Rahmet iklimi
Rahmet iklimi
ABDULLAH YILDIZ
“Üç aylar” olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan aylarının rahmet iklimine girmiş bulunuyoruz. Bir hadis-i şerifte “Şehrullah” diye nitelenen Receb-i Şerif ayındayız. Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece de Reğaib Kandili… “Üç aylar”ın ilki ve “haram/hürmetli aylar”dan biri olan Receb ayı, millet ve ümmet olarak bizi “biz” yapan ve bizi ayakta tutan manevi değerlerimize; İslâm’a, Kur’ân’a, Sünnet-i Resulullah’a sımsıkı sarılmamız gereken sıkıntılı bir süreçte imdadımıza yetişti elhamdülillah. İyi ki geldi; iyi geldi…
Receb ve Şaban ayı boyunca Resulullah’ın (s.a.) şu duasını her fırsatta tekrarlamayı unutmayalım: “Allahım! Receb ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b.Hanbel, Müsned, 1/259)
Peygamber Efendimiz (s.a) üç aylar hakkında şöyle buyurur: “Receb ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan ayı da ümmetimin ayıdır.” (Kenzu’l-Ummal, h. no: 35164)
Elbette bütün aylar, yıllar, günler Allah’ındır; ama konuyla ilgili rivayetler ve söz konusu nebevi nitelemeler birlikte incelendiğinde, üç ayların rahmete ve berekete vesile olduğu görülür.
Receb ayının da içinde yer aldığı “haram/hürmetli aylar” Kur’ân’da şöyle geçer: “Allah’ın, gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır…” (Tevbe, 9/36)
Hz. İbrahim (a.s.) devrinden beri itibar edilen “haram aylar”; Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb’dir. Haram ayların üçü peş peşe gelirken, Receb ayı tek başına hürmetli ay olarak kalır.
Receb ayında oruç tutmanın, infak ve hayır hasenatta bulunmanın, dua, tövbe ve istiğfarı artırmanın faziletine dair çeşitli hadisler rivayet edilmiştir. Bu ay iki kutlu gece ile bereketlenir: Receb’in ilk cuma gecesi Reğâib, 27. gecesi ise Mîrâc kandilidir. Reğâib; ‘ihsanlar, ikramlar’ demektir. Allah Teâlâ (c.c.) bu gecede, müminlere rağîbetler (ihsanlar, ikramlar) yağdırır. O halde bu geceye özel bir hürmet gösterip, bu ihsan, ikram ve rahmet sağanağından yararlanmalıyız. Reğâib gecesini ibadetle, dua ve niyazla, nafile namazla, Kur’ân tilaveti ve tefekkürü ile tevbe ve istiğfar ile geçirmek tavsiye edilmiştir. Bir hadis-i şerif şöyledir: “Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Reğâib gecesi, Şaban’ın 15. gecesi, Cuma, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı gecesi.” (Camiu’s-Sagîr, 3/454)
Zünnûn Mısrî söz konusu üç ayların önemini bir temsille açıklar: “Receb ekme ayıdır, Şaban sulama ayıdır, Ramazan derleyip toplama ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa cezasını çeker. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur. Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer.”
Hâsılı; çoraklaşan gönüllerimize manevi ürünleri ekip-dikeceğimiz, sonra sulayıp geliştireceğimiz ve nihayet hasat edeceğimiz çok bereketli, çok feyizli bir rahmet süreci olan “Üç Aylar”ın ilk günlerindeyiz… Bu ayların kıymetini en iyi bilen Peygamber Efendimiz (s.a): “Ölüp de pişmanlık duymayacak hiç kimse yoktur.” deyince ashab-ı kiram sorar: “O pişmanlık nedir yâ Resulallah?” Resulullah (s.a.) cevap verir: “(Ölen,) muhsin (iyi, erdemli) bir kişi ise, bu hâlini daha fazla artıramamış olduğuna; şayet kötü bir kişi ise, kötülükten vazgeçerek hâlini ıslah etmediğine pişman olacaktır.” (Tirmizî, Zühd 59)
Öyleyse, Hesap Günü daha fazla pişman olmamak, “keşke” dememek için, salih amelleri çoğaltacak fırsatları kaçırmayalım. Efendimizin (s.a.) yaptığı gibi, Receb ve Şaban’da ibadetlere özel bir önem vererek Ramazan ayına hazırlanalım. İbn Atâullah, Hikem-i Ataiye’de der ki: “Kulluk görevlerini ileride bulunacak boş bir zamana ertelemek nefsin ahmaklığındandır.”
Ne ki insan, görevlerini, özellikle kulluk görevlerini hep ihmal edip erteler…
Gelin, erteleyenlerden olmayalım… Allah’ın lütuf, rahmet ve bereketinin yağmur gibi yağdığı üç aylar fırsatını kaçırmayalım… Hayrettin Karaman hocamızın üç aylarla ilgili bir şiirinde ifade ettiği gibi:
“Biz şükürden aciziz işte boynumuz bükük
Senin affın rahmetin günahımızdan büyük
Lutfeyledin üç aylar rahmet ayını gördük
Bu rahmet deryasına soyunup dalmak yeter” (21. 12. 2025).
Üç aylarımız ve Reğaib kandilimiz bereketli ve feyizli olsun; ümmetin, milletin ve insanlığın dirilişine vesile olsun. Âmin.