Yunanistan’ın Recep Tayyip Erdoğan’ı…
IMF’ye ve “Faiz Lobisi”nin diğer uzantılarına rest çekebilme gücünüz varsa boyunduruktan kurtulursunuz.
Bunun için de, bir Recep Tayyip Erdoğan lâzım ülkeye, bir de “sağlam irade”nin arkasında duracak nice yürekli insan.
Diyor ya rahmetli İstiklal Şairimiz;
“İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye/
Ama gel kaldıralım dendi mi, heyhat o zaman/
Bir Süleyman daha lâzım yeniden bir de Sinan!”
“Lider” yoksa olmaz!..
“Ruh” yoksa olmaz!..
Bakın, şu “Komşu”ya…
Yunanistan’da bankalar 6 gün boyunca kapalı! Yunanlı, “faşist batı”nın dayattığı sefalet paketine mahkûmiyeti oylayacak.
Referandumdan “evet” çıkarsa, IMF’ye “ölesiye kölelik”; “hayır” çıkarsa, Yunanistan Euro bölgesinden dışarı, bu da “ölüm” demek.
Yunan halkı “ölüm” dense “sıtma”ya evet diyecek; gönüllü kölelik!..
Yunanistan bu noktaya nasıl geldi?
Uzun sürer anlatması…
Yunanistan gibi küçük bir ülke için her yıl ortalama 10 milyar dolarlık “savunma” harcaması çok fazla.
Ne var ki…
IMF, ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, İsrail Yunanistan’a bunu uzun yıllardır dayatıyor.
Mahkûm ülkelerin aldıkları borçların nerelere harcanacağı ve harcanmayacağı belli.
Öyle savunma harcamalarınızı kısmak, “eğitim” alanına “savunma” bütçesinden fazla pay ayırmak, yerli savunma sanayiine ağırlık vermek, kendi uçağını, helikopterini üretmek yok!
Hatırlayan çoktur;
Türkiye 2001 yılında büyük bir mali krizle karşılaştı.
Dolar bir anda katlandı, gecelik faizler yüzde 5000’lere dayandı, batan esnaf “zaman”ın Başbakan’ına yazarkasa fırlattı!..
Ümitlerin tükenme noktasına geldiği noktada, o krizi nasıl aştık?
Nasıl oldu da 3 bin dolarlık kişi başına gelirin 10 bin doları aşmasını bile yeterli görmez noktalara ulaştık?
Yunanistan’ın yapamadığını yapıp, “rest”i çekerek,
“One Minute”i çekerek!
IMF, batma noktasındaki Yunanistan’a ne diyor şimdi?..
“Vergileri arttır, kamu harcamalarını düşür, emeklilik yaşını uzat…”
Bir vakitler, ulusalcılığı kimseye bırakmayan CHP/DSP ile milliyetçiliği kimseye bırakmayan MHP’nin koalisyonunda yaptıkları gibi, “acı reçete” dayatıyorlar.
Tıpkı o zamanlar yaptıkları gibi, Yunanistan’ın “vurguncu işadamları” için “kurtarma paketleri” istiyorlar; bizdekinin adı Kemal Derviş imzalı “İstanbul Yaklaşımı”ydı, orada da bir “Atina Yaklaşımı” mesela!
Bu reçetenin şifa yönü yok, zehir.
Çünkü Yunanistan’ın “rekabet” gücünü arttırmak gibi bir gayesi yok, üretime bakan tarafı yok…
“Halkın ekmeğini kıs!” diyor ama, “savunma harcamalarını kıs!” demiyor, ne tezgâh!..
Yunanistan’da “Gerçek Lider”i çıkartacak ruh yok, hiç olmadı.
Bu yüzden de, böyle boyundurukta kaldı.
“Borç” bulmakta güçlük çektiğinde, Euro üzerinden yüzde 10 faizleborçlandırdılar ülkeyi.
Çok yüksek faizlerle aldığı paralar da, yine sahiplerine döndü; ABD, Almanya, Fransa, İngiltere sürekli olarak silah sattı Yunanistan’a.
IMF verdi, bunlar silaha yatırdı.
IMF verdi, bunlar “Atina Sermayesi”ne yatırdı.
Yunanistan tam mânâsıyla “köle”si oldu Faşist Batı’nın.
İsteseydiler bin kez kurtarabilirlerdi Yunanistan’ı, kurtarmadılar.
Aksine, Yunanistan’ın krizini olduğundan da büyük göstererek, “Euro bölgesi”nde “kriz” algısı meydana getirdiler.
Böylece Euronun değer kaybetmesini ve dolayısıyla başta Almanya olmak üzere “güçlü” Avrupa ekonomilerinin rekabet gücünün artmasını sağladılar.
Yunanistan’ı, Yunan halkını yem olarak kullandılar!..
Ülkede halk desteğini arkasına alabilecek çapta bir lider yok, bir “Recep Tayyip Erdoğan”ı yok.
“Dik dur eğilme, bu millet seninle” diye haykıran bir “ruh” yok Yunanistan’da…
Zevk, sefa, eğlence…
Vatandaşı bizdeki “Bodrum” CHP’lileri gibi; “Lider” dedikleri de Kemal Kılıçdaroğlu misali!
Yunanistan’da bankalar altı gün boyunca kapalı, Yunanlı emekli maaşını alamıyor, Yunanistan istikrarı mumla arıyor, Yunanistan bir “Lider”i mumla arıyor…
Dikkatinizden kaçmıyordur:
Yunanistan’ı “perişan” eden çevreler, bizleri çok daha kötü durumlara düşürmek için “topyekun” Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alıyor…
Meselenin AK Parti meselesi olmadığını; “Recep Tayyip Erdoğan”a sırf ismi “Recep” olduğu için saldırmadıklarını hâlâ göremeyen varsa ne diyelim…
Tecavüze uğramaktan, katledilmekten kaçan Suriyelilere şükürler olsun biz sahip çıktık.
Biz nereye sığınırız, Allah korusun böyle bir durum gelirse başımıza?..
Yunanistan’a, “Faşist Batı” bugün değilse yarın sahip çıkar.
Bize kim sahip çıkar?..
Olan biteni hâlâ kavrayamayan varsa…
Ne diyelim;
“Kalpleri var idrak etmez, gözleri var görmez, kulakları var işitmezler!”
(A’râf 179)