iz bırakan karakter mi? Yoksa gerçeğine rağmen gönüllerde yaşatılan, büyütülen ve gerçeğinden çok farklı bir şekilde kahramanlaştırılan hayali kişi mi? İşte asıl problem bu…

Muhabbetle…

(1) Mustafa Kemal’den Beraber ve Solo Şarkılar, Murat Meriç, Radikal, 15 Kasım, 2008

(2) Aytekin Gezici, Atatürk’ün Şifresi, Profil Yayıncılık, sayfa 88

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23