İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun milyonlarca liralık konser ihalesine sesini çıkarmayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 'DEM' için destek alamadığı başkanları konser harcamaları üzerinden tehdit etti.
Buğra Kardan İstanbul
Skandallarla çalkalanan CHP'de gerilim dorukta. Genel Başkan Özgür Özel'in İBB Ekrem İmamoğlu'ndan aldığı komutla PKK'yla bağlantılı Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'i müdafaa etmesine sessiz kalamayan isimlere baskı arttı. Özer için yapılan protesto eylemine katılmayan belediye başkanlarıyla ilgili skandallar dillere dolandı. Başkan Mansur Yavaş, Ebru Gündeş konserine 69 milyon lira ödediği için taşlandı. İmamoğlu'nun Tarkan'a verdiği milyarlar ise unutuldu.
DEM'e dokunan yanıyor
''CHP DEM'lenmekle meşgul'' paylaşımında bulunan eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş da ihraç talebiyle disipline sevk edildi. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal'ın üyeliğinin askıya alınması önerisi ele alınmaya başladı. Öneriyi sunan PM Üyesi Ali Haydar Fırat'ın Özcan ve Köksal için ''Çıkıp Genel Başkanı’mızın ortaya koyduğu çerçevenin hilafında bir açıklama yapamazlar. Yerlerini, konumlarını bilecekler'' demesi CHP'de DEM merkezli huzursuzluğun büyüdüğünü açığa çıkardı. CHP'de yaşanan kaşıkçı kavgasını Akit'e değerlendiren Siyaset Bilimci Dr. Yılmaz Altunsoy ise, şunları söyledi:
Boşnakzade örneği
''CHP içinde adeta Truva atı vazifesi gören DEM'li Ahmet Özer'in kırmızı bültenle aranan PKK'lı teröristlerle olan muhaberatından sonra görevinden en çektirilmesi ve tutuklanması büyük yankı uyandırdı. CHP içinde adeta bomba etkisi yaptı. TUSAŞ, saldırısının ardından hassasiyetin had safhada olduğu bir dönemde Özer'e tepki verip protesto eylemlerine katılmayan Ankara, Bolu ve Afyonkarahisar Belediye başkanları hedef alınması ayrıca Lütfü Savaş hakkında ihraç talep edilmesi her şeyi netleştirmiştir. Demokrasiden, hak hukuktan dem vuran CHP'nin ne kadar otokratik ve totaliter olduğu anlaşılmıştır. Ne kadar baskıcı, tahammülsüz, toleranssız olduğu görülmüştür. Bu hoşgörüsüzlüğün DEM çizgisindeki başkanın görevden alınmasıyla ortaya çıkması manidardır. CHP, budur ve bu zihniyet bir asırdır aynıdır. Bunun en güzel örneğini Serbest Cumhuriyet Fırkası'ndan Samsun Belediye Başkanı seçilmiş olan Boşnakzade Ahmet Efendi'yle görürüz. 1930 seçimlerinde Samsun'dan Belediye Başkanı seçilen Ahmet Efendi, CHP tarafından ve onun ebedi şefi tarafından bir türlü kabul edilemez. Kendisi istifaya zorlanır. İstifayı kabul etmeyince görevden alınır ve Samsun seçimleri iptal edilir. İşte CHP budur. Esenyurt olayı turnusol kâğıdı gibi ortadadır. CHP eşittir DEM olmuştur. Anadolu'dan seçilen, az da olsa vatansever ve düzgün CHP'li belediye başkanları da ne yazık ki bu protestolara katılmaya zorlanmıştır.
Ulusalcılar aforoz edildi
Duruşu olan ve şehitleri inciteceğini düşünerek protestolarına gitmeyenler ne yazık ki partiden aforoz edilmiştir. Yazık ki CHP, merkez sol partiden süratli bir şekilde PKK ve DEM'in gölgesi altına giren bir görünüme evirilmektedir. CHP yönetiminin bu katı tutumu pek çok şeye işaret etmektedir. DEM'le ittifaka bağlamıştır artık işi. Kandan ve bölücülükten beslenen hiçbir siyasi parti Türkiye'de milletin temiz oylarıyla iktidara gelememiştir gelemeyecektir.”
